Yapmak İstediklerinizi Asla Ertelemeyin

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı hamlet

  • ***
  • Join Date: Nis 2008
  • 146
  • +20/-1
Yapmak İstediklerinizi Asla Ertelemeyin
« : 19 Ocak 2010, 15:33:33 »
Benim küçüklüğüm babamın orman işçisi olmasından dolayı dağlarda geçti.
İlkokula başlayana kadar dağlarda büyüdüm. Sonra okul, iş hayatı derken yıllar geçti.
Bilgisayar başında dağlar ve dağcılık hakkında çok vakit geçirdim ve hayal kurdum. 2007 yılında Tunç Fındık'a yazdığımda bana en yakın dağcılık kulübüne git başla sonrası gelir diye yol gösterdi. İşim dolayısıyla Antalya’ya gelir gelmez burada TODOKS'u (Toroslar Doğa Sporları Kulübü) buldum,
şubat ayında bir akşam vakti zar zor bulduğum kulübe gittiğimde kapıda karşılaştım başkan ile. Ayaküstü biraz sohbet ettik ben dağlarda büyüdüm dağları çok seviyorum zirvelere çıkmak istiyorum dediğimde;
 
“Ben de dağlarda büyüdüm ama öyle kolay değil zirveler sen şimdi git, eğitim zamanı biz haber veririz” dedi. Mailleştik telefonlaştık ve ben temel dağcılık eğitimini aldım, zirvelere çıkmaya başladım.

Artık ne zaman bunalsam gidip sohbet edebildiğim arkadaşlarım var. Bir görseniz neredeyse tamamı emekliye ayrılmış bir grup ihtiyar delikanlı ve vakitlerinin çoğunu kulüpte geçiriyor. Her hafta sonu trekking, 15 günde bir dağcılık faaliyetimiz var. Zirveye çıkanlar da 50-70 yaşındaki delikanlılar. Yüksek irtifa ya çıkmanın onca zahmetine katlanıp -10 derecelerde çadırda kalıp, gece yarıları yola çıkıp 8-10 saat yürüdükten sonra sabahın ilk ışıklarında kahvaltı yapıyoruz üç bin metrelerde. Tüm bu zorlu yolculuklardan sonra bile o kadar eğlenceli, hayat dolular ki.

Onlara bakınca yaşamın büyüsünün farkına vardım. Sevdiğiniz şeyleri yapmayıp ertelemenin ne kadar acı olduğunu öğrendim. 65 yaşında Ağrı dağının zirvesine çıktığımızda -20 derecede buzların üzerine uzanan ve keyiften ağlayan, o yaşta çocuklar gibi sevinen, gözlerinin içi parlayan ihtiyar delikanlıları gördüm. 

Artık kendimi çok ama çok şanslı hissediyorum dostlarım. Eşimi, arkadaşlarımı yaşadığım çevreyi, bahçemde ki ağaçları sokak kedilerini daha çok seviyorum. Sabah kalkıp spor yaparken uzaktan dağlara baktığımda, denizin mis gibi kokusunu içime çektiğimde; “Oh be” diyorum. “Oh be ne keyifli şeymiş yaşamak”.

Tüm bunları doğaya, dağlara borçlu olduğumu hiç unutmuyorum. Karamsar yanımın beni teslim almasına asla izin vermiyorum. Bunaldığımda hemen dağlara kaçıyorum. Toprağa oturuyor, kaya ile saatlerce mücadele edip bedenimi yoruyor ve içimi müthiş bir yaşam enerjisi ile dolduruyorum.

Anlatacak o kadar hikâyem var ki artık. Görüşmek üzere sağlıcakla kalın.


Ercan Karaman