Kâfiye sual ve cevapları

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Asilzade

  • Asilzade
  • *****
  • Join Date: Tem 2008
  • Yer: Kahramanmaraş
  • 1247
  • +108/-0
  • Cinsiyet: Bay
  • Asalet Ahlakın Temelidir
Kâfiye sual ve cevapları
« : 22 Nisan 2009, 13:26:19 »
KÂFİYE SUALLERİ ve CEVAPLARI

1) İlmi nahvin tarifi, mevzuu ve gayesini söyleyiniz?
Cevap: İlmi Nahvin Tarifi:  و هو علم يعرف به احوال الكلمة العربية من حيث الإعراب و البناء
                          Mevzuu: Kelime ve kelamdır.                   
                            Gayesi: İrab ve binadaki hatadan lisanı muhafaza etmektir.

2) Kelimenin kısımları nelerdir? Neden üç kısma ayrılmıştır?
Cevap: Kelimenin kısımları üçtür. İsim, fiil ve harftir. Üç kısma ayrılmasının sebebi; Kelime ya kendi nefsinde bir mana üzere delalet eder veya etmez. Kendi nefsinde bir manaya delalet etmeyen harftir. Kendi nefsinde bir manaya delalet eden kelime; ya üç zamandan biri üzere yakın olur veya olmaz. Üç zamandan birine yakın olan fiildir. Yakın olmayan ise isimdir.

3) Kelamın luğavî ve ıstılahî tarifleri nedir?
Cevap: Kelam lugatde:  ما يتكلم به قليلا كان او كثيرا
             Istılahde ise kelam:  ما تضمن كلمتين بالإسناد
           
4) Kelam nelerden hâsıl olur?
  Cevap: Kelam, iki isim veya bir isim ve bir fiilden hâsıl olur.
 
5) İsim nedir? Mureb nedir? Mu’rebin hükmü nedir?
   Cevap: İsim iki kısımdır. Mureb olur, mebni olur. Mureb: المركب الذى لم يشبه مبنى الأصل
    Hükmü: Amillerin amelde ihtilafı sebebi ile lafzan veya takdiran ahirinin değişmesidir.
    Mesela: جائنى زيد, رأيت زيدا, مررت بزيد- جأنى فتا, رأيت فتا, مررت بفتا

6) İrab nedir? İrabın nevileri nedir? Amil nedir?
    Cevap: İrab : ما اختلف اخره به ليدل على المعانى المعتورة عليه
                İrabın nevileri üçtür: rafi, nasb ve cer
                Amil: ما به يتقوم المعنى المقتضى للإعراب

7) Murebin nevilerinin irabı nasıldır?
Cevap:       
   Haleti raf   Haleti
nasb   Haleti cer   Mesela
Müfret munsarıf, cemi mükesser munsarıflar   Zamme   Fetha   Kesre   زيد- كتب
Gayrı munsarıflar   Zamme   Fetha   Fetha   احمد
Cemi müennes salimler   Zamme   Kesre   Kesre   مسلمات
Esma-i sitte-i mutelle   Vav     Elif   Ye   ابوه,اخوه,حموها,هانوه,فوه,ذو مال
Tesniye, isnan, zamire muzaf kila kelimesi   Elif   Ye   Ye   مسلمان
Cemi müzekker salim,
 ülû, ışrune ve kardeşleri   Vav   Ye   Ye   مسلمون


 8) İrabı takdiri nerelerde olur?
    Cevap: İki yerde olur. 1) İrabın özürlendiği yerde olur.   2) İrabın lafızda zuhurunun, lisana ağır geldiği yerde olur.

9) Gayrı munsarıf nedir? İlletleri nelerdir?
    Cevap: Gayrı munsarıf: ما فيه علتان من تسع او واحدة منها تقوم مقامهما
               İlletleri: عدل, وصف, تأنيث, معرفه,عجمة, جمع, تركيب, الف نون زائدتين, ووزن فعل

10) Gayrı munsarıfın hükmü nedir?
    Cevap: Kesre ile olan cer ve tenvini kabul etmemektir.

11) İki illet makamına kaim olan illetler nelerdir? Niçin iki ıllet makamına kaimdirler?
      Cevap: İki illet makamına kaim olan illetler جمع ve الفاالتأنيث dir. Cemi de: Hakikaten veya hükmen cemiyet tekerrür ettiği için iki illet makamına kaimdir. Te’nis elifleri ise hem kendilerinde te’nislik olup hem de kelimeye lazım oldukları için iki makamına kaimdirler.

12) عدل nedir? Kaç kısımdır?
     Cevap: عدل: خروجه عن صيغته الأصلية تحقيقا او تقديرا       
      İki kısımdır. 1-Adl-i Tahkıkî: Eğer kelime, hakiki bir ma’dülü anh’dan (asıldan) çıkarsa adl-i tahkıkî olur. Mesela اخر kelimesinde olduğu gibi   2- Adl-i Takdiri: Eğer kelime, takdiri bir ma’dulün anh’dan çıkarsa adl-i takdiri olur. Mesela عمر kelimesinde olduğu gibi

14) Vasfın şartı nedir? Vasfıyyet üzere ismiyyetin galip gelmesi, vasfıyyete zarar verir mi?
  Cevap: Vasfın şartı: Vasfıyyetin ârızî olmayıp, asıldan (yani kelime ilk olarak bir mana karşılığına konulurken bir sıfatın karşılığına vaz edilmesi demektir) olmasıdır. Vasfıyyetin şartı, vasfın asılda olması olunca,  اربع بنسوة مررت cümlesindeki اربع kelimesi munsarıf oldu. Çünkü bu kelimedeki vasfıyyet aslî değil, arızîdir. Terkib sebebi iledir.
Vasfıyyet üzere ismiyyetin galip gelmesi (yani bir sıfat için vaz olunan kelimenin vasfıyyetinin terkedilip o kelimenin isim olarak kullanılması) o kelimenin vasfıyyetine zarar vermez. Vasfıyyet üzere ismiyyetin galip gelmesi, vasfıyyete zarar vermediğinden dolayı   
ادهم، ارقم   ،اسود kelimeleri gayrı munsarıfdır. Çünkü bu kelimeler ilk vaz edilirken siyah manasına vaz edilmişlerdir. Daha sonra اسود ve   ارقمkelimeleri siyah bir yılana isim olarak verildiler. Ancak ismiyyetin vasfıyyet üzere galip gelmesi kelimenin vasfıyyetine zarar vermediği için bu kelimeler vasfıyyet ve veznii fiil illetleri ile gayrı munsarıfdırlar. ادهم  kelimesi de ilk vaz edilirken siyahlık vasfı üzere vaz edilmiş, daha sonra ise siyah kelepçeye isim olarak verilmiştir. Ancak vasfıyyetin ismiyyet üzere galip gelmesi vasfıyyete zarar vermediği için bu kelime de vasfıyyet ve veznii fiil illetleri ile gayrı munsarıfdır.

15) (تا ) ile olan te’nisi lafzî ve te’nisi manevinin şartı nedir?
  Cevap: Te’nisi manevinin gayrı munsarıflığa sebebiyyette şartı alemiyyettir.
Te’nisi manevinin gayrı munsarıflığa tesirinin cevaz şartı: alemiyyet,  vücub şartı ise üç harf üzerine zaid olmak, ortası harekeli olmak veya ucme (yani âcemi, arabçaya başka bir lisandan girmiş bir kelime) olmaktır. زينب  kelimesi, kendisinde te’nisi manevinin vücub şartlarından üç üzere zaid olma şartı tahakkuk ettiği için, bir te’nisi manevi bir de alemiyyetle gayrı munsarıf olmuştur. سقر  kelimesi, kendisinde te’nisi manevinin vücub şartlarından ortası harekeli olma şartı tahakkuk ettiği için, bir te’nisi manevi bir de alemiyyetle gayrı munsarıfdır. Çünkü سقر kelimesi cehennem tabakalarından bir tabakanın ismidir. جورو ماه  kelimesi, kendisinde te’nisi manevinin vücub şartlarından ucme olma şartı tahakkuk ettiği için, bir te’nisi manevi bir de alemiyyetle gayrı munsarıfdır. Bu kelime bir beldenin ismidir. Bu üç misalin gayrı munsarıflığı vaciptir. هند kelimesinde ise, te’nisi manevinin vücub şartı tahakkuk etmediği için munsarıflığı caiz, ayrıca kendisinde bir te’nisi manevi, bir de alemiyyet bulunduğu için de gayrı munsarıflığı caizdir.

16) Marife’nin şartı nedir? Sebebi nedir?
  Cevap: Marife’nin şartı alem olmaktır. Çünkü diğer marife yollarından muzmerat ve mübhemat (yani ismi işaret ve ismi mevsul) mebni isimlere mahsusdur. Gayrı munsarıf ise mureb ismin hükmündendir. Dolayısı ile bunlar marife’nin şartı olamazlar. Yine marife yollarından lamı ta’rif ve izafet ise gayrı munsarıf olan ismi munsarıf hükmünde kıldıklarından bunlar da marife’nin şartı olamazlar. Marife yollarından sadece alemiyyet kalınca, alemiyyet marife’nin şartı kılındı.

17) Ucme nedir? Şartları nelerdir?
  Cevap: كون اللفظ مما وضعه غير العرب  عجمه:
Ucme’nin şartları ikidir. 1- Âcemiyyette (yani arabçaya hangi lisandan gelmişse orada) alem (isim) olacak     2- Ortası harekeli veya üç üzerine zaid olacak. Bu sebepten dolayı شتر kelimesi Diyarbakır da bir kalenin ismi olduğu için bir alemiyyet, bir de ucme olup ortası harekeli olduğu için iki illetle gayrı munsarıfdır. ابراهيم kelimesi hem alem olup, hem de ucme olup üç üzerine zaid olduğu için iki illetle gayrı munsarıfdır. Bu kelimelerin gayrı munsarıflığı vacipdir. نوح kelimesi ise âcemi bir kelime olup, şartlar tahakkuk etmediği için munsarıflığı caiz, kendisinde bir alemiyyet bir de ucme bulunduğu için de gayrı munsarıflığı caizdir.

18) Cemi’nin şartı nedir?
  Cevap: Cemi’nin şartı: ها’siz sıga-i müntehel cümu olmaktır.

19) Cemi’ de niçin (هاء) ‘siz olması şart koşuldu?
  Cevap: Çünkü (هاء) ile beraber olduğunda  كراهية gibi müfred vezinlere benzemiş olur ki, cemiliğine zayıflamış olur. Bu sebebden dolayı فرازنة kelimesi her ne kadar sıga-i müntehel cümu olsa da ahirinde üzerine (هاء) diye durulan (ة( olduğu için munsarıfdır.

20) جوار ، مصابيح، حضاجر، سراويل،   مساجدkelimelerinin munsarıf mı yoksa gayrı munsarıf mı olduğunu beyan ediniz?
  Cevap:  مصابيح ve  مساجد kelimeleri, kendilerinde üzerine (هاء) diye durulan (ة( olmayıp, sığa-ı müntehel cümu ile cemi olmakla gayrı munsarıfdırlar.
  حضاجر : Her ne kadar bu kelime, sırtlan için ismi cins olmakla kendisinde fil hal cemiyyet yok ise de fil asıl حضجر kelimesinin cemi olmakla gayrı munsarıfdır.
سراويل  : Bu kelime gayrı munsarıf kabul edildiğinde iki görüş vardır. 1- Bu kelime âcemi bir kelimedir. Arabçada ki müvazinleri üzerine hamlen gayrı munsarıfdır.  2- Bu kelime arabça bir kelime olup, takdiran  سروالة kelimesinin cemi olmakla gayrı munsarıfdır.
Ancak bu kelime, munsarıf olarak kabul edildiğinde müşkil bir durum yokdur.
جوار : Bu kelimenin haleti nasbında ihtilaf yokdur. Çünkü sığa-i müntehel cümu olmakla beraber cemiyyet olduğu için bil ittifak gayrı munsarıfdır. Bu kelimenin haleti rafında ve haleti cerrinde ihtilaf vardır. Bazıları; munsarıfdır. Zira iğlal gayrı munsarıfdan öncedir. Tenvin ise munsarıflık tenvinidir dediler. Bazıları; ise gayrı munsarıfdır, tenvin ise ıvaz tenvinidir dediler.

21) Terkibin şartları nelerdir?
 Cevap: Şartları; alem olmak. Terkibi izafi, terkibi isnadi, terkibi savti, terkibi ta’dadi olmamaktır. (Yani terkibi mezci olmaktır.)  بعلبك gibi

22) Elif nun zaideteynin şartları nelerdir?
 Cevap: Eğer isimde olursa şartı alem olmaktır. Eğer sıfat da olursa şartı فعلانة  diye müennesi olmayacak, bir görüşe göre de فعلى diye müennesi olacak.

23) ندمان ،سكران ، رحمن  kelimeleri munsarıf mıdır? Gayrı munsarıf mıdır?
 رحمن : Bu kelime, Cenab-ı Hakkın sıfatlarından olup, ona mahsus olduğu için müzekkeri ve müennesi yoktur. Binaenaleyh فعلانة  diye müennesi olmadığı için gayrı munsarıf, فعلى  vezninde müennesi olmadığı içinde munsarıfdır denilerek alimler arasında ihtilaf olunmuştur. سكران : Kelimesi سكرانة diye müennesi olmayıp سكرى  diye müennesi olduğu için bil ittifak gayrı munsarıfdır.
ندمان : Kelimesi “arkadaşlık” manasına geldiği zaman ندمانة diye müennesi olup, ندمى diye müennesi olmadığı için bil ittifak munsarıfdır. Ancak ندمان kelimesi “pişmanlık” manasına geldiği zaman ise ندمانة diye müennesi olmayıp, ندمى diye müennesi olduğu için bil ittifak gayrı munsarıfdır.

24) Vezni fiil’in şartları nelerdir?
  Cevap: Şartları: Ya fiile mahsus bir vezinde olmak veya (تا (‘yi kabul etmediği halde evvelinde fiilin ziyadelerinden (اتين ( bir harf olmasıdır. (تا (‘yi kabul etmeyecek, çünkü  (تا ( lafzı ismin hususiyetlerinden olduğu için kelimeyi vezni fiil olmaktan çıkarmaktadır.   
 شمر ve ضرب  kelimeleri fiile mahsus olduğuna misaldir. Bu kelimeler, bir vezni fiil bir de alemiyyetle gayrı munsarıfdır. احمر kelimesi ise evvelinde fiil ziyadelerinden biri olduğuna misaldir. Bu kelime de bir vezni fiil bir de alemiyyet veya vasfıyyet ile gayrı munsarıfdır.
يعملة kelimesi ise fiil vezninde olup ahirinde (تا (‘yi kabul ettiği için munsarıfdır.

25) Kendisinde, müessir olduğu halde alemiyyet bulunan gayrı munsarıf isim nekre kılındığı zaman ne olur?
  Cevap: Munsarıf olur. Çünkü alemiyyet, ancak kendisinde şart olduğu illetler ile bir kelime de bulunur. Bu kelime de nekre kılınıp alemiyyet gidince, kelime ya bir illet ile veya hiç illetsiz kalarak munsarıf olur.

26) Alem (isim) olan احمر kelimesi hakkında İmamı Ahfeş ve İmamı Sibeveyh’in görüşleri nedir?
  Cevap: İmamı Sibeveyh Hazretleri, Bu kelime şu an bir alemiyyet bir de vezni fiillikle gayrı munsarıfdır. Ancak bu kelime nekre (yani alemiyyet gittiği zaman) kılındığı zaman vasfıyyeti aslıyyesine  itibar edilerek, yine bir vezni fiil bir de vasfıyyet ile gayrı munsarıf olur, dedi. (Çünkü bu kelime ilk vaz olunurken “kırmızılık” vasfı için vaz olunmuştur. Daha sonra ismiyyet, vasfıyyet üzere galip gelmiştir.)
İmamı Ahfeş Hazretleri ise İmamı Sibeveyh’e cevap olarak, Bu kelimedeki vasfiyyet alemiyyetin gelmesi ile zail olmuş, gitmişdir. Kelime nekre kılınıp alemiyyet gittiği zaman, tekrar vasfıyyete itibar olunamaz. O halde bu kelime munsarıfdır. Eğer giden şey’e tekrar itibar olunsaydı خاتم babına da itibar olunurdu, dedi.
Ancak İmamı Ahfeş Hazretleri, İmamı Sibeveyh’e cevap vermek için خاتم babını delil olarak getirince, devreye Musannıf Hazretleri (İbn-i Hacib) girip İmamı Ahfeş’e cevap olarak “Ey İmamı Ahfeş, İlk söylediklerin doğrudur. Ancak bu mesele de sen, خاتم babını İmamı Sibeveyh’e delil olarak getiremezsin. Çünkü o zaman bir hükümde iki zıt da itibar lazım gelmiş olur” dedi.

27)  Gayrı munsarıf isim ne zaman kesre ile olan cerri kabul eder?
Cevap:1- Gayrı munsarıf olan kelime üzere lamı tarif dâhil olduğu zaman
                   2- İzafetle yani gayrı munsarıf olan kelime muzaf olduğu zaman kesre ile olan cerri kabul eder. Çünkü bu iki halde, gayrı munsarıf kelimenin fiile olan müşabeheti azalır ve isme olan müşabeheti artar. Mesela:    مررت باحمدنا, مررت بالمساجد
28) مرفوعات ne kelimedir? Merfuâtın tarifi nedir? Failiyyet alametleri nelerdir?
Cevap: مرفوعات :مرفوع  kelimesinin cemidir. Zira mevsufu müzekker gayrı akıl olan sıfatlar elif ve te ile cemilenirler. Merfuâtın tarifi:هو ماشتمل على علم الفاعلية  Failiyyet alametleri ise: zamme, vav ve eliftir.

29) Failin ta’rifi nedir? Bir misal veriniz?
  Cevap: Fail:  و هو ما اسند اليه الفعل او شبهه و قدم عليه على جهة قيامه به

30) Fail de asıl olan nedir?
  Cevap: Fail de asıl olan fiilini takip etmektir.

31) Failin meful üzerine takdiminin vacip olduğu yerleri söyleyiniz?
Cevap:1-Failin failliğine, mefulun mefullüğüne delalet eden i’rab müntefi (yok olup) olup, karine de bulunmadığı zaman,  (Karışıklık lazım gelmesin için)
   Misali:ضرب موسى عيسى
            2- Fail fiile bitişik zamir olduğu zaman   ( İttisal infisale zıt olduğu için)
Misali:ضربت زيدا
            3-Meful “الا” dan sonra vakî olduğu zaman (Matlub olan hasır  değişmesin için) Misali :ما ضرب زيد الا عمرا
            4-Meful “الا” manasına olandan sonra vakî olduğu zaman (Matlup olan hasır değişmesin için) Misali:انما ضرب زيد عمروا

32) Failin te’hırinin (mefulun fail üzerine takdiminin) vacip olduğu yerler nerelerdir?
  Cevap:1-Faile meful zamiri bitiştiği zaman (Lafzan ve rütbeten izmar kable zikir lazım gelmesin için) Misali: ضرب زيدا غلامه
             2-Fail “الا” dan sonra vakî olduğu zaman (Matlub olan hasır  değişmesin için)                 Misali :ما ضرب عمرا الا زيد
             3- Fail “الا” manasına olandan sonra vakî olduğu zaman (Matlup olan hasır değişmesin için) Misali :  انما ضرب عمروا زيد
  4-Fail fiile bitişik zamir olmayıp, meful fiile bitişik zamir olduğu zaman ( İttisal infisale zıt olduğu için) Misali:ضربك زيد

33) Kafiye'nin musannıfı kimdir?
Cevap: Kafiye'nin musannıfı; İbni Hacib Hazretleridir.

Çevrimdışı Asilzade

  • Asilzade
  • *****
  • Join Date: Tem 2008
  • Yer: Kahramanmaraş
  • 1247
  • +108/-0
  • Cinsiyet: Bay
  • Asalet Ahlakın Temelidir
KÂFİYE SUALLERİ ve CEVAPLARI
« Yanıtla #1 : 22 Nisan 2009, 13:26:44 »
33) Failin fiilinin hazfi kaç şekilde olur?
  Cevap: Karine kaim olduğu vakit fiil, cevazen ve vücuben hazif olunur. Cevazen hazfide iki kısımdır. 1-Muhakkak sual karinesi ile olur. Misali: (من قام) sualine (زيد)  demek gibi.
2-Mukadder sual karinesi ile olur. Misali: şiir (ليبك يزيد ضارع لخصومة – و مختبط مما تطيح الطوائح )
Nükte: Mukadder sual karinesi ile (يبكيه) fiili cevazen hazif olunmuştur.                                                         
Zâte hazfe karine: Bir fiil olup iki failin bulunması. Tayini mahzufe karine: (من يبكيه) suali mukadderidir.

34) “و ان احد من المشركين استجارك ” Bu ayeti kerime neye misaldir?
Cevap: Failin fiilinin vücuben hazif olunduğuna misaldir. Zate hazfe karine: (ان)’i şartıyyenin
fiil üzerine dâhil olmasıdır. Tayini mahzufe karine: Müfessir olan ikinci “استجارك” fiilidir. Bu ayeti kerimenin takdiri ise “و ان استجارك احد من المشركين استجارك” dir.

35) Naibi fail nedir? Şartı nedir?
   Cevap: Naibi Fail:كل مفعول حذف فاعله و اقيم هو مقامه
               Şartı: Fiilin meçhul sıga üzerine olmasıdır. Mazı de: فعل  Muzarı de:يفعل

36) Naibi fail olmayan mefuller nelerdir? Niçin fail mevkiinde vâkî olmazlar?
   Cevap:1- “علمت” babının ikinci mefulu. Çünkü hem müsned hem de müsnedü ileyh olmak lazım gelir. Bu ise caiz değildir.
2- “اعلمت” babının üçüncü mefuulu.  Çünkü hem müsned hem de müsnedü ileyh olmak lazım gelir. Bu ise caiz değildir.
3-“ لام”sız mefulu leh’de naibi fail olmaz.Çünkü meful alameti olan nasb yok olduğu için kelimenin naibi fail olmadan önce mefulu leh olduğuna her hangi bir alamet kalmamış olur. Ancak “ لام”lı mefulu leh naibi fail olur.
4-“واو”sız mefulu meah. Çünkü o takdirde mefulu meah olduğu anlaşılmaz. “واو” lı mefulu meah’da naibi fail olmaz. Çünkü o “واو” asılda harfidir ve infisale delalet eder. Hâlbuki naibi fail ise fiilden bir cüz mesabesindedir. Dolayısı ile her iki halde de mefulu meah^dan naibi fail olmaz.

37) Mübteda nedir? Misalleri nelerdir? Mübteda da ne zaman iki emir caiz olur?
Cevab: هوالاسم المجرد عن العوامل اللفظية مسندا اليه اوالصفة الواقعة بعد حرف النفى و الف الإستفهام رافعة لظاهر
Misalleri: زيد قام, ما قائم الزيدان, اقائم الزيدان
Sıfat vaki olan mübteda, müfret isme mutabakat ederse iki emir caiz olur. Yani hem mübteda hem de mukaddem haber olmak. Mesela اقائم زيد



38) Haber nedir? Mübteda ve haberde amil nedir?
Cevap: Haber: هو المجرد المسند به المغاير للصفة المذكورة  Mübteda ve haber de amil, amili manevidir. Bu ise ibtida manasıdır. Yani, lafzı amillerden mücerret olmasıdır.

39) Mübteda da asıl olan nedir?
Cevap: Mübteda da asıl olan, haber üzerine takdim etmektir.

40) Mübteda nekre olur mu? Tahsıs vecihleri nelerdir?
Cevap: Her ne kadar mübteda da asıl olan marife olmak olsa da, tahsıs vecihlerinden biri ile hususileştiği zaman nekrelerde mübteda olur. Tahsıs vecihleri altıdır.
1-   Sıfat ile hususileşir. Mesela: و لعبد مؤمن خير من مشرك
2-   Mütekellimin ilmiyle hususileşir. Mesela: ارجل فى الدار ام امرأة
3-   Mübteda hayyızı nefîde (nefiden sonra ) vakî olduğu zaman Mesela: ما احد خير منك
4-   Failin hususileştiği şey ile hususileşir. Mesela:شر اهر ذاناب
5-   Mütekellime nisbetle Mesela: سلام عليك (اصلى سلامى عليك)
6-   Zarf olan haberin, mübteda üzerine takdimi ile hususileşir. Mesela: فى الدار رجل

41) Mübtedanın takdiminin vacib olduğu yerler nerelerdir? Sebebleri nelerdir?
Cevap:1- Mübteda kendisi için sadrı kelam olan şeyi tazammun ettiği zaman. Sadaretini muhafaza için من ابوك
2- Mübteda ve haber her ikisi de marife olduğu zaman. Karışıklığı defi için. زيد المنطلق
3- Mübteda ve haber asıl tahsiste müsavi olduğu zaman. Karışıklığı defi içinافضل منى افضل منك
4- Mübteda’nın haberi, fiil olursa. Mübteda, fiili müfred olduğu zaman faile, fiili tesniye ve cemi olduğu zaman failden bedele karışmasın için. ذيد قام

42) Haberin mübteda üzerine takdiminin vacib olduğu yerler nerelerdir?
Cevap:1- Haber kendisi için sadrı kelam olan şeyi tazammun ettiği zaman. Sadaretini muhafaza için اين زيد
2- Haber mübtedanın mübtedalığını sahih kılıcı olduğu zaman. Nekre olan mübtedayı tahsis için. فى الدار رجل
3- Mübtedada haberin müteallıgı için zamir olursa. Lafzen ve manen izmar kable zikir meydana gelmesin için. على التمرة مثلها زبدا
4- Haber ان den haber vaki olursa.اِن’yi meksuraya karışmasın için. عندى انك قائم



43) Mefulu mutlakın fiili kaç şekilde hazif olunur?
Cevap: Mefulu mutlakın fiili, cevazen ve vücuben hazf olunur. Vücuben hazfi; semaî olur, kıyası olur. Mefulu mutlakın amilinin vücuben ve semaen hazif olunduğu yerler yedidir. Bunlar: سقيا, رعيا, خيبتا, جدعا, حمدا, شكرا, عجبا

44) Mefulu bihin fiili kaç şekilde hazif olunur?
Cevap: İki şekilde hazif olunur. Cevazen olur. Vücuben olur.
Cevazen hazfine misal: من اضرب diyen kimseye زيدا demek gibi.
Vübuben hazfi ise dört yerdedir. 1- Semaî 2- Münadâ 3- İzmar ala şeridatittefsir 4- Tahzir

45) Münada nedir? Nida harfleri nelerdir?
Cevap: Münada:  وهو المطلوب اقباله بحرف نائب مناب ادعو لفظا او تقديراdır.
Nida harfleri ise: يا, ايا, هيا, اى, همزه dir.

46) Terhım nedir? Hükmü nedir?
Cevap: Terhım: وهو خذف فى اخره تخفيفا   Hükmü ise: Münada da caizdir. Münadanın gayrısında zarureti şiirden dolayı caizdir.

47) İzmar ala şeridatit tefsir nedir? Misalleri nedir?
Cevap: Tarifi: وهو كل اسم بعده فعل او شبهه مشتغل عنه بضميره او متعلقه لو سلط عليه هو او مناسبه لنصبه Misalleri: زيدا ضربته (ضربت), زيدا مررت به (جاوزت), زيدا ضربت غلامه (آهنت)
,زيدا حبست عليه (لا بست)

48) Tahzir nedir? Misali nedir?
Cevab: Tahzir: وهو معمول بتقدير اتق تحذيرا مما بعده او ذكر المحذر منه  مكررا  Misali: اياك والأسد,
اياك وان تحذف, الطريق الطريق

49) Hal nedir? Amili nedir?
Cevap: Hal: ما يبين هيئة الفاعل او المفعول به لفظا او معنى    Halin amili fiil olur: ضربت زيدا قائما  Şibih fiil olur: زيد مضروب قائما  Manayı fiil olur: هذا زيد قائما

50) Halin şartı nedir?
Cevap: Halin şartı nekre olmaktır. Zil hal (hal sahibi) ise çoğu kere marife olur.

51)Temyiz nedir? Kaç şeyden kapalılığı kaldırır?
Cevap: Temyiz: ما يرفع الإبهام عن ذات مذكورة او مقدرة   Temyiz iki şeyden kapalılığı kaldırır. 1- Mezkûr zatdan kapalılığı kaldırır. Mesela: رطل زيتا   2- Mukadder zatdan kapalılığı kaldırır. Mesela: طاب زيد نفسا

52) Müstesna kaç kısımdır? Müstesnanın irabı nasıldır?
Cevap: Müstesna iki kısımdır. 1- Müstesnayı muttasıl olur: هو المخرج عن متعدد لفظا او تقديرا بالا    واخواتها  Mesela: جائنى القوم الا زيدا   2-Müstesnayı munkatı olur. هو المذكور بعدها غير مخرج  Mesela: جائى القوم الا حمارا  Müstesnanın irabı: Müstesna tam muceb  kelamda sıfatın gayrı الا dan sonra vakı olduğu zaman, müstesna; müstesna minh üzerine tekaddüm ettiği zaman, müstesna munkatı olduğu zaman, müstesna خلا, عدى, ماخلا, ماعدى, ليس, لايكون den sonra vakî olduğu zaman nasbı vacibdir. Müstesna minh mezkur olduğu halde, gayrı muceb kelamda الا’dan sonra vakî olduğu zaman nasb caiz, bedel tercih olunur. Gayrı muceb kelamda, müstesna minh gayrı mezkûr olduğu zaman, müstesna avamil hasebi üzere irablanır. Müstesna غير, سوى, سواء و حاشا dan sonra mecrurdur.

53) İzafet kaç kısımdır? Tarifleri nelerdir?
Cevap: İzafet iki kısımdır. 1-İzafeti lafzıyye olur. Tarifi:ان يكون المضاف صفة مضاقة الى معمولها Misali: ضارب زيد, حسن الوجه    2-İzafeti maneviye olur:ان يكون المضاف غير صفة مضافة الى معموملها     Misali:غلام زيد, خاتم فضة

54)İzafeti lafzıyye ve izafeti maneviye ne ifade eder?
Cevap: İzafeti lafzıyye, lafızda sadece hafiflik ifade eder. İzafeti maneviyye ise: Eğer muzafun ileyh marife ise marifelik, eğer muzafun ileyh nekre ise hususilik, tahsıslik ifade eder.

55) İzafeti maneviye kaç manaya gelir?
Cevap: İzafeti maneviye üç manaya gelir.1- “Lam” manasına gelir. Mesela: غلام زيد (غلام لزيد) 2- “Min” manasına gelir. Mesela: خاتم فضة (خاتم من فضة)           3- “Fi” manasına gelir.
 Mesela: ضرب اليوم (ضرب واقع فى اليوم)

56) Te’kıd nedir ve kaç kısımdır?
Cevap: Te’kid:تابع يقرر امر المتبوع فى النسبة او الشمول  İki kısımdır. 1- Te’kidi lafzı olur.Te’kidi lafzî, birinci lafzın tekrarıdır ve bütün lafızlarda cereyan eder. Mesela: جائنى زيد زيد  2- Te’kidi Manevi olur: Hususi lafızlardır ki, bunlar (نفسه,عينه,كلاهما,كله,اجمع,اكتع,ابتع,ابصع) lafızlarıdır.

57) Bedel nedir? Kaç kısımdır?
Cevap: Bedel:تابع مقصود بما نسب الى المتبوع دونه    Bedel dört kısımdır.   1-Bedeli kül minel kül:جائنى زيد اخوك    2-Bedeli ba’z minel kül: ضربت زيدا رأسه     3-Bedeli iştimal: سلب زيد ثوبه      4-Bedeli galat: رأيت رجلا بل حمارا

58)Mebni nedir? Mebniyi asıllar nelerdir?
Cevap: Mebni:ما ناسب مبنى الأصل او وقع غير مركب     Mebniyi asıllar dörttür. 1- Harf 2- Mazı 3- Emir bi gayrı lam  (Lam’sız emir)  4-Cümle

59) Zamiri merfuu muttasıl ve munfasılı, zamiri mensubu muttasıl ve munfasılı ve zamiri mecruru muttasılı söyleyiniz?
Cevap: Zamiri Merfuu Muttasıl: ضربت,ضربنا,ضربت,ضربتما,ضربتم,ضربت,ضربتما,ضربتن,ضرب,ضربا,ضربوا,ضربت,ضربتا,ضربن
Zamiri Merfuu Munfasıl:  انا,نحن,انت,انتما,انتم,انت,انتما,انتن,هو,هما,هم,هى,هما,هن
Zamiri Mensubu Muttasıl:
ضربنى,ضربنا,ضربك,ضربكما,ضربكم,ضربك,ضربكما,ضربكن,ضربه,ضربهما,ضربهم,ضربها,ضربهما,ضربهن
Zamiri Mensubu Munfasıl:اياى,ايانا,اياك,اياكما,اياكم,اياك,اياكما,اياكن,اياه,اياهما,اياهم,اياها,اياهماا,اياهن
Zamiri Mecruru Muttasıl: لى,لنا,لك,لكما,لكم,لك,لكما,لكن,له,لهما,لهم,لها,لهما,لهن