Osmanlıdan günümüze sedef

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Leb-i Damla

  • La taknetû..!
  • *****
  • Join Date: Eyl 2008
  • Yer: Sadabad
  • 2529
  • +270/-0
  • Cinsiyet: Bayan
  • UMUT Dünyası mı, UNUT Dünyası mı?
    • Uyanan Gençlik
Osmanlıdan günümüze sedef
« : 08 Mayıs 2009, 15:05:49 »
You are not allowed to view links. Register or Login


Sedef, ışığa göre renk değiştirerek kullanıldığı ahşabı renklerle dans eden gizemli bir objeye dönüştürür. Bu nedenle işlemesi çok emek istese de binlerce yıldır ahşap süsleme sanatında kullanılmış, özellikle saray ve dini yapılarda ihtişamın simgesi olmuştur.

Bazı deniz hayvanlarının kabuğunda bulunan ve sedefçilikte kullanılan sert, beyaz ve gökkuşağı pırıltılı, fosforik özelliği olan maddeye sedef, bu maddeyi işleyen kişiye de sedefkar denilir. Asırlardan beri bilinen sedef, zamanının tekniği ve milletlerin sanat anlayışına göre şekil almıştır.

XV.yy'dan sonra Osmanlılar döneminde Türk-İslam sanatının tamamen emrine giren sedef, ceviz, abanoz, maun ahşap üzerine gömme, yapıştırma, sıvama, macunlu denilen yöntemlerle uygulanır. Kullanılan motifleri ise geometrik, rumi ve barok tarzındadır.

Sedef işçiliğinde kullanılan motifler arpa, ay, benek, civankaşı, çarşı, devedişi, şekerpare, yi lan kıvrımı, yıldız, zıh, gül, hançeri, karanfil, papatya, hindi fersan, selvi, penç gibi on yedi farklı isim taşır. Hammaddesi, midye kabuğu, çeşitli teller ve ceviz ağacı olan Sedef ve Sedefkârlık sanatı asırlarca değişik motif ve desenlerle zenginleştirilerek mimari yapılarda süsleme olarak kullanılmıştır. .

Türkiye'de sadece Gaziantep ilimizde yaygın bir şekilde sedef işlemeciliği yapılmakta ve üretilen sedef işlemeler Turistik bölgelere ve yurtdışına ihraç edilmektedir. .




Sedef kakmacılığının başlangıcı hakkında kesin bilgilere sahip değiliz. M.S. 79 yılında ölen Pintus'un kitaplarından eski Mısır kültüründe, sedefin midye kabuklarına işlenmiş olduğunu öğreniyoruz. Kıbrıs, Yunanistan ve İtalya'da da rastlanan sedef işçiliğinin en belirgin örneklerinin ortaya çıkışı Sümerler zamanına dayanıyor. Mezopotamya'nın Kiş ve Lagaş kentlerinde Sümer mezarlarında yapılan kazılarda ilk sedef kakma örneklerine rastlanmış.

Çin'de Tang Devri'nde (618-916) Hindistan(1580), Siam (1782)'da bilinen sedefin Türkler tarafından kullanılışı ise Osmanlı Dönemine rastlıyor. Osmanlı'da on beşinci yüzyılın sonlarına doğru rastladığımız sedef, 16'ıncı yüzyılda klasik Osmanlı eserlerinde yoğunlukla görülmektedir. Kullanıldığı alanlar minberler, kapılar pencere kepenkleri, sütün başlıkları ve kirişler gibi mimari yapılar, rahle, sehpa, konsol, Kur'an ve cüz muhafazaları, iskemle, beşik, sandık, kutu, çekmece, el aynası, masa, bıçak sapı ve tüfek kabzası gibi mobilyalarda geniş ölçüde kullanılmıştır.

İlk Osmanlı sedefli süsleme sanatı örnekleri Edirne'deki tek kubbeli II. Beyazıt Camii'nin kapı kanatlarında ki sedefçilikleridir. Topkapı Sarayı Müzesi, İstanbul Türk ve İslam Eserleri Müzesi ve Anadolu'da birçok etnografya müzesinde rastlayacağımız Osmanlı sedef işçiliğinin erken örneklerinden biri de

Fatih döneminde Balıkesir'de yapılmış Zağanos Paşa Camii'nin kapısındaki fildişi kakmalardır. Amasya Beyazıt Külliyesi Camii'nde de sedef işleri vardır. Sedefkar denilen sanatçılarla gerçekleştirilen ve sedefkari diye tanımlanan bu süsleme saraylarda ve konaklarda da uygulanmıştır.

Sıcak denizlerin akıntılı sularında; Yeni Kaledonya, Avustralya'nın kuzeyi ve de Tahiti, Gambier Adaları, Meksika'nın Büyük Okyanus kıyıları ve Madagaskar açıklarında yaşayan yumuşakçalardan elde edilir sedef. Işığa göre renk değiştirerek kullanıldığı ah--şabı renklerle danseden gizemli bir objeye dönüştürür. Bu nedenle işlemesi çok emek istese de binlerce yıldır ahşap süsleme sanatında kullanılmış, özellikle saray ve dini yapılarda ihtişamın simgesi olmuştur. .