GENÇLERDE GÖRÜLEN BAZI PSİKİYATRİK DURUMLAR
1-DEPRESYON
2-MANİ
3-YAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU
4-PANİK BOZUKLUĞU
5-AKUT VE POSTTRAVMATİK STRES BOZUKLUĞU
6-OBSESİF KOMPULSİF BOZUKLUK
7-SOSYAL FOBİ
8-ÖZGÜL FOBİ
9-SOMATOFORM BOZUKLUĞU
10-PSİKOTİK BOZUKLUKLAR
11-DİSSOSİYATİF BOZUKLUK
12-YEME BOZUKLUKLARI
13-UYKU BOZUKLUKLARI
14-DÜRTÜ KONTROL BOZUKLUKLARI
15-KİŞİLİK BOZUKLUKLARI
16-MADDE BAĞIMLILIĞI
17-DİKKAT EKSİKLİĞİ VE HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU
18-İLİŞKİ SORUNLARI
19-PSİKOSOSYAL STRES FAKTÖRLERİ
20-TİK BOZUKLUKLARI
21-KONUŞMA BOZUKLUKLARI
________________________________________
1-DEPRESYONUN GÖRÜNÜMÜ
Depresyon toplumda çok sık görülmekle beraber, tanımı Hipokrat dönemine dayanır . Depresyonun çeşitli tipleri mevcuttur . Depresif insanda genelde hayattan zevk alamama ve kederli duygular görülür. Son on beş gün içerisinde sürekli gün boyu veya günün büyük çoğunluğunda bu durum var ise klinik anlamda depresyondan söz edebiliriz aksi takdirde günlük veya gelip geçici duygusal çökkünlükler , klinik anlamda depresyon sayılmamaktadır. Depresyonda kişinin işlevselliği sosyal durumu bozulur . Depresyon her bakımdan ciddi bir biçimde psikososyal ve işlevsellik açısından anlamlı sıkıntılara neden olabilir .
Depresyondaki bir kişide bazı belirtiler mevcuttur hatta kişi bunun bir depresyon olduğunun farkına varamayabilir . Bu durumu yolda araba ile giderken sis bulutunun içine girmeye benzetebiliriz . Görüş açısı daralır bazı şeyler yanlış görülür ve değerlendirilebilir , aynı zamanda kaza riski artar .Depresyondaki insanda bulunan belirtiler arasında şunları sayılabilir : Önceden zevk aldığı şeylerden zevk alamama , gün içerisinde sürekli veya günün büyük çoğunluğunda kederli olma , gençlerde ve çocuklarda daha çok çok sinirli olma şeklinde duygudurum değişikliği , uyku azalması , sık sık uyanma , erken uyanma veya çok fazla uyuma , iştahsızlık veya çok aşırı yeme , dikkat dağınıklığı ve konsantre olamama ve bununla beraber ders başarısızlığı , cinsel istekte azalma , çabuk yorulma , akla gelen ölüm düşünceleri , kendini değersiz -çaresiz- işe yaramaz - beceriksiz - suçlu görme , olayları olumsuz değerlendirme , geleceğe yönelik karamsar düşünceler ve buna benzer belirtiler görülür. Bu belirtilerin tamamı olabileceği gibi , önemli bir kısmıda bulunabilir.
Depresyondaki birey çaresizlik ve sıkıntı duyguları içerisinde zaman geçirir , gençlerde riskli davranışlar ve madde bağımlılığı bu dönem içerisinde fazla miktarda görülür. Gencin arkadaş ilişkileri , ders başarısı , sosyal gelişimi ve aile ilişkileri bu dönemde bozulur. Kişiler arası ilişkilerde ve kendini değerlendirmede hep olumsuz ayrıntılar göze çarpmaya başlar .Bu nedenlerden dolayı depresyon tedavisi önem kazanır.
Melankolik tipte özellikle sabahları çok yoğun çökkünlük hissi ile beraber hemen her şeye karşı zevk kaybı , aşırı yorgunluk ve halsizlik görülür. Atipik şeklinde ise genellikle uyku ve iştah azalması olan tipik şekilde olanın tersi olarak , uyku ve iştah artışı ön plandadır.
Depresyona genetik yatkınlığın çok fazla olduğu bu gün daha iyi bilinmektedir. Son zamanlarda yapılan çalışmalarda anne babadan herhangi birinde depresyon öyküsü olduğunda , depresyon riskinin fazla olduğu açıkça gösterilmiştir.
Depresyondaki kişi somatik şikayetler diyebileceğimiz ; baş ağrısı , kas ağrıları , sindirim sistemi rahatsızlıkları , kalp şikayetleri ve buna benzer bedensel yakınmalar ile de çoğunlukla doktora başvururabilir.
Depresyon , başka psikiyatrik rahatsızlıklar ile birlikte olabilir .Bunlar arasında şunları sayabiliriz : Panik bozukluğu , obsesif kompulsif bozukluk , yaygın anksiyete bozukluğu , madde bağımlılığı , dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu , şizofreni , dissosiyatif bozukluklar , davranım bozukluğu , mental retardasyon ,özel öğrenme güçlükleri vb. psikiyatrik bozukluklarda eşlik edebilir.
Depresyon tedavisinde genellikle ve çoğunlukla kullanılan tedavi yaklaşımı antidepresan tedavidir . Aynı zamanda bilişsel olumsuzlukları ve öğrenilmiş çaresizlik düşüncelerini gidermek ve tadaviyi hızlandırmak için psikoterapiye de ihtiyaç vardır. Nedene yönelik olarak psikososyal stres faktörlerinin de ortadan kaldırılması süreç içerisinde iyileşmeyi hızlandıracaktır.
________________________________________
2-MANİ VE BİPOLAR HASTALIKLAR
Mani ve bipolar hastalığın gençlerdeki görünümü erişkine benzer. Gençlerde ki mani diğer bazı psikiyatrik rahatsızlıklar ile fazla miktarda karışabilir. Bu yüzden tanı aşamasında dikkatli olunmalıdır. Mani genellikle çok gürültülü bir tablo ile kendini gösterir . Ancak maniye girmiş bir genç kendi hastalığının farkında olmaz ,genelde hastalıklarına karşı içgörü denen kendi durumunun farkında olma durumu pek yoktur . Bulundukları durumu kendileri fark etmesede , ailelerin veya sosyal çevrenin mani veya hipomaniye girmiş genci fark etmeleri genellikle zor olmaz. Mani belirtilerinin klinik anlamda tanı konulması için bir hafta kadar bulunması gerekir veya hastaneye yatıracak kadar şiddetli olması gerekir.
Manide ki belirtileri hemen belirtmek istiyorum : Genellikle aşırı sinirli ve kavgacı ruh hali ile beraber, kendini büyük görme , aşırı coşkulu olma diyebileceğimiz bir ruh hali vardır. Buna ek olarak azalmış uyku ihtiyacı (günde 1-2 saatle bile idare edebilirler ) , etrafı küçümseme , konuşmada aşırı artış , fikir uçuşması diyebileceğimiz konudan konuya geçen düşünceler , amaca yönelik değişik aktivitelerin artması ( hiç yeri ve zamanı değilken daha önce olmayan veya biraz olan ilgi ve etkinliklerin artması , bu konuda abartılı faaliyetler ), hiç yeri yokken sonradan oluşmuş abartılı merak ve yapılmak istenen işler ,bol para harcama , zevk veren etkinliklerde artma , aşırı derecede gezme dolaşma isteği vb.
Bu belirtileri olan gençler zaman geçirmeden hekime getirilmelidir . Çünkü etrafa ve kendine zarar verecek riskli davranışlar olabilir . Yukarıdaki belirtilerin çoğu var ise genelde hastanede yatarak tedavi edilmeleri uygun olmaktadır.
Mani tedavisi genelde ilaç tedavisi ile birliktedir. İlaç tedavisi ile birlikte genelde bu durum kısa süre sonra yerini normal duyguduruma bırakır.
Bipolar dediğimiz olgularda ise mani veya depresyon dönemleri vardır . Genelde bu dönemler birbirini izler . Kişi hayatın bazı dönemlerinde depresyon içerisinde bunu takip eden dönemde belli bir dönem mani halinde olabilir. Bu dalgalanmalar şeklinde devam eden duygudurumu stabil olarak tutabilecek ilaçlar kullanılarak , kişinin bu iniş çıkış şeklinde seyreden duygudurumu sabit tutulmaya çalışılır.
Manide psikotik boyut diyebileceğimiz hezeyanlarda olabilir bunlar genelde kişinin ruh hali ile uyumlu büyüklük hezeyanlarıdır. Bu durumda kişinin gerçeği değerlendirme yetisi hastalık ile beraber bozulmuştur. Tedavi ile başarılı bir şekilde genelde iyi sonuç alınır.
________________________________________
3-YAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞUNUN GÖRÜNÜMÜ
Yaygın anksiyete bozukluğunda günlük yaşamda , iş , okul ve aile hayatında her an kötü bir şeyler olacakmış gibi endişeli , huzursuz ve tedirgin bir ruh hali vardır. Aynı zamanda kişi kaygılarını kontrol edemez. Bu durum en az altı aydır ve hemen hemen gün boyu sürüyorsa klinik anlamda yaygın anksiyete bozukluğundan söz edebiliyoruz. Yaygın anksiyete bozukluğunda şu belirtilerin bir kısmı bulunur : Devam eden ve süreğen kaygı hali , Huzursuzluk hissi ile beraber tedirginlik, uykusuzluk ve uyku bozukluğu , yorgunluk , halsizlik , dikkat ve konsantrasyonu toplayamama , çabuk tepki verme , sinirlilik , kas gerginliği ,aşırı uyarılmışlık , endişeli bekleyiş , ek olarak bedensel şikayetler vb.
Yaygın anksiyete bozukluğunda depresyon , panik bozukluğu , obsesif kompulsif bozukluk gibi hastalıklar eşlik edebilir . Kişinin kaygıları ve endişeleri günlük işlevselliğini ve rahatını bozar. Kapı çalması , telefon çalması veya o gün için herhangi bir sıradan olay , gibi günlük olağan hadiseler o insan için kötü bir haber beklentisi şeklinde tedirginlik ile karşılanır.
Yaygın anksiyete bozukluğu tedavisi genelde ilaç tedavisi ile mümkün olur . Aynı zamanda psikoterapi desteği de gerekmektedir. Gencin bu hali onun sosyal , okul , arkadaş ilişkilerini bozar ve işlev kaybı olur. Anksiyete bozukluğu olan gençlerde madde kullanımı da gözden geçirilmelidir.
________________________________________
4-PANİK BOZUKLUĞU VE PANİK ATAKLAR
Panik bozukluğu , panik ataklarının tekrarlaması ve buna bağlı endişeli beklenti ile oluşur . Panik atakları gerçekten tahammül edilmesi zor bir durumdur . O anda kişi gerek bedensel gerek düşünce olarak çok şiddetli kaygı belirtileri gösterir. Panik atağı bir kaç belirtinin bir arada olduğu sınırlı semptom atakları ile de görülebilir. Panik bozukluğu denmesi için en az 2 tane beklenmedik bir zamanda panik atağı ve buna bağlı olarak en az bir ay süre ile tekrar bu kaygı atağı olacak korkusu olmalıdır.
Panik atağını tarif etmek gerekirse , çarpıntı , terleme , titreme , nefes darlığı , soluğun kesilmesi , göğüs sıkışması , delirme korkusu , bayılma hissi , kendisini olağan dışı hissetme , o an için ölme korkusu , kontrolünü kaybetme korkusu , ürperme , üşüme , kollarda veya uzuvlarda güçsüzlük hissi vb. gibi bir çok belirtinin eşlik ettiği bir durumdur. Bu belirtilerin hepsinin olması gerekmez , en az dördünün olması klinik olarak panik atağı denmesi için yeterlidir. Bu durum yoğun bir şekilde belli bir süre yaşandıktan sonra geçer.
Panik atakları bazı hastalıklara eşlik edebilir . Panik atağı yaygın anksiyete bozukluğu , agorafobi , depresyon,madde bağımlılığı , ayrılma kaygısı bozukluğu, obsesif kompulsif bozukluk , özgül fobi gibi durumlar ile birlikte görülebilir.
Panik atağının tedavisinde genellikle ilaçlar kullanılır . Panik ataklarının düşünce boyutuna psikoterapi ile müdahale edilebilir. Davranışçı tedavi yaklaşımlarıda nedene yönelik denenebilir.
Panik atağı aynı zamanda bir çok bedensel hastalık ile karıştırılabilr. Genelde acile başvuran hastalar öncelikle Kalp krizi , astım krizi veya başka bir hastalık düşüncesi ile öncelikle dahiliye acil kısmına başvururlar. Ancak yapılan tetkikler ve fiziksel muayene sonucu bunu oluşturabilecek herhangi bir nedene rastlanmaz. Bu nedenle bu durumun iyi bilinmesi ve diğer hastalıklar ile ayırıcı tanısının yapılması çok önemlidir.