Savaşta Bırakılan Tohum

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Aşık-ı sadık

  • ****
  • Join Date: Kas 2008
  • Yer: İzmir
  • 840
  • +230/-0
  • Cinsiyet: Bayan
  • Âşîk-ı sâdık
Savaşta Bırakılan Tohum
« : 08 Şubat 2009, 22:59:36 »
Savaşta Bırakılan Tohum
Murat Başaran


Gurbeti memleketinden üç-beşyüz kilometre ötede zanneden Mehmet onbaşı, günün birinde dünyanın öbür ucuna gideceğini ve dünyanın öbür ucunda secde edeceğini ve secde ederken "pirinç tarlaları"nın arasına "ilahi nur"un tohumlarını bırakacağını bilmiyordu…

Yorgun milletin, fakir fertlerinden biriydi…


Askerdi… Hatta onbaşıydı…


Kore’de çekik gözlülerin arasında o da savaştı… Sonra… Sonra oradaki ezilen milletin arasında çok iyi bildiği fakirliği, çaresizliği seyretti uzun uzun…


İnsanlar açtı… İnsanlar açıktaydı… Elindeki ekmeği bölüştü onlarla… Suyunu paylaştı…


Çekik gözlüler, Mehmet onbaşının ve diğer Mehmetlerin yüreğindeki sıcaklıktan etkilendiler…


"İnsan"la ve "insanlık"la karşılaşmak teselli oldu onlara…


Peki bu Mehmetler bazan böyle eğilip-kalkarak kendilerinden geçercesine, hûşû ile ne yapıyorlardı…


Koreliler "Müslümanları" seyrediyordu şimdi…


Koreliler "namazı" seyrediyorlardı şimdi…


Koreliler ekmeğini, suyunu bölüşen insan, insanların ibadetine bakıyorlardı hayranlıkla…


Komutan büyük merakla ve sorularla başedemeyeceğini anlayınca haber saldı üstlerine ve "Buraya din adamı yollayın…"


Önce bir hocaefendi geldi…


O dönünce de vatanî görevini yedek subay olarak yapan başka bir din adamı…


Ve 1971’de, son Türk askeri de Kore’yi terkettiğinde, geride yeni Müslümanlar bırakmışlardı…


Kore denince akla hemen, savaş sırasında en büyük gücü yollayan ve savaşa ağırlıkla taraf olan Amerika geliyor …


Ve Amerika hâlâ Kore’de…


Bizim gibi geri dönmemiş…


Bugün nüfus 45 milyon civarında ve Amerika nüfusun yüzde 40’ını Hristiyan yapmış…


Her inanç adına misyonerlik serbest…


Gidip dilediğin inancın propagandasını Kore devletinin himayesinde yapabilirsiniz…


Müslüman sayısı ise 40 bin civarında ve sadece 5 cami var…


Neredeyse o 40 bin Müslümanın "sebebi nimeti" bizim Türk askeri….


Hepsi o kadar…


Seul’deki caminin imamıyla konuşuyoruz…


Diyor ki, "Burada İslamiyet adına ciddi bir faaliyet yok.. Hatta hiç yok desek yeridir… Yine de haftada bir-iki Koreli gelip kendiliğinden Müslüman oluyor…"


Çalışkan insanlar…


İnsana değer veren insanlar…


1950’lerde savaştan yokluk içinde çıkmışlar ve bugün onlarca "dünya markası"na sahipler…


O imamın dediğine göre çalışmaktan başka gördükleri bir şey yok…


Neredeyse "din"leri olmuş…


Ya bir de bilseler İslamiyeti…


Bir de bilseler İslamiyet’te "çalışma"nın faziletini…


Kore farkında değil ama, hâlâ "Mehmet onbaşı"sını arıyor…