Haberler:

"Başla, inan, başar!" 🚀

Ana Menü

ÂŞÛRÂ GÜNÜ’NÜN FAZİLETİ

Başlatan uyanangenclik, Tem 04, 2025, 01:42 ÖÖ

« önceki - sonraki »

uyanangenclik

"İnne ıddeteş-şuhûri indallâhi-snâ aşera şehran fî kitâbillâhi yevme halakas-semâvâti vel-ard."
Kâle Resûlullâh (sallallâhu aleyhi ve sellem): 'Savmu yevmi Âşûrâe keffâretun senetin.
'"
Muhterem Mü'minler
Hutbemiz, ÂŞÛRÂ GÜNÜ'NÜN FAZİLETİ hakkındadır.
Muharrem-i Şerîf ayının onuncu gününe yani mîlâdî 5 Temmuz Cumartesi gününe isâbet eden Âşûrâ
günü, dinimizce büyük ehemmiyet arz etmekte ve birçok ilâhî tecelliye zarf olmuş bulunmaktadır.
Fakih Ebulleys es-Semerkandî (rh) hazretlerinin beyanına göre Âşûrâ Gününde vâki' olduğu rivâyet
edilen hadiseleri zikredecek olursak;
-Hz.Âdem(a.s.)'ın halk edilmesi, Cennet'e girmesi ve Cennet'ten çıktıktan sonra tevbesinin kabûlü,
-Hz.İbrâhim (a.s.)'ın velâdeti, Halîlüllah pâyesine ermesi, Nemrut'un ateşinden kurtulması,
-Hz.İdris (a.s.)'ın semâya ref' olunması ve Hz.Eyyûb(a.s.)'ın hastalıklardan kurtulması,
-Hz.Nuh (a.s.)'ın, gemisinin Cûdi dağına oturması ve karaya ayak basması,
-Hz.Îsâ(a.s.)'ın velâdeti ve kendisine suikast hazırlayan Yahûdîlerin elinden kurtarılıp semaya
yükseltilmesi ve Hz.Mûsâ (a.s.) ve ümmetinin Fir'avn'ın zulmünden kurtuluşları ve Fir'av'nın suda
boğulması gibi hadiseler Âşûrâ Gününde vâki olmuştur.

Muhterem Mü'minler
Muharrem-i Şerîf ayı geldiğinde mü'minlerin birbirlerinin yeni hicrî senelerini tebrîk etmeleri ve yeni
senenin kendileri ve tüm İslâm âlemi ve İslami Hizmetlerimiz hakkında hayırlı olması için Cenâb-ı Hak'ka
duâ ve ilticâ etmeleri icâb eder. Ayrıca bu günlerde, fakirlere-yoksullara yardımda bulunmak, kimsesizleri
ve hastaları ziyaret etmek de güzel görülmüştür. Büyük Allah dostları tarafından beyan edilen, bu aya ve
Aşûrâ gününe mahsus bir takım ibâdetler de mevcuttur. Şöyle ki; bu ayın ilk on gününde kılınması
ehemmiyetle tavsiye olunan altı rek'at namaz vardır ki niyeti ve kılınış şekli duâ kitaplarında ve takvim
yapraklarında beyan edilmektedir.

Âşûrâ Günü'nün bu müstesna kıymeti sebebiyle Rasûlüllâh Efendimiz bugünde oruç tutar ve
eshâbınada tavsiye ederlerdi. Bir Hadîs-i Şeriflerinde Rasûlüllâh Efendimiz meâlen: "Ramazan'dan sonra
oruçların en faziletlisi, şehrullah olan Muharrem (ayında tutulan)dır. Farzlardan sonra namazların en
faziletlisi gece namazıdır." buyurmaktadırlar.

Abdullah ibn-i Abbas(r.a.) naklediyor: "Rasülüllah (s.a.v.) Efendimiz Âşûrâ günü oruç tuttu ve o
günün orucunu tutmayı bizede emretti. Ashâb: "Ey Allâh'ın Rasûlü, o(Âşûrâ) Yahûdi ve Nasrânî'lerin
büyük saydıkları bir gün değilmidir?" dediler. Rasûl-ü Ekrem Efendimiz: "Gelecek sene olduğunda -
inşaallah- dokuzuncu günü (ile birlikte) oruç tutarız." buyurdular. Ertesi senenin Muharrem ayı
gelmeden önce Rasûlüllâh Efendimiz vefat ettiler."" İşte bu sebepledir ki, Âşûrâ gününü tek başına değil,
dokuzuncu günle beraber veya bu mümkün olmamış ise on birinci günle beraber tutulması tavsiye
olunmaktadır.
Rasûlüllâh Efendimiz(s.a.v.) Ramazan orucundan sonra en fazla Âşûrâ orucuna ehemmiyet verirdi.
Nâfile olarak yapılan ibadetlerin sevabı, on mislidir. Nafile olmasına rağmen Âşûrâ orucunun müstesnâ
bir durumu vardır. Peygamber (s.a.v.) Efendimiz bir Hadîs-i Şeriflerinde bu hususu şöyle izah
buyurmaktadırlar: "Âşûrâ gününün orucu -Allâh'a karşı hüsn-ü zannım odur ki- bir önceki senede
işlenen hatayı örter." Yine bu ay içinde; Perşembe, Cuma, cumartesi günleri peş peşe oruç tutulursa 900
senelik nafile oruç sevâbı verileceği müjdelenmektedir. Âşûrâ gününde her mü'minin on kişiye birer
selâm veya bir kişiye on selâm vermesi tavsiye edilmektedir. Bugünde gusül abdesti alan kimsenin sene
boyunca ufak tefek hastalıklardan berî olacağı ve o gün çoluk ve çocuğunun nafakasını geniş tutması
halinde ecir ve berekete vesîle olacağı beyan edilmektedir. Peygamber Efendimiz(s.a.v.) bir Hadîs-i
Şeriflerinde meâlen: "Kim âile efrâdına Âşûrâ günü (nün nafakasını) geniş tutarsa Allah'da ona senenin
tamamında genişlik verir."
buyurmaktadırlar.
Muhterem Mü'minler
İslam şuuruna mâlik bulunan her mü'min, yukarıda da izah etmeye çalıştığımız hususlar
müvâcehesinde bu günlere îcâb eden itinayı göstermeli ve sünnet müessesesini ayakta tutmaya çalışarak
Mevlâmız'ın rızâsına nâil olabilmenin gayreti içersinde olmalıdır.