berbâd (F) [ 1 [برباد mahvolmuş 2kötü, pis, berbat
bercâ (F) [ برجا ] yerinde, uygun
berceste (F) [ برجسته ] seçkin, seçme
berd (A) [ برد ] soğuk
berde (F) [ برده ] köle
berdevâm (F-A) [ بردوام ] sürekli, devam eden
berdülacuz (A) [ بردالعجوز ] kocakarı soğuğu
bere (F) [ بره ] kuzu
berehne (F) [ برهنه ] çıplak
berekât (A) [ برکات ] bereketler
bereket (A) [ 1 [برکت bolluk 2uğur
berevât (A) [ بروات ] beratlar
berf (F) [ برف ] kar
berfîn (F) [ برفين ] karlı
berg (F) [ برگ ] yaprak
bergüzâr (F) [ برگذار ] hatıra, hediye, yadigâr
berhâne (F) [ برخانه ] harap vaziyetteki ev
berhayât (F-A) [ برحيات ] hayatta olan, sağ
berhayât bulunmak yaşamak, hayatta olmak
berhürdâr (F) [ برخوردار ] mutlu, muradına ermiş
berî (A) [ بری ] arınmış, temiz, uzak
berîd (A) [ 1 [برید ulak 2postacı
berîn (F) [ برین ] yüksek, yüce
berk (A) [ برق ] şimşek
berkarâr (F-A) [ برقرار ] yerinde duran, karar eden
berkarâr olmak devam etmek, kalmak
berkemâl (F-A) [ بزکمال ] en iyi şekilde, mükemmel
bermâh (F) [ برماه ] matkap, burgu
bermu’tâd (F-A) [ برمعتاد ] alışıldığı gibi, mutâd olduğu üzere
bermûcib-i (F-A) [ برموجب ] uyarınca, gereğince
bernâ (F) [ برنا ] genç
berpâ (F) [ برپا ] ayakta
berr (A) [ 1 [بر toprak 2kara 3kıta
berrak (A) [ براق ] duru
berren (A) [ برا ] kara yolu ile
berrî (A) [ بری ] kara ile ilgili
bersâbık (F-A) [ برسابق ] eskiden olduğu gibi
bertaraf (F-A) [ 1 [برطرف bir yana 2giderilmiş
bertaraf etmek gidermek
bertaraf olmak giderilmek
berter (F) [ برتر ] daha üstün
berterîn (F) [ برترین ] en üstün
bervech-i (F-A) [ بروجه ] gibi
berzah (A) [ 1 [برزخ cehennem 2dil, kara uzantısı 3sorun, dert
berzger (F) [ برزگر ] çiftçi
bes (F) [ 1 [بس yeterli 2çok
besâ (F) [ بسا ] nice
besâtîn (A) [ بساتين ] bahçeler
besend (F) [ بسند ] yeterli
besende (F) [ بسنده ] yeterli
beserüçeşm (F) [ بسر و چشم ] başüstüne, başım gözüm üstüne
besî (F) [ بسی ] birçok
besîm (A) [ بسيم ] güleç
beste (F) [ 1 [بسته kapalı 2beste
bestekâr (F) [ بسته کار ] besteci
bestenigâr (F) [ بسته نگار ] Türk mûsikîsinde bir makam adı
beşâret (A) [ بشارت ] müjde
beşer (A) [ 1 [بشر insan 2insanlık
beşere (A) [ بشره ] deri, dış deri
beşerî (A) [ بشری ] insanlıkla ilgili, insanî
beşeriyyât (A) [ بشریات ] antropoloji
beşeriyyet (A) [ بشریت ] insanlık
beşîr (A) [ بشير ] müjdeci
beşûş (A) [ بشوش ] güleç
beşûşâne (A-F) [ بشوشانه ] güleryüzle
betâet (A) [ بطائت ] ağırlık, yavaşlık
beter (F) [ بدتر ] daha kötü, beter, şiddetli
bevl (A) [ 1 [بول idrar 2işeme
bevlî (A) [ بولی ] idrar ile ilgili
bevliyye (A) [ بوليه ] üroloji
bevvâb (A) [ بواب ] kapıcı
bevvâbîn (A) [ بوابين ] kapıcılar
bey’ (A) [ بيع ] satış
beyâbân (F) [ بيابان ] çöl
beyân (A) [ بيان ] açıklama, ifade etme, dile getirme
beyân edilmek açıklanmak, dile getirilmek
beyân etmek açıklamak, dile getirmek
beyânât (A) [ بيانات ] açıklamalar, demeç
beyânnâme (A-F) [ بيان نامه ] bildirge
beyâz (A) [ بياض ] ak, beyaz
beyhûde (F) [ بيهوده ] boş, boşuna
beyn (A) [ بين ] ara, orta
beynelmilel (A) [ بين الملل ] uluslararası
beyn-i (A-F) [ بين ] arasında, ortasında
beynülmilel (A) [ بين الملل ] uluslararası
beyt (A) [ 1 [بيت ev 2konut 3beyit
beytâr (A) [ بيطار ] veteriner
beytullah (A) [ بيت الله ] Kâbe
beytûtet (A) [ بيتوتت ] geceleme
beytülmal (A) [ بيت المال ] hazine, maliye hazinesi
beyzâ (A) [ بيضا ] bembeyaz, çok beyaz
beyze (A) [ 1 [بيضه yumurta 2husye
beyzî (A) [ بيضی ] oval
beze (F) [ 1 [بزه günah 2suç
bezekâr (F) [ 1 [بزه کار günahkar 2suçlu
bezir (A) [ بذر ] tohum
bezirgân (F) [ بازرگان ] tüccar
bezistân (A-F) [ بزستان ] bedesten
bezle (A) [ بذله ] şaka, latife
bezlegû (A-F) [ بذله گو ] şakacı
bezm (F) [ 1 [بزم eğlence meclisi 2içki meclisi
bezmgâh (F) [ بزمگاه ] eğlence yeri, eğlence meclisi
bezzaz (A) [ بزبز ] manifaturacı, kumaşçı
bi’r (A) [ بئر ] kuyu
bi’set (A) [ بئثت ] gönderiliş, Hz Muhammed’in peygamber olarak gönderilişi
bîaman (F) [ بی امان ] amansız
bîâr (F-A) [ بی عار ] arsız
bîbahâ (F) [ بی بها ] çok değerli, paha biçilmez
bîbedel (F-A) [ بی بدل ] eşsiz, benzersiz
bîbehre (F) [ بی بهره ] nasipsiz
bîcâ (F) [ بيجا ] yersiz
bîcan (F) [ بی جان ] cansız
bîçâre (F) [ 1 [بيچاره çaresiz 2zavallı
bîçâregân (F) [ 1 [بيچارگان çaresizler 2zavallılar
bîçunuçirâ (F) [ 1 [بی چون و چرا sorgusuz sualsiz 2Tanrı
bîd (F) [ بيد ] söğüt
bid’at (A) [ 1 [بدعت sonradan ortaya çıkma 2dinde yeni getirilmiş şey
bîdâd (F) [ بيداد ] zulüm
bîdâdger (F) [ بيدادگر ] zalim
bîdâr (F) [ بيدار ] uyanık
bîdârbaht (F) [ بيداربخت ] talihli
bidâyet (A) [ بدایت ] başlangıç
bidâyette (A-T) [d] başlangıçta
bîd-i mecnûn [ بيد مجنون ] salkımsöğüt
bîdil (F) [ بيدل ] aşık
bîdin (F-A) [ بی دین ] dinsiz
bîedeb (F-A) [ بی ادب ] terbiyesiz, edepsiz
bîeman (F) [ بی امان ] amansız
bîendişe (F) [ بی اندیشه ] düşünmeyen, umursamayan
bîgâne (F) [ بيگانه ] yabancı
bîgüman (F) [ بی گمان ] kuşkusuz
bîgünah (F) [ 1 [بی گناه günahsız 2suçsuz
bîh (F) [ بيخ ] kök
bîhaber (F-A) [ بی خبر ] habersiz
bîhadd (F-A) [ بی حد ] sınırsız
bihakkın (A) [ بحق ] hakkıyla, hak ederek
bihamdillah (A) [ بحمدالله ] ’a şükürler olsun
bihâr (A) [ بحار ] denizler
bîhareket (F-A) [ بی حرکت ] hareketsiz
bîhâsıl (F-A) [ بی حاصل ] sonuçsuz
bîhayâ (F-A) [ بی حيا ] utanmaz, hayasız
bîhayat (F-A) [ بی حيات ] cansız, yaşamayan
bihâzelemr (A) [ بهذا الامر ] buna göre, bu durumda, böylelikle
bihbûd (F) [ بهبود ] sağlık
bîhemtâ (F) [ بی همتا ] benzersiz
bîhesâb (F-A) [ بی حساب ] hesapsız, sonsuz
bîhiss (F-A) [ بی حس ] hissiz, duygusuz
bihişt (F) [ بهشت ] cennet
bîhod (F) [ 1 [بيخود baygın 2kendine olmama, kendinden geçme
bihter (F) [ بهتر ] daha iyi
bîhude (F) [ بيهده ] boşuna, beyhude
bîinsâf (F-A) [ بی انصاف ] insafsız
bîkâr (F) [ 1 [بيکار işsiz 2bekar
bîkarâr (F-A) [ بی قرار ] kararsız
bikr (A) [ 1 [بکر el sürülmemiş 2yepyeni, orijinal
bîl (F) [ بيل ] bel
bilâd (A) [ 1 [بلاد beldeler 2memleketler
bilâfâsıla (A) [ بلافاصله ] aralıksız, kesintisiz
bilâhareket (A) [ بلاحرکت ] hareketsiz, hareket etmeden
bilâhere (A) [ 1 [بالآخره sonradan 2sonunda, nihayet
bilâinkıtâ (A) [ بلاانقطاع ] kesintisiz, aralıksız
bilâkayt (A) [ بلاقيد ] kayıtsız şartsız, kesin
bilakis (A) [ بالعکس ] aksine, tersine
bilâmâni’a (A) [ بلامانعه ] engelsiz
bilâmazeret (A) [ بلامعذرت ] mazeretsiz, özür bildirmeksizin
bilâmerhamet (A) [ بلامرحمت ] acımasızca
bilâmühlet (A) [ بلامهلت ] zaman tanımadan, süre vermeden
bilâpervâ (A-F) [ بلاپروا ] korkusuzca
bilâşikâyet (A) [ بلاشکایت ] şikayet etmeden
bilâte’ehhür (A) [ بلاتأخر ] gecikmeden
bilâtefrik (A) [ بلاتفریق ] hiçbir ayırım gözetmeksizin
bilâtehlike (A) [ بلاتهلکه ] tehlikesizce
bilâteminat (A) [ بلاتأمينات ] güvencesiz, teminatsız
bilâücret (A) [ بلاأجرت ] parasız, ücretsiz
bilcümle (A) [ بالجمله ] tümüyle
bilfarz (A) [ بالفرض ] diyelim ki
bilfiil (A) [ بالفعل ] gerçekten, yaparak, katılarak, bizzat
bilhassa (A) [ بالخاصه ] özellikle, hele hele
biliktizâ (A) [ بالاقتضا ] gerektiğinden
bililtizâm (A) [ بالالتزام ] bilerek, bile bile
bilistifade (A) [ بالاستفاده ] yararlanarak, istifade ederek
bilistihsâl (A) [ بالاستحصال ] alarak, elde ederek
biliştirâk (A) [ بالاشتراک ] katılarak
billûr (A) [ بلور ] kristal
bilmecbûriye (A) [ بالمجبئریه ] zorunlu olarak, mecburen
bilmukabele (A) [ بالمقابله ] karşılığında, aynen, mukabele ederek, mukâbil olarak
bilmünâsebe (A) [ بالمناسبه ] bir münasebetle, sırası geldiğinde
bilmünâvebe (A) [ بالمناوبه ] dönüşümlü
bilmüzakere (A) [ بالمذاکره ] görüşülerek
bilumum (A) [ بالعموم ] tüm, bütün
bilvâsıta (A) [ بالواسطه ] dolaylı olarak
bîm (F) [ بيم ] korku
bîma’nâ (F-A) [ بی معنی ] anlamsız
bîmâr (F) [ بيمار ] hasta
bîmârân (F) [ بيماران ] hastalar
bîmecâl (F-A) [ بی مجال ] takatsiz, dermansız
bîmekân (F-A) [ 1 [بی مکان yersiz 2aylak
bîmerhamet (F-A) [ بی مرحمت ] acımasız
bîmeze (F) [ بی مزه ] lezzetsiz, tatsız
bîmihr (F) [ بی مهر ] sevgisiz, şefkatsiz
bîmisâl (F-A) [ بی مثال ] benzersiz
bîmuhâbâ (F-A) [ بی محابا ] çekinmeden
bîmübâlât (F-A) [ بی مبالات ] kayıtsız, umursamaz
bîmürüvvet (F-A) [ بی مروت ] mürüvvetsiz
bin (A) [ بن ] oğul
binâ (A) [ بناء ] yapı
bînâ (F) [ بينا ] gören, iyi gören
binâberin (A-F) [ بنابرین ] bundan dolayı, buna dayanarak
binâen (A) [ بناء ] dayanarak, göre
binâenaleyh (A) [ بناء عليه ] bu yüzden, bundan dolayı
bînâm (F) [ بينام ] adsız, tanınmamış
bînamaz (F) [ بی نماز ] beynamaz
bînasîb (F-A) [ بی نصيب ] nasipsiz, kısmetsiz
bînazîr (F-A) [ بی نظير ] benzersiz
bînemek (F) [ بی نمک ] tuzsuz
bînevâ (F) [ 1 [بينوا zavallı 2yoksul
bînî (F) [ بينی ] burun
bînihaye (F-A) [ بی نهایه ] sonsuz, bitmez tükenmez
binnetice (A) [ بالنتيجه ] sonuçta, sonuç olarak
binnisbe (A) [ بالنسبه ] bir dereceye kadar, nispeten
bint (A) [ بنت ] kız
bîpâyân (F) [ بی پایان ] sonsuz
bîpervâ (F) [ 1 [بی پروا korkusuz 2çekinmeden
bir gûna (T-F) [ ] hiçbir, herhangi bir
bir nevi (T-A) [ ] adeta, bir bakıma
birâder (F) [ برادر ] erkek kardeş
bîrahm (F-A) [ بی رحم ] merhametsiz, acımasız
bîrayb (F-A) [ بی ریب ] kuşkusuz
birinc (F) [ برنج ] pirinç
birişte (F) [ برشته ] kavrulmuş
bîrûn (F) [ 1 [بيرون dış 2dışarı
biryân (F) [ بریان ] kebap
bisât (A) [ بساط ] yaygı