Biz çocuğumuzun nesi olmalıyız?

0 Üye ve 2 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı busegül

  • *******
  • Join Date: Mar 2008
  • Yer: Adana
  • 20005
  • +360/-0
  • Cinsiyet: Bayan
  • Allah birdir ve Muhammed (s.a.v.) onun elçisidir.
    • Uyanan Gençlik
Biz çocuğumuzun nesi olmalıyız?
« : 16 Haziran 2009, 09:01:10 »
BİZ ÇOCUĞUMUZUN NESİ OLMAYIZ?

Başlıktan da anlaşılacağı üzere çocuğumuzla ilişkimizde geliştirdiğimiz yanlış davranışlar üzerinde durmak istiyoruz.

Sevgili veliler elbette her ebeveyn çocuğunu hayatın her alanında; okulunda, sosyal hayatta insanlarla olan ilişkilerinde, iş hayatında en iyi konumlarda görmek ister ve bunun için elinden gelen her şeyi bütün imkanlarını zorlayarak yapmaya çalışır. Ancak bu çabalar her zaman arzu edilen sonuçları doğurmayabilir. Bu konuda olumsuz sonuçlar alınmasındaki en önemli etken çocuğumuzla olan ilişkimizde anne-baba olarak kendimize ve çocuğumuza yanlış roller biçmemizdir.

Anne-baba ne kadar iyi niyetli olsa da ilişkinin ve rollerin baştan yanlış kurgulanmış olması bütün çabalara rağmen olumsuz ve istemediğimiz sonuçların ortaya çıkmasına sebebiyet verecektir.

Bu anlamda en bariz ve en yaygın yanlışlardan bir tanesi popüler kültürün de etkisiyle çocuğumuzla bir ebeveyn-çocuk ilişkisi yerine bir arkadaşlık ilişkisi geliştirmeye çalışmaktır. Çocuğumuzla daha yakın bir ilişki geliştirmek adına iyi niyetle girişilen bu çaba pek de iyi sonuçlar doğurmamaktadır. Unutulmamalıdır ki bir arkadaştan ziyade tutarlı bir anne ya da baba figürüne daha fazla ihtiyacı vardır.

Çocuğumuzu karşımıza alıp bağımsız bir birey olduğunu hissettirerek onun fikirlerine değer vermemiz ve söz hakkı tanımamız elbette onun sağlıklı, tutarlı, kendisini toplum içerisinde rahat bir şekilde ifade edebilen özgüvenli bir birey olmasına katkı sağlayacaktır.

Ancak bu durum abartılıp daha önce de belirttiğimiz gibi popüler kültürün de etkisinde kalınarak hiçbir mesafe sınırlama olmaksızın bir arkadaşlık ilişkinse evrilirse her türlü otoriteye karşı sorunlu tavırlar geliştiren sağlıksız asosyal bireylerle karşılaşmamız kaçınılmaz olacaktır.

Çocuklarımızın yetiştirilme aşamasında düştüğümüz diğer bir hata anne-baba tarafından geliştirilen otoriter davranış modelidir. Bu davranış modeli çerçevesinde daha önceki kuşaklardan aktarılan ataerkil kalıplar �biz babadan böyle gördük� kolaycılığını ifade etmektedir. Bu davranış modeli hazır kalıplara sahip olması dolayısıyla çocuklarını yetiştirirken ebeveyne belirli bir rahatlık ve kolaylık sağlamakla birlikte çocuğumuzun bizden farklı bir birey olduğu gerçeğini gölgeleyebilir.

Çocuğun hiçbir biçimde söz sahibi olmadığı söz sahibi olmaması bütün kuralların yukarıdan ve tartışmaya açık olmayacak bir biçimde dikte edilmesi çocuğumuzun gerçek bir birey olmak için ihtiyaç duyduğu özgüveni kazanmasını engelleyecektir.

Ebeveynin her şeyi çocuğun yerine düşündüğü, kurguladığı bir zeminde, bu kararların uygulanmasında elbette sorun çıkacaktır. Çünkü uygulayıcı olarak tasarlanan çocuğun ta kendisidir. Bütün düşünsel süreçlerini anne-babanın planladığı ve çocuğun hiçbir söz hakkına sahip olmadığı bir zeminde sadece mükemmel bir uygulayıcı olmasını beklemek elbette bir çok soruna yol açacak ve sadece bir temenni olarak kalacaktır. Muhatap olduğumuz varlık her şeyin en iyisini yapmaya programlı bir makine değildir.

İlk örnekte olduğu gibi bu örnekte de anne-baba gayet iyi niyetlidir ve çocuklarının her şeyin en iyisine sahip olmasını, hayat içerisinde çok başarılı ve mutlu bir insan olmasını dilemektedirler. Ancak bu aşırı sahiplenici davranış çocuğu nesneleştirmekte, hayata karşı edilgen ve korkak bir tavır geliştirmesine sebebiyet vermektedir.

Sevgili veliler, bizler çocuklarımızın ne arkadaşı ne de sahipleriyiz. Bizler çocuklarımızın �veli�si, yani onları gözetip kollayan karşılıksız ve hiçbir şarta bağlı olmaksızın seven kişiler olmalıyız. Ancak durum böyle olduğunda kendine güvenli, sosyal ilişkiler içerisinde kendisini rahatça ifade edebilen tutarlı ve sağlıklı bireyler yetiştirebiliriz.

Kültür Akademi Rehberlik Uzmanı
İbrahim Güneş