mektubat ikinci mektup 19
tevekkül, kanaat ve iktisad öyle bir hazine ve bir servettir ki, hiçbir şey ile değişilmez
barla lahikası 144
lezzet-i hizmet-i imaniye her kederi unutturur
sözler yirmi dokuzuncu söz 490
cennet-cehennem, şecere-i hilkatten ebed tarafına uzanıp eğilerek giden dalın iki meyvesidir ve şu silsile-i kainatın iki neticesidir
lem'alar yirmi birinci lem'a 171
bir sene bu risaleleri ve bu dersleri anlayarak ve kabul ederek okuyan; bu zamanın mühim, hakikatlı bir alimi olabilir
mektubat on beşinci mektup 62
zira, kur'an-ı hakim, her zaman kıyametin acaibini tehdit suretinde zikrediyor, "göreceksiniz" diyor
mektubat yirmi dokuzuncu mektup 407
kanaat ve iktisad; maaştan ziyade sizin hayatınızı idame ve rızkınızı temin eder
mektubat on altıncı mektup 65
en mühim, en lüzumlu, en selametli olan imana hizmet cihetini tercih ettim
emirdağ lahikası 15
bu dünya fanidir en büyük dava, baki olan alemi kazanmaktır insanın i'tikadı sağlam olmazsa, davayı kaybeder
mektubat on altıncı mektup 68
benim boynumda veya koynumda bir akrep bulunduğunu biri söylese veya gösterse; ondan darılmak değil, belki memnun olmak lazım gelir
tarihçe-i hayat sekizinci kısım : ısparta hayatı 602
ecel birdir, tagayyür etmez ölüm, bu alem-i fenadan alem-i bekaya ve alem-i nura gitmek için bir terhistir
Aile Üzerine sözlerinden:
Evet, insanın en fazla ihtiyacını tatmin eden, kalbine mukabil bir kalbin mevcut bulunmasıdır ki, her iki taraf sevgilerini, aşklarını, şevklerini mübadele etsinler ve lezaizde birbirine ortak, gam ve kederli şeylerde de yekdiğerine muavin ve yardımcı olsunlar.
----------------------------------------------------------
Ne mutlu o kocaya ki, kadınının diyanetine bakıp taklit eder; refikasını hayat-ı ebediyede kaybetmemek için mütedeyyin(dindar) olur.
Bahtiyardır o kadın ki, kocasının diyanetine bakıp "Ebedî arkadaşımı kaybetmeyeyim" diye takvâya girer.
-----------------------------------------------------------
Evet insan, bir refikaya veya bir refike muhtaçtır ki, tarafeyn, aralarında, hayatlarına lazım olan şeyleri muavenet suretiyle yapabilsinler.
Ve rahmetten neş'et eden muhabbet iktizasıyla, yekdiğerinin zahmetlerini tahfif etsinler.
Ve gamlı, kederli zamanlarını, ferah ve sürura tebdil edebilsinler. Zaten dünyada insanların tam ünsiyeti, ancak refikasıyla olur.