Yemen'in çorak topraklarında, küçük Amina'nın dudakları kurumuştu. Üç gündür bir yudum su bulamamıştı. Yanıbaşında, daha küçük olan kardeşi Yusuf halsizce ağlıyordu:
"Abla, ölecek miyiz?"
Amina, gökyüzüne baktı. Bulutlar bile bu diyardan kaçmıştı sanki. Ellerini açtı ve içinden geldiği gibi yalvardı:
"Allah'ım! Biz çok küçüğüz. Babamız savaşta şehit oldu, annemiz hastalıktan gitti. Şimdi sadece Sen varsın. Bize bir damla su gönderir misin?"
O anda, uzaktan bir gölge belirdi. Yaşlı bir bedevi, devesiyle yaklaşıyordu. Heybesinden çıkardığı su tulumunu uzattı:
"Alın yavrularım, için!"
Amina şaşkınlıkla sordu:
"Dede, bu çölde bizi nasıl buldun?"
Yaşlı adam gözlerindeki yaşları gizleyerek gülümsedi:
"Rüyamda bir kız çocuğunun duasını gördüm. 'Allah'ım, bize su gönder' diyordu. Ben de buraya kadar geldim."
Kardeşler suyu içerken, bedevi heybesinden hurmalar çıkardı. Amina'nın yüzü aydınlandı:
"Demek Allah duaları işitiyor!"
Yaşlı adam başını salladı:
"Evet yavrum. Bazen bir deveyle, bazen bir yağmur bulutuyla, ama mutlaka duanın bir karşılığı vardır. Yeter ki kalbin kırık olsun ve ümidin taze."
O gece, yıllardır yağmur yüzü görmeyen köye ilk damlalar düştü. Amina pencereden bakarken, kardeşine sarıldı:
"Bak Yusuf! Allah sadece bize değil, herkese su gönderdi!"
Duanın Coğrafyası Yoktur: Yemen'deki bir çocuğun duası, çölün öbür ucundaki bir adamın rüyasına girebilir.
Ümit En Büyük Azıktır: Amina'nın "Demek Allah duaları işitiyor" sözü, bütün mazlumların ortak imanıdır.
Rahmetin Yolları: Allah'ın rahmeti bazen bir deve sırtında, bazen bir yağmur damlasında tecelli eder.
Küçük Ellerin Duası: Masum bir çocuğun duası, dağları yerinden oynatacak kuvvettedir.
(Kudsi Hadis)
Enâ 'inde zanni abdî bî, ve enâ me'ahu izâ zekeranî, fe-in zekeranî fî nefsihî zekerthuhû fî nefsî.
"Kulum Beni nasıl biliyorsa, öyle muamele ederim. O Beni andığında Ben onunlayım. Eğer o Beni içinden anarsa, Ben de onu öyle anarım." (Kudsi Hadis)