Asıl adı Hind'dir. Oğlu Seleme'den dolayı, Ümmü Seleme diye adlandırılmıştır.
Babası Ebu Umeyye bint-i Mugayre İbn-i Ömer İbn-i Mahzun, annesi Atik bint-i Amir İbn-i Rabia İbn-i Malik Kinaniye idi.
İlk Evliliği
İlk önce halasının oğlu Hz.Ebu Seleme İbn-i Abdul Esedile evlenmişti.
İslamiyete intisabı
Kocasıda kendiside ilk müslümanlardandı. Nübüvvetin ilk günlerinde halkın keşmekeş olduğu zamanlarda, Hakkın nerede olduğunu anlayıp İslam halkasına girmişti.
Hicret
Beyi ile birlikte Habeşistana hicret etmişler. Orada bir müddet kaldıktan sonra Medine'ye geldiler. Medinye geldikten sonra felaketlerle karşılaştı. Kendi dilinden olay şöyle anlatılır:
"Ebu Selem e ile Medineye gelmeğe karar verdik. Bir devemiz vardı. Bu deveye çocuğumuz Seleme ile birlikte binmiştik. Ebu seleme de devenin yularını tutmuş yürüyordu. Benu Mugayre mıntıkasına geldik. Bunlar benim baba tarafımdan aşiretim idiler. Ebu selemeye eziyete etmeğe başladılar ve
"Bizim kızımızı sen neden böyle fena bir durumda bulundurursun?" dediler. Yuları Ebu Selemenin elinden aldılar ve beni kendileri ile alıp götürdüler. O ara, Ebu Seleme'nin aşireti Benu Abdül-Esed halkı da çıka geldi. Onlar da oğlum Seleme'yi aldılar ve Beni Mugayrelilere şöyle dediler:
"Madem ki siz kendi kızınızı kocasından ayırıp almak istersiniz, biz de kendi çocuğumuzu elbette ki sizin yanınızda bırakmayız." İşte bu şekilde ailemiz dağıldı. Üçümüzden her birimiz bir tarafda, birbirimizden ayrıldık. Beni çekişmeler esnasında hırpaldılar, fenalık geçirdim. Hicret hükmü verilmiş olduğundan, Ebu Seleme Medinenin yolunu tutup yola devam etti. Çünkü Ebu Seleme ne kendi aşiretine ne de beni m aşiretime söz anlatamamıştı. Yapayalnız Medineye vardı. Ben de kendi aşiretime geldim.
Sabahleyin evden çıkar, bir toprak yığınının üzerine oturur akşama kadar ağlardım. Bir sene böyle geçti. Bir gün bu perişan halimi gören biri bana bir şeyler olmasından korkarak aşiretin ileri gelenlerini toplayarak:
"Siz ne biçim insanlarsınız? Bu zavallı kadından ne istersiniz? Niçin bunu çocuğundan ve kocasından ayırırsınız? Niçin bunları birbirine kavuşturmazsınız?"
Adamcağız bunları öyle içtenlikle söylüyorduki, herkes tesir altına kaldı. Bana acvıdılar ve kocamın yanına gitmeme müsaade ettiler. Beyimin aşiretide, bunun üzerine çocuğumu getirip teslim ettiler. Bana bir deve bir havdec temin ettiler. Oğlumla yapayalnız yola koyulduk. Ne yapacağımı şaşırmıştım. İşte o sırada Osman İbn-i Talha çıka geldi. Nereye gitmek istediğimi sorup, neden yalnız başıma lkaldığımı öğrenmek istedi. Ben de kimsem olmadığını ve başımdan geçenleri anlattım. Bana yardım etti. Konakladığımız zaman çeker gider uzakta bir ağacın altında istirahat ederdi. Medine yakınlarında Kaba mevkine geldiğinde Ebvu Selem'yi bulup beni teslim ederek, kendisi Mekke'ye döndü. "
Hz.Ümm-i Seleme, Osman Ibn-i Talha'nın bu iyiliğini her zaman hatırlar ve bu hususta hep şöyle derdi.
"Ben Osman Ibn-i Talha'dan daha yüksek seciyeli ve iyiliksever bir insan görmedim"
İlk hicaba giren hatun
Hz.Ummü Seleme hicaba ilk girmiş bulunan (Mesture) hatun idi. Medine'ye örtünerek gelmişti. Yüksek bir aileye mensub idi. Kaba mevkine geldiği zaman, halk kendisine kim olduğunu surduğunda "Ümeyyenin kızıyım" dediğinde kimse inanamıştı. Çünkü o zamanlar asil ailelerin kadınları yalnız başına yola çıkmazlardı. Nerde Ebu ÜĞmeyye'nin kızı çıksın. Hz.Ümmü Selem İslam için, Hak Teâla'nın emri için bu yolculuğa katlanmıştı.
"Ya Rabbi ondan daha iyisini onun yerine koy"
Daha hicret henüz bitmişti. Kocasına yeni kavuşmuştu. Ebu seleme cihad için uhud gazasına katılır. Bir ok ile yaralanır. Bir ay kadar tedavi sonucu iyileşir. ancak aradan zaman geçtikçe eski yara yeniden açılır, bir türlü düzelmek bilmez ve vefat eder.
Hz.Ummu Seleme vefat haberini Rersul-i ekrem'e ulaştırır. Resulullah evlerine teşrif eder, gönüllerini alır, sabır tavsiye ederek şöyle buyururlar:
"Ey Ummu Seleme şöyle dua et: Ya Rabbi ondan daha iyisini onun yerine koy".
Sonra Resulullah s.a.v., Ebu Selemenin cenazesinin başı ucuna geldiler ve cenazenin hazırlanması ile bizzat meşgul oldular. Cenaze namazını kıldırdılar ve namazda "dokuz tekbir" aldılar. Halk, neden böyle yaptıklarını sorunca, buyurdularki.
"Bu zat bin tekbire müstehaktır"
Ebu Seleme vefat ettiği zaman gözleri açık idi. Zatı Saadetleri kendi mübarek elleriyle onun gözlerini kapattılar ve kendileri için mağfiret duasında bulundular.
Zatı Saadetleriyle Evliliği
Ebu Seleme'nin vefatında Hz.Ummu Seleme r.a. hamileydi. İddet geçtikten sonra Hz.Ebu Bekir, bu hatunun yalnızlığını ve kimsesizliğini düşünerek evlenem teklifinde bulundu, fakat Hz.Ummu Seleme kabul etmedi.
Zatı Saadetleri olan bitenlere çok üzülmüş ve müteessir olmuştu, bu sefer kendisi Ummu seleme'ye bir teselli olmak üzere kendisine nikah haberi gönderir, Hz.Ummu Seleme elbetteki emr-i Saadeti kabul etmiyorum sdiyecek değildi. Ancak bir kaç gün gecikti ve bazı şartlar ileri sürdü. Resulullah da şartları kabul buyurdular.
Hicri 4.sene Şevval ayında, nişkah akdi tamamlandı. Acısı dinmiş, ömrünün sonuna kadar da bu saadetin tadını aklından çıkarmamıştı..
Ebu Seleme'nin onun için ettiği duası kabul olmuştu:
"Ya Rabbi benden sonra karım Ummu Seleme'ye benden çok daha iyi bir koca nasib eyle"
Zati saadetleri, Hz. Ummu Seleme ile nikahlanınca kendisine ev eşyası olark, bir çift el değirmeni, iki su tulumu, bir yatak ve içi hurma lifleri ile doldurulmuş iki yastık, lütf ettiler. işte yeni evlilerin ev eşyasu bu idi. Zatı Saadetleri, diğer hanımları içinde bunun aynısını vermişti..
Hz.Ummu seleme'nin güzelliğini duyan Hz.Ayşe nikahtan sonra gıpta eder, kendisini görmeğe gelir. Görünce:
"Ummu Seleme, söylendiğinden daha da çok güzeldir" der. Gelir meseleyi Hz.Hafsa'ya anlatır. O da: "Halk böyle demiş ve sen tesir altında kalmışsın, güzelliğine güzel ama bira mübalağa etmişler..." Hz. Hafsa böyle demesine der ama içini bir kuruntu alır. İkisi birlikte gidip görürler ve iyice dikkat ederler. Bu sefer Hz.Ayşe şöyle der: "Hafsa haklıdır"
Hz.Ummu Seleme Resulullah ile evlendikten ve evine geldikten sonra Zatı Saadetleri kendini ilk görmeye geldiklerinde, Hz.Ummu Seleme, kucağında süt çocuğunu emzirmekteydi. Resulullah bu durumu görünce geri çıkarlar. Süt kardeşleri bu durumu haber alınca üzülürler ve çocuğu alıp kendi evlerine götürürler. Bir kaç gün evlerinde baktıktan sonra çocuğu geri getirirler.
Hz.Ummu Seleme, Resulullah ile evlendiği ilk gün bile kendi eli ile yemek pişirmişti. Tesadüf aynı gün kadın sahabilerden Hz.Zeynep Bint-i Huzeyme vefat eylemişti. Koca evine geldiğinin hemen akabinde, onun evine gidip, yokladıktan sonra derhal işe girişir, hemen bir tencere alır, bir parça yağ eritir, daha önce öğütüp hazırlamış olduğu unu ve tatlıyı karıştırıp, gayet nefis ve lezzetli bir yemek hazırlar Ev eşyası daha önce getirilip hazırlar ve bu yemeği yerler.
Resulullah ile müşavere
Hüdeybiye anlaşması sırasında, Zatı saadetleri, halka hitap ederek:
"Burada kurbanlarınız kesin, dönelim" dedikleri zaman, zahirde, anlaşma şartları müslümanların aleyhine görünüyordu. bunun için müslümanların çoğu üzüldüler. Resulullah, üç kere hükmü Nebeviyi tekrarladılarsa da kimse yanaşmadı. Bunun üzerine çadırlarına teşrif buyurdular ve meseleyi Hz.Ummu Seleme'ye açtılar. Dirayetli hatun şöyle arz etti:
"Hiç kimseye hiç bir şey buyurmayın, kurbanınızı kesip ihramdan çıkın ve saçınızı kesin"
Fahr-i Kainat efendimiz de Hz.Ummu seleme!nin söylediğini dikkate aldılar ve öyle hareket ettiler. Ashab da Efendimizin böyle yaptığını görünce, aynısını yaptılar.
Resulullah'ın son günleri
Haccetu-l Veda'da (Zatı Peygamberlerinin son haccı) Hz.Ummu Seleme rahatsız olmakla beraber, yine dini farizayı ihmal etmedi. Zatı Risaletpenahilerinin maiyeti saadetlerine katıldı. Yürüyemiyordu. Tavaf hakkında Zatı Saadetlerine sordu:
Buyurdular:
- Ey Ummu Seleme, sabah namazından sonra, sen devene bin de deve ile tavaf eyle."
Zati Saadetlerinin son hastalıklarında, hastalık uzun sürüp de, Hz.Ayşe'nin odasına teşrif ettiklerinde, Hz.Ummu Seleme sık sık ziyarete gelirlerdi. Bir ara Resulullah'ın durumu ağırlaşır ve Hz.Ummu Seleme kendini tutamaz ve aniden feryada başlar. Fahri Kainat mani olurlar ve buyururlar:
"Böyle yapman müslümanca bir iş değildir. Böyle yapmayacaksın".
Bir rüya
Hz.Hüseyin r.a, Yezid'in ordusu tarafından çevrildiğ i zaman, Hz.Ummu Seleme bir rüya görür: Resulullah s.a.v. gayet üzgün bir halde teşrif ettiler. mübarek saçları ve sakalları toza toprağa bulaşmıştı. sordum, "Ya Resulullah, nedir bu haliniz?" Buyurdular:
"Hüseyin'in katl edildiği yerden geliyorum".
O zaman gözlerimi açtım, göçzlerimden yaşlar akıyordu.
Demek:
"Iraklılar, Hz.Hüseyin'i öldürdüler. Hak Teala da onları katl eylesin. Hüseyini bu hale koyan kavme Allah lanet eyleye" dedim.
Çocukları
Yalnız ilk kocasından çocukları vardı. Seleme ve ömer isimli iki oğlu ve Zeynep isminde bir kızı.
Seleme: Habeşistan'da doğdu. Zatı Saaadetleri onu Hz.Hamza r.a. kızı Emame ile evlend[/color]