Muhsin YAZICIOĞLU'nun bu şiiri tv kanallarının birinde başlayıp diğerinde biterken sizleri bilmem ama bende önceleri içimi parçalayan bir acı sarıyordu, daha sonra bu acı hafifledi hafifledi ta ki bugün toprağa verilinceye dek. Çünkü helikopter kazasını ilk duyduğumuzdaki acı yerini başka başka duygulara bıraktı. Düşünmeye başladım neydi bir insanı bu kadar değerli kılan şey.
Örnek olması açısından ilk aklıma gelen helikopter kazası olduğu için onu örnek veriyorum. Koordinatlar doğru tesbit edilseydi, 112 acil servisteki görevli doğru yönlendirseydi, ilk gün daha ciddi bir arama yapılsaydı vs.vs. herkes başka başka fikirler yürüttü.
Belki de onlar helikopter düşer düşmez hakkın rahmetine kavuşmuşlardı.
(İha muhabirinin arayıp durumu bildirebilmesi de Allahu tealanın bir hikmeti)
Ya arayamasaydı bambaşka bir senaryolar çıkardı karşımıza. Seçimlere şayibe karıştırmak istendiği söylenirdi, ikinci gün belki kaçırıldı diyenler olurdu, helikopter kayboldu denir fakat bir kaç aydan önce kimse haber alamazdı. Bu arada aileler perişan, tv de hergün bir başka senaryo, siyasi teorileri hiç hesaba katmıyorum. Yerleri belirlendiği halde binlerce kişi arayarak zor bulundular.
Ya birde dediğim gibi olsaydı o insanlar karlar erise bile, dağa çıkan çobanlar bulduğunda da kurtlara kuşlar yem olmuş bi halde enkazı karşımıza çıkardı. Sabır bir olay karşısında gösterilen ilk tepki de belli olur. Ah vah ettikten, isyan ettikten sonra sabretmek, sabır değil katlanmaktır.
AllahU TEALÂ ''seversem bir kulumu sevdiririm aleme, sevmezsem bir kulumu rezil ederim cümle aleme diyor.''
Vefat haberi kesinleştikten sonra daha kabrine varmadan binler değil sevenleri tarafından milyonlarca salâvat, yüzlerce değil binlerce hatim okundu. Bu durum insanın samimiyetiyle alâkalı olmalı diye düşünüyorum.
Bundan dolayıdır ki Efendimiz (sav) insanları ikaz etmiş, yaşadıkları hayata dikkat çekmiş ve buyurmuş ki:
– Bir ömrü nasıl yaşarsanız öyle ölürsünüz. Nasıl ölürseniz öyle de dirilirsiniz!
Öyle ise, imanla yaşayın ki imanla ölesiniz. İmanla ölün ki imanla dirilesiniz. Mahşerde de imanlılara verilecek mükâfatlara layık olasınız.
İşte imanlı insanın hayatta en mühim meselesi bu. Kendi hayatımı, ideallerimi gözönüne getirdiğimde bir muhsin yazıcıoğlu olamam ama inşAllah onunla aynı kazada hayatını kaybedip aynı dualardan nasiplenenlerden, aynı kervana dahil olanlardan olurum ümidini taşıyorum. Tıpkı şu kıssada olduğu gibi;
Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivayetle dedi ki; Resûlullah (s.a.s.) şöyle buyurmuşlardır:
Allahu Teâlâ’nın yollarda dolaşarak Allah’ı zikreden kullarını araştıran Melekleri bulunmaktadır.
Allah’ı zikreden bir topluluk buldukları vakit, birbirlerine: “Haydi geliniz, sizin aradıklarınız buradalar” diye nida ederler.” Bunun üzerine Hak Teâlâ şöyle buyurur:
“Sizi şahit tutuyorum, şüphesiz ki onları bağışladım.” Bu buyruğundan sonra Meleklerden birisi:
“İçlerinde filanca birisi vardı ki sadece bir ihtiyaç için, zikir ehlinin arasında bulunuyordu.” der. Allahu Teâlâ da: “Onlar bir meclisin insanları olup, içlerinde bulunan birisi ayrı tutulamaz” diye buyurdu.”Rabbim cümlemizi iyiler kervanına dahil etsin. Eşyanın hakikatını anlamaya vakıf eylesin. Gönül gözümüzü açsın, açsın ki hayatımızdan keşkeleri çıkarıp,beşinci boyutu idrak edelim.
madem rahmetli yazıcıoğlunun şiiriyle başladım.
Sivasspor Teknik Direktörü Bülent Uygun'dan Rahmetli MUHSİN Yazıcıoğluna yazdığı şiirle bitirmek istedim düşüncelerimi ;
Şüphe yok, herkes Rabbin'e döner,
Kekik kokulu değil artık dağlarım,
Üstünde ağlamaklı yılkı atları,
Biliyorum üşümeyeceksin bir daha,
”ÇÜNKÜ ÜSTÜNDE RASULÛN KANATLARI...
selâm ve dua ile...
alıntıdır