« : 06 Mart 2009, 20:51:46 »
EBEVEYNLER ANLATIYOR Kızım sürekli gelir kolumdaki göğsümdeki "ben" leri göstererek;
_ Baba bu ne?
_ Kızım "ben"
derim bende...oda devam eder;
_Sen'mi yani..
_Hayır kızım, "ben". bunun adı ben
derim bende...ve defalarca kez bu böyle sürer gider, hoşuna gider...Dün akşamki konuşmamız ve seyr eden olay aynen şöyle gerçekleşiyor;
kolumdaki "ben" i göstererek;
_Baba bu ne?
_Kızım "ben"
hemen yanımda oturan annesinin yanına giderek, onun kolundaki "ben" i gösteriyor ve
_Anne bu babam değilmi...
_Ne babası kızım, hayır. "ben" o.
_Hayır anne şaka yapıyorsuuuun, o babam, sen değilsin...
koptukki ne koptuk, bu böyle devam etti.
Kızım 3 yasında ve adı ırmak, onun yanında annemi aradım, ilk önce sesımı alamadı tanımadı beni, neyse konusmamız bittikten sonra, kızım bana kiminle konustun diye sordu, bende kızım babaannenle konustum, ama beni tanıyamadı dedim, ''kızımın verdiği cevap, ırmak'ın babasıyım deseydin o zaman''
İyiden iyiye büyümeye başladı kızım...hemde ne büyüme...her konuşmasında bir açık yakalamak, bir köşeye sıkıştırmak düşüncesi yatıyor altında...manyakça ter döker olduk....bu aralar en çok "yalan ve şaka" ikilisindeyiz, bir türlüde farkını anlatmayı beceremiyoruz sanırım....gelinde görün, okuyun bakalım ve çıldırmadan, başınızdan savmadan cevap vermeye başlayın...geçenlerde ayyyynen yaşadığımız olay....
Oturmuş akşam yemeğimizi yiyoruz hep beraber
_ Baba bu elma niye kırmızı?
_ Nerden bileyim kırmızı işte kızım. (ne cevap vereyim, hönk diye sordu)
_ Çilekde kırmızı, ama o elma değiiil.
(höh yani dedim içimden...başladık yine, bakalım nereye varacak dedim ve)
_ Allah öyle yaratmış kızım.
_ Ama baba, sen bu elmaları bizim bahçeden topladın. (ufak mufak biraz toplayım demiştim)
_ E ne olmuş kızım, topladıysam.
_ Hani sen o ağacı "dedem dikti" demiştin.
_ E tamam deden dikti kızım.
_ Ama şimdi Allah kırmızı yapmış diyorsun...o zaman ağacı dedemmi dikti Allah'mı?
(püfff, resmen köşedeyim yani)
_ Kızım tamam dedem dikmiş ama, yine Allan'ın verdiği suyla havayla büyümüş işte.
(biraz durduktan sonra, bir an bitti heralde diye düşünürken)
_ Hani Allahı kimse göremezdi baba?
_ E göremez kızım
_ E peki dedeme o ağacı dikmesi için Allah vermedimi peki.
_ Yok kızım nerden çıkarıyorsun
_ E peki ona kim verdi?
(anam anam, annesi kahkahalar içinde morardı resmen ama çaktırmıyor)
Tam bu sıralarda, yani ben ter pas ve sinir içindeyken, çizgi filmi başladı ve vıııın çizgi filminin başına gitti...iyiki gitti, bende ardından vın...
sorular zincirine bakarmısın yaaa, bunaldım resmen...başkası olsa kırk kere şutlamış, sıyrılmıştım aradan...ama kızım işte...canım...her şeyim...
Akşam kızımın odasının ampulü patlamış ve düzeltmemi istiyor kızım...diyalog aynen şöyle geçiyor;
_ baba odamın ışığı yanmıyor
_ tamam aşkım bir bakayım (gidip baktım, ampul patlamış). kızım patlamış, evde ampul yok, yarın alır takarım.
_ baba, var ya.
_ nerde kızım
_ e aranın ampulünü taksana
_ kızım, o zaman oraya ne takacağız, orası sönük kalır sonra.
_ e baba annem sana hep kızıp duruyor ya, söndür şu ışığı diye. sen onu buraya takarsın, hem benim odamın ışığı olur, hemde annem sana kızmaz işte bir daha.
ne deyim..zamane çocuklarımı deseeeem, kurduğu kurguya bak mı desem bilemedim...ama kesin bir çözüm bulduğu gerçeğinide değiştirmiyor