Gülay Öztürk yazıları

0 Üye ve 2 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı D®agon

  • Ezberletmez Öğretir
  • *******
  • Join Date: Mar 2008
  • Yer: Ankara
  • 11656
  • +524/-0
  • Cinsiyet: Bay
    • Arif Hocam
Ynt: Gülay Öztürk yazıları
« Yanıtla #55 : 23 Aralık 2009, 22:09:01 »
-Bu dünyada bulunan tüm zevklerin ve nimetlerin asılları Cennet’tedir. Bu
dünya tatma dünyası olup, doyma dünyası değildir. Doyma yeri Cennet’tedir.
 
- Güvenilirlik en büyük zenginliktir.
 
- Öğünme nefsi azdırır.
 
- Zarara kendi rızasıyla gidene acınmaz, merhamet edilmez.
 
- İnsanların emir ve yasakları, Allah’ın emir ve yasaklarıyla çeliştiği,
çatıştığı halde, siz onlara itaat ederseniz; Allah(C.C) ‘a ORTAK KOŞMUŞ
olursunuz!
 
- Ölümü unutmak kalbi paslandırır.
 
- Ölüm bir nimettir. Dünyanın sıkıntı ve ızdıraplarından kurtuluştur.
 
- Dünya Mü’minin zindanı, kafirin ise Cennetidir.
 
- Ölüm; dostlara kavuşma yönüyle bir nimet, bir rahmet olduğu gibi: çileli,
ızdıraplı kulluk vazifesinden de bir terhistir.
 
- Ey kardeşim; elindekini Allah yolunda harcamakta, tereddüt gösterme.
 
- Sana zulmeden kimsenin zulmü sana büyük gelmesin; çünkü o senin zararına
da olur, MENFAATİNE de...
 
, Dünya nimetleri hususunda senden daha yukarıda olanlara değil, senden daha
aşağıda olanlara bak. Çünkü bu Allah’ın sana verdiği nimetleri küçümsememen
için yapılabilecek en iyi harekettir.
 
-İyiliğe iyilikle karşılık vermek herkesin işi; kötülüğe iyilikle karşılık
vermek ise er kişinin işidir.
 
* Baş olma sevdasına düşen, artık ibadet ve ihlastan sıyrılır.

* Huzursuzluğun kaynağı ikidir: Birincisi bilmemek yani ilmihali okumamak,
öğrenmemek. İkincisi bildiğini tatbik etmemek.

* İki kişi bir araya gelince dedikodu, gıybet etmeyin, Allah deyin.
Düşüncesi yalnız dünya olan kişilerle görüşmeyin dünya sevgisi size de tesir
eder, zorunlu hallerde helâya gider gibi, görüşülebilir.

* Bir mümin kardeşine ait hoş olmayan, bir iş duyarsan yetmişe kadar özür
kapısı vardır. [Yani bunu şu haklı sebepten dolayı işlemiştir diye yetmiş
tane gerekçe bulmalı.]

* Faydasız konuşanlarla arkadaşlık etmeyin. Bidat ehlinden haram işleyenden
kaçın. İnsanların aybını görmeyin, insanların aybını gören, insanların
hedefi olur.

* En büyük tehlike kendinizi tanımamaktır. Allahü teâlânın nimetlerini
unutmaktır, kendinizi bir şey sanmaktır.

* Biliniz ki, nasıl yaşarsanız öyle ölürsünüz.

* Kâfir de olsa, fasık da olsa hiç kimsenin bedduasını almayın.

* Hakkı bâtıldan ayırmak dünyada en zor şeydir. Bazıları ahirette hak diye
sarıldıklarının bâtıl olduğunu görecekler ve yandık diyecekler! Bazıları
hakka bâtıl diye hücum edecekler, saldıracaklar ve hüsran içinde
kalacaklardır. Bazıları da bâtıla hak diye sarılacaklar ve kahru perişan
olacaklar.

 

 Bu yüzden, her müslümana öğretmek için Peygamber efendimiz
buyurmuşlar ki:

Ya Rabbi bana doğruyu doğru olarak bildir ve doğruya uymayı nasip et.
Allahım eğriyi de eğri olarak bildir ve ondan kaçınmayı nasip et. Ben bâtıla
hak diye sarılmayayım.

bizde Canım Efendimin duasına AMİN deriz inşAllah

Çevrimdışı D®agon

  • Ezberletmez Öğretir
  • *******
  • Join Date: Mar 2008
  • Yer: Ankara
  • 11656
  • +524/-0
  • Cinsiyet: Bay
    • Arif Hocam
Ynt: Gülay Öztürk yazıları
« Yanıtla #56 : 23 Aralık 2009, 22:09:47 »
Yine mevlidin tarihinin yıldönümü..

 

Senin doğumun aydınlatmıştı karanlıkları, şimdi karanlık gönülleride aydınlatsın dönümün..

 

Hani sen doğduğunda Ebu lehep su dağıtmıştı..Ve hani onu bile mükafatlandırmıştı Sevgilin, her doğum gününde su ile ferahlatarak..

 

Şimdi senin doğumun için tatlılar pişirilip dağıtılıyor, selamlaşıyor Allah için sevenler, mü' minler kalp kırıklıklarını unuttular aşkın aşkına..

 

Coştu ümmetin dalga dalga..

 

Ey merhametlilerin en merhametlisi  Allah'ım!, merhametin Muhammedinin elinden olsun..

Biz buralarda sallanıp duran bri avuç inanan.

 

.Haddimize değil, senin doğumunu kutlamak hani o çok sevdiklerimizin doğum günlerini kutlamaktan daha şerefli olmalı..

 

Öyle ya, alemlerin efendisisin sen..bizim acziyetli kulluğumuz değil, sana yakışır bir hayatın kutlaması olmalıydı bu...

Biliyorum...İmkanımız olsa, toparlanıp gelsek sana, bize önce kendi içimizde ki kalplerimizi işaret buyururdun..Zira kişi mümin kardeşini sevmedikçe iman etmiş olamaz demiştin..

ne olur..kara gözlerini ayırma gözlerimizden..Öyle ki günahlarımız gözlerimizden akarken gözlerinden hiç ayrılmasın..O an ölüm yüreklerimizi kucaklasın..

Doğum günün bize kutlu oldu efendim...Bizlere de gözlerinde doğmak nasib...
 

Çevrimdışı D®agon

  • Ezberletmez Öğretir
  • *******
  • Join Date: Mar 2008
  • Yer: Ankara
  • 11656
  • +524/-0
  • Cinsiyet: Bay
    • Arif Hocam
Ynt: Gülay Öztürk yazıları
« Yanıtla #57 : 23 Aralık 2009, 22:11:58 »
Gecenin alaca karanlığında 57.Alay komutanı,Bomba
Sırtı’nın güney eteklerinden aşağıya baktığında,
Çok garip bir şekilde ,arazide yayılmış küme-küme
Beyazlıklar görür ve hemen tabur komutanını çağırarak
Sorar..
-Bunlar ne.?
Tabur komutanının cevabı ilginçtir.
-Efendim,onlar ,fecre az bir zaman kala emriniz ile hücuma
geçecek erlerimizin iç çamaşırlardır..


Evet,her bir vatan evladı ,ertesi günkü savaşta şehitlik
İle nasiplenirse,Rabbi’nin huzuruna temiz çıkma düşüncesi
İle geceden çamaşır değiştirmiş ve üzerindeki kirli
Çamasırları da yıkayıp,çalılıklara asmışlardır..

İşte uzaktan gözüken küme-küme beyazlıklar bunlardır.
Ve o günkü çarpışmalarda ölüme gülerek giden
Bu alaydan sağ kalan olmaz…………


Ve bu yiğitler tarihe “Şehitler Alayı “olarak geçerler..
Şehitler için Rabbimizin müjdesi ve garantisi varken,
bu ne edep ve hayadır..
Evet sevgili kardeşler..
O mübarek insanlar,Allah için,Resulullah için,Kur’an için,
Vatan için,namus için böyle mücadele ettiler,kanlarını
Akıttılar,canlarını vererek şahadet şerbetini içtiler..

Bu günkü nesile bakıp da o Şehitlerin kanlarının suladığı
Bu topraklar üzerinde yürümeye hakkımız var mi?
Bunu hiç düşündünüz mü?


Yoksulluk ,imkansızlık had safhada ,doğru dürüst karınlarını
Doyuracak yiyecekleri bile yok….

Anadolu’nun her kösesinden kopup gelen yiğitler,ihlaslı,imanlı,
Mert Müslüman evlatları Çanakkale’de bir destan yazdı…

Bizler yaşayalım diye,doyamadıkları hayatlarını siperlerde
Bırakan onlar…

ONLAR Kİ,BÜGÜN,BU SAATTE BİZLERDEN FATİHALAR BEKLER..
Yorum (4) :: Yorum yaz! :: Bağlantı

17/3/2008 - "Çalışmadan dua eden,silahsız harbe giden gibidir. " (Hadis-i Şe
Kategori: YAZILARIM

   

Rabbimiz Hayy^dir,Kerim'dir.Kulu dua ederek Kendisine elini kaldırdığı
zaman,O (c.c.)ellerini boş çevirmekten istihya eder.." (hadis-i şerif )

Müslüman ,ahlakını düzelttikten sonra günahlarına tevbe etmeli,Mevlasından
onu bağışlamasını istemelidir ,oda dua yoluna...

Her fırsatta Allah'ı anmalı,bildiği dualar okumalıdır..

"Kalbler ancak Allahu Teala'yı anmakla ,imtihana,rahata kavuşur.."(Rad,28 )
"Allah'ın nimetlerini anın ki,kurtulaşınız.." (Araf,69)

"Beni anın ki,Bende sizi anayım..Bana şükredin,nankörlük etmeyın.."
(Bakara,152 )
Duanın kabul olması için,bazı hususlara dikkat edilmesi gerekir..

Sebeblere yapışmadan istemek,kuru bir temennidir..

"Çalışmadan dua eden,silahsız harbe giden gibidir. " (Hadis-i Şerif )

Günahlarına tevbe etmeli,sadaka vermeli,ve duanın mutlaka kabul olacağına
inanmalı...


Bazı Hadis-i Şeriflerinde sevgili Peygamberimiz (sallallhu aleyhi ve
sellem)buyuruyor ki..

"Siz,kabul edileceğine yakinen inanarak ,Allah'a dua ediniz..Allahu Teala'yı
unutarak gaflette edilen dualar kabul olunmaz.."


"Emr-i marufu bırakırsanız duanız kabul olmaz "


" Kızını fasıkla evlendirenin duası kabul olmaz..."


"Duam kabul olmadı.."demek yanlıştır.."

" Dua edenin ya günahı affolur,veya hemen hayırlı karşılığını görür,yahut
Ahirette mükafatını bulur.."

Evet dostlar.Allahu Teala,dua edeni sever,dua etmeyene gazap eder..

Dua ,müminin silahi,dinin direğidir..

Duanın faydası çoktur..
İnsan,gaflet içinde olduğunu söyleyerek duayı bırakmak doğru değildir..
Kalbine geldiği gibi dua etmek,ezberlediği duadan okumaktan daha iyidir..

"Bana dua edin ,kabul edeyım..Bana ibadet etmek istemeyenleri,zelil ve hakir
eder,Cehenneme atarım.."
(Mü'min,60 )

EY darda ve sıkıntıda kalanların dualarına cevap verir,onlara yardım eden
Rabbim !
Bizi,hiç bir şeyden hesaba çekmeyecen şekilde her şeyimizi bağışla..!
Allah'ım ,bizi dünyadan iman ve Kur'an'la çıkıp gitmeyi nasıp
eyle...

AMİN..AMİN..AMİN !

Çevrimdışı D®agon

  • Ezberletmez Öğretir
  • *******
  • Join Date: Mar 2008
  • Yer: Ankara
  • 11656
  • +524/-0
  • Cinsiyet: Bay
    • Arif Hocam
Ynt: Gülay Öztürk yazıları
« Yanıtla #58 : 23 Aralık 2009, 22:14:03 »
Mevlam cümlemizden razi olsun kardeşler..zaman çok kıymetli ve bunu çoğumuz anlamayız,düşünmeyız,ölmeyecek gibi kapılıyoruz bu hayatın akısını,çoğu zaman yanımıza geçen büyük gerçek Ölüm görmüyoruz bile..
Görsek de beş dakika sonra unutuyoruz bile..

geriye bakın ,yaşadınız yılların hesapını yapın..su gibi geçen yıllar ne izler bıraktı bizlere veya neler öğretti..
eğer bir seyler öğrendisak ne mutlu bizlere..

ama insanlar vardır ki,hayat onlara hiç bir sey öğretmemiş..hayatı yemekten içmekten ibaret olduğunu zannederek refah içinde yaşamayı gayret içindeler...
oysa okuduğum Kur'an'ı Kerim'i hemen-hemen her gün Ayet önüme geliyor..

"Ben insanoğlu mesakat,çile sıkıntı ve musibet dolu bir dünya yoladım..imtihan için,iylere ve kötülere ayırmak için "buyuruyor Mevlamız.(c.c)

Rabbimiz bizlere verdiği büyük nimetlerden biri de akıl..akılı insan büyük SON düşünerek ahiret için hazırlık yapar..

evliyalar dahi SONU düşünerek endise içinde yaşamişlar,acaba imanla ölebilecem diye...
ama biz sanki Cenneti karantı altında almişiz gibi gayet rahat yaşiyoruz..

ben okuyarak ve Mevlam dan doğruyu göstermesi diye dua ederek islami öğrendim..
yoksa müslümanlar yaşayışlarını baksaydım ne islami kabul ederdim nede Mevlamın rızasına kazanmak için elime geleni yapmazdım..

belki bazi kardeşlerim yalnız anlayabilir bu dediğimi..
ama söyleyin hey dostlar..
hangimiz Peygamberimiz sünnetini devam ettiriyoruz:?
ne yazık ki çok az kişi..
 gerçek islamı çok az kişi yaşiyor..
Hazret Ebu Bekir bir duasında "Rabbim bana öyle büyük bir beden verki cehennemin kapısına kapatsın ki bende başkasına yakmasın "diye dua ederdi..
ben böyle demem çünkü cehennemden korkarım,aciz ve zayıfım..
ama "Rabbim bana hayırlı kapılar aç ki,insanlar islami anlatayım ,onlara yardım edebileyim,ahiretlerine kazansınlar diye dua ederim hep..
Bildiklerimzi diğer kardeşlerimize anlatmazsak Mevlam bizlere sorumlu tutacak..çünkü bu din teblig dinidir..


bıkmadan,usanmadan anlatacağız ..büyük SON gelmeden hazırlıklı olmalarını için elimizde geleni yapacağız..


hep beraber ,yardımlaşarak cennetin yolunu bulacağız ve yinede hep beraber Efendimize komsu olacağız inşAllah ..


gayret bizden ,Hidayet Mevlamızdan..


Allah ile kalın dostlar..
 

nasılda akıyor ,ömrün akışı,
görmeden baharı,görürüz kışı,
hiç ramba görmeden ,bir ömür boyu,
bir de bakarız ki,çıktık yokuşu..

yıldız gibi kayar,çocukluk günler,
geriye dönüş yok,YARATAN önler,
söyle bir nefes ,alamadan bir gün,
bakarsın ki aniden,geçmiş o günler..

bir menzile gidiş,sonu bitmeden,
saniye geriye döndürülmeden,
"hazır değilim"dersen de boşuna,
öteki aleme göçeriz birden..

ah ne kadar mühim ,şu ömrün sonu,
"zan"zannediyoruz ,galiba bunu,
bir fincan kahveden,yudum içmeden,
birden bakarız ki,içilmiş sonu !

Çevrimdışı D®agon

  • Ezberletmez Öğretir
  • *******
  • Join Date: Mar 2008
  • Yer: Ankara
  • 11656
  • +524/-0
  • Cinsiyet: Bay
    • Arif Hocam
Ynt: Gülay Öztürk yazıları
« Yanıtla #59 : 23 Aralık 2009, 22:17:48 »
Dostluk,güzeldir,hoştur,tatlıdır..Dostsuz hayat yaşanamaz..

Dostsuz insan kendisini yalnızlığa mahkum etmiş olur..
Yalnızlık ise,ancak var ve BİR olan Allah'a mahsustur..
Bazıları dostuğu yanlış anliyorlar..
Sadece sevilmek için birini arıyor.Bu arayış asla dost arayış değildir..
Bu arayışı maddeci bir insanı,bencilce bir çirpınıştır..
Bu yanlış arayışın bir başka şeklinde yüzeysel dostluk gösterileridir..
Bu dostluğu ,sizden kazanacağını ele geçirinceye kadardır..
Kazanmayı düşündüğü şeyi elde eder etmez,VAR sandığınız dostluk bitiriverir...
Dost bulunduğu sanan samimi kişi de şaşırır kalır...

Dünya bu aldanış ve aldanışların nice örnekleriyle doludur..
Evet dostlar,dostluk güzeldir,tatlıdır,hoş dur...
Ama dost arayan ,önce kendisini dostluğu layık hale getirmelidir..
Dost bulmakta samimi olan,kendisini aranan ve özlenen bir dost haline getirmelidir..
Yani dost bulmadan önce kendimizle dost olmalıyız..

Kendisi dost gönülü olanın,dost aramasına ihtiyacı kalmaz...
Gönlü bir mıknatış gibi dostlukları cezp eder,çeker...
Evet ,dost hatırlayınca güç veren,sevindiren ve kendine getirendir...
Dost,ruh iklimizdir..
Ağladığımıza ağlayan,güldüğümüze gülendir..
"dost kara günler belli olur "demişler..
Kara günler ayni zamanda da bir dostluk imtihanıdır..

Dostluklar bu zor zamanlarda sınanmış olur....
Evet her çeşit dostluklar vardır..
Bir kışmi hava gibidir.asla onlarsiz yapamayız.giderken de havamızı de alıp gider..
Baz dostlar gıda gibidir..hemen her gün ihtiyaç duyarız..
Ancak birde yıldırım dostluklar vardır..
Gönül frekanslarının birden tutması ve her şeyın tencere kapak uyuvermesi gibi.....
Bu çeşit dostluklar ,ancak geçmişiyle açıklanabilir...
Aniden patlayan dostlukların gerisinde,ruhlar dünyasında yaşanmış yakınlıklar vardır...
Evet dostlar,dostluk çok kıymetlidir..
Bu yüzden de her kıymetli şey gibi az bulunur...
Ne mutlu gerçek dostları olana !
Ne mutlu böylesine dost bilinene !

Siz ne dersiniz??
Dostça kalın ...

Gülay öztürk