Alm. Künstlicher Regen, Fr. Le controle antificiel de la pluie, İng. Artificial contro lof rain.
On dokuzuncu asrın sonuna doğru top atışları, patlamalar ve büyük ateşlerle yağış kontrol edilmek istenmiştir. Birinci Dünyâ Savaşında ara sıra, yağışın önemli savaşlarda veya hemen sonra meydana geldiği gözlenmiştir. Bundan, meydana gelen yağışın, top atış sesleri sonucunda ortaya çıktığına inanılmıştı. Ancak, daha sonraki araştırmalar bunun doğru olmadığını ortaya koymuştur.
Bu konuda ilk yapılan sistematik deneyler Vincent J.Schaefer tarafından 1946’da yapılmıştır. Deneylerde, gümüş iodid dumanları ile bulutların tohumlanması sonucunda çok soğuk bulut tabakalarından hafif kar yağdırılması mümkün olmuştur.
Deneylerde kullanılan teori, yağışı başlatan tabiî yağış çekirdeklerinin yeterli sayıda olmamasına dayanmaktadır. Gümüş iodid-aseton çözeltisinin yakılmasıyla elde edilen gümüş iodid dumanı -5°C’den daha düşük sıcaklıkta etkili yağış çekirdeği meydana getirebilir. Meseleye diğer bir yaklaşım da büyük çekirdeklerin veya küçük su tâneciklerinin uygun bulutlara bırakılarak yağışın böylece oluşmasını sağlamaktır.
Bu tür tekniklerle yağışın artırılıp artırılamayacağı, meteorolojik duruma bağlıdır. Tabiî yağışın zaman ve yer olarak çok değişik bir şekilde değişmesi, yağış meydana getirme tekniklerinin dikkatli tatbik edilmesini gerektirir. Eğer tohumlanmış bir buluttan bir yağmur geldiğinde ilk akla gelen soru, tohumlanma olmaması durumunda da yağmurun meydana gelip gelmeyeceğidir. Eğer, yağmazsa, diğer bir soru da, yağışı tohumlamanın önlemiş olup olmadığıdır. Bu sebepten daha önceden tohumun etkisini sâdece bir iki deneyden anlamak mümkün değildir. İstatistikî bir analiz gereklidir.
1946-1956 arasında yapılan çok sayıdaki deneyler bâzı bulutları ve bâzı çok uygun durumlarda etkileyerek yağış meydana getirmesinin mümkün olduğunu ve bunun miktarının tabiî yağıştan daha çok olduğunu ortaya koymuştur. Artmanın derecesi kesin olarak bilinmemektedir, ancak bunun % 10 oranında olduğu tahmin edilmektedir.
Suni yağış için uygun Kümülüs bulutları
Yağışın oluşabilmesi için öncelikle bulutun olması gerekir. Bulut yeterince soğuduktan sonra havada doğal olarak bulunan ve yoğunlaşma çekirdeği adı verilen zerreciklerin üzerinde su birikmeye başlar. Büyüyen damlalar yerçekimine karşı koyamayarak yere doğru düşmeye başlarlar. Yoğuşmanın başlaması için yeterince soğumasına rağmen ortamda yoğunlaşma çekirdekleri yoksa yağış oluşmaz. Suni yağışta bulutlara buz parçacıkları vererek yağış oluşturulmaya çalışılır. Bulut tohumlamada; amonyum nitrat, kadmiyum iyodür, bakır sülfür, kurşun iyodür, CO2 buzu ve gümüş iyodür kullanılabilir.
Bulut tohumlamada dikkat edilmez ise olumsuz sonuçlar ortaya çıkabilir: dolunun artması veya yağışın azalması gibi. Uygulama sırasında; rüzgar durumu, hava şartları, havanın yükselme hızı, soğumuş su damlacıkları, damlacıkların birleşerek büyüme özellikleri, çekirdek konsantrasyonu özellikleri göz önüne alınır. Tohumlamadan 15 dakika ile 1 saat içinde yağış alınabilir. Genellikle yaz mevsimindeki kümülüs bulutları ile kışın görülen alçak bulutlar suni yağış için uygundur.
Bir yamaçtan yükselmekte olan orografik bulutlarda bulut tohumlamanın yağış artışına neden olduğu tespit edilmiştir. Stratiform bulutları ise ince bulutlar oldukları için tohumlama ile yağış bırakır ve yok olarak yerlerini açık havaya bırakırlar.
Tohumlama işlemi birkaç türlü yapılır. Genelde uçaklar, yerden havaya atılan roketler ve jeneratörler kullanılır. Jenaratörler yerden havaya yoğunlaşma zerreciklerini pskürtürler. Bulut tohumlamanın yağışı %5 ile %20 arasında artırdığı görülmüştür. Türkiye'de bulut tohumlamaya itiraz eden bilim adamları da mevcuttur.