Yaşam Bulguları - Tıp ders Notları

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı drfm

  • ****
  • Join Date: Eki 2008
  • Yer: Antalya
  • 354
  • +32/-0
  • Cinsiyet: Bay
Yaşam Bulguları
« Yanıtla #5 : 30 Aralık 2008, 22:12:41 »

Çevrimdışı drfm

  • ****
  • Join Date: Eki 2008
  • Yer: Antalya
  • 354
  • +32/-0
  • Cinsiyet: Bay
Yaşam Bulguları
« Yanıtla #6 : 30 Aralık 2008, 22:13:09 »

Çevrimdışı drfm

  • ****
  • Join Date: Eki 2008
  • Yer: Antalya
  • 354
  • +32/-0
  • Cinsiyet: Bay
Yaşam Bulguları
« Yanıtla #7 : 30 Aralık 2008, 22:13:54 »
SOLUNUM
 
SOLUNUM HIZI:

Kişinin bir dakikada alıp-verdiği soluk sayısıdır

(1 soluk alma + 1 soluk verme =1 solunum).

Normal bir yetişkinde, bir dakikadaki solunum sayısı dakikada 15-20 arasındadır; 25 ten fazla, 12 den(bazı kaynaklarda 10 ndan) azsa sorun olabilir.

İstirahat halindeyken, göğsün iniş-kalkışı (soluk verme ve alma= 1 solunum) sayılarak solunum sayısı bulunabilir.

F Yüksek ateş, hastalık gibi değişik tıbbi sorunlar solunum sayısını artırabilir.

F Solunumu sayarken kişinin solunum güçlüğü çekip çekmediğine sikkat edilmelidir.

F 15 saniye sayıp dört ile çarpma yanlış sonuçlara götüreceğinden bir dakika ya da 30 saniye sayın.

F Kişinin solunumu düzenli değilse, yenidoğanda ve çocuklarda solunum bir dakika süreyle sayılmalıdır.

Solunum hızı dakikada 26 üzerinde ise TAŞİPNE, 10 altında ise BRADİPNE denilir.
 
SOLUNUMUN SAYILMASI :

Hastanın solunumu sayılırken aynı anda derinliği ve düzeni de değerlendirilmelidir.

Kişi dinlenmiş ve rahat olmalıdır. Endişeli, korkulu ve yorgun kişilerde solunum sayısı artacağından değerlendirme sonucuna güvenilmez.

Ayrıca hasta solunumunun sayıldığını farketmemelidir, aksi halde solunumunun hızını ve derinliğini değiştirebilir.

Solunumun sayılması içinen uygun zaman nabız değerlendirmesi sonrasıdır, hastanın veya herhengi bir kişinin bilekten nabzını sayarken elinizi hastanın göğsüne dayayın, nabzı saydıktan sonra (hasta halen nabzını saydığınızı sanarken) siz solunumu da sayın. 

SOLUNUM HIZINI BELİRLEYEN ETKENLER

ETKEN

ETKİSİ

VÜCUT ISISI

Vücut ısısı yükseldiğinde solunum hızlanır (sayısı/hızı artar).

Her 0.6°C ısı artışına, karşılık dakikadaki solunum sayısı 4 artar

HAREKET

Vücudun oksijen ihtiyacı arttığı için solunum sayısı artar / solunum hızlanır

AĞRI VE ENDİŞE

Solunum sayısı artar

İLAÇ ETKİLERİ

Solunum merkezini baskılayan ilaçlar kullanıldığında : solunum yavaşlar

SİGARA İÇME

Uzun süre sigara içen kişilerde solunum sayısı artar

HASTALIKLAR

Hastalığın etkisine göre yavaşlama, hızlanma ya da düzensiz solunum oluşabilir. Özellikle beyinde bir sorun varsa düzensiz solunum görülür

Solunumla ilgili daha fazla bilgi için "Solunumun anatomi ve fizyolojisi" bölümünü de okumanızı öneririm.

Çevrimdışı drfm

  • ****
  • Join Date: Eki 2008
  • Yer: Antalya
  • 354
  • +32/-0
  • Cinsiyet: Bay
Yaşam Bulguları
« Yanıtla #8 : 30 Aralık 2008, 22:21:39 »
KAN BASINCI

KAN BASINCI (arteryel tansiyon): Kalpten pompalanan kanın ataradamar (arter) duvarına yaptığı basıncın aletle ölçülmesidir. Kalp kasılıp kanı damarlara attığında hissedilen basınç ilk duyulan (sistolik basınç, büyük tansiyon); kalp gevşediğinde basınç düşer ve son duyulan ses (diyastolik basınç, küçük tansiyondur). Kişi kendi kan basıncını elektronik aletlerle ölçebilir. Ölçüm birimi: milimetre civa(mmHg) dır.

KAN BASINCINI ETKİLEYEN FAKTÖRLER:

1- Kalbin pompalama gücü

2- Periferik direnç

3- Kanın vizkozitesi

4- Arter duvarının esnekliği (elastikiyeti)

1- KALBİN POMPALAMA GÜCÜ arttıkça arteryel basınç yükselir; kalbin pompalama gücü düştükçe azalır. Kalbin pompalama gücü kardiyak out put ile ölçülür; kardiyak out-put: bir ventrikülden pompalanan (diğer bir deyişle kasılma sonucu damara atılan) bir dakikadaki kan miktarıdır.

2- PERİFERİK DİRENÇ:           

KAN DOLAŞIMI

BASINÇ (mmHg)
   

KANIN AKIŞ HIZI (cm/saniye)

KÜÇÜK ARTERLER

80-100

5-10

ARTERYELLER

70-80

2

ARTERİYOLLER (uçlarda)

30-35
   
0.2-0.3

KAPİLLERLER : ARTERYEL BAŞLANGICI

ARTERYEL ORTASI

VENÖZ SONU

30-35

20-25

12-20

0.5

EN KÜÇÜK VENLER
   
10-20
   
0.5-1

Vücutta dolaşan toplam kanın, yüzde olarak dağılımı;

% 84 ü sistemik dolaşımda, bunun da: % 64 venlerde

 % 13 arterlerde

 %   7 arteriyol ve kapiller     

%  7  kalpte

%  9  pulmoner damarlarda

3-  KANIN AKIŞMAZLIĞI (VİZKOSİTESİ): Kandaki  hücre (hematokrit) yüzdesidir. Kandaki hücre oranı arttıkça, kanın akış hızı yavaşlayacaktır (hematokrit arttıkça akışmazlık artar). Akışkanlık azaldıkça (yani akışmazlık arttıkça) kan basıncı da artar

 4-  ATARDAMARLARIN ÇEPERİNİN ESNEKLİĞİ: Yaşla birlikte ya da hastalıkların etkisiyle dammar çeperleri esnekliğini yitirir. Damar sertleştikçe kan basıncı artar.

(“kan basıncını etkileyen faktörler” kısmının kaynağı olarak sadece “Physiologie, s:162 “ olarak not almışım, yazarlarını yazmamışım. Bilgiler ilgi çekici olduğu için buraya yerleştirdim.)

Amerikan kalp, akciğer, kan enstitüsüne(2003) göre :

Ø   Sistolik basınç 140 mmHg ve diyastolik basınç 90 mmHg üzerinde ise  yüksek kan basıncı (hipertansiyon)

Ø   Sistolik basınç 120 – 139 mmHg ve diyastolik basınç 80 – 89 mmHg arasındaysa öncü hipertansiyon

Ø   Sistolik basınç 120 mmHg ve diyastolik basınç 80 mmHg dan düşükse normaldir.

Bu rakamlar sadece birer rehberdir. Bir kere ölçülerek kan basıncı hakkında karar verilemez.

Yüksek tansiyon (hipertansiyon) kararının verilebilmesi için kan basıncının birkaç gün, günün belirli ve aynı saatlerinde; en az birkaç kez ölçülmesi gerekir.

Ayrıca kan basıncı normalde düşük olan bir kimsede (örnek: 100/60 mmHg) 140/90 mmHg yüksek kabul edilebilir.

O nedenle kişilerin normal kan basıncının, her iki koldan ölçülerek saptanmasında yarar var.

İki kol arasında 10-15 mmHg fark olması sorun yaratmaz, eğer bundan daha fazlaysa hekime danışılmasında yarar var. (Çevirenin notu: eğer her iki kol arasında basınç farkı varsa; yüksek tansiyonlularda yüksek olan koldan, düşük tansiyonlularda düşük olan koldan kontrol edilmelidir.)

Sistolik basınç ile diastolik basınç arasındaki farka NABIZ BASINCI denilir ve normal değeri 30-40 mmHg arasındadır. SB – DB = NB F 30- 40 mmHg

Yüksek tansiyon (hipertansiyon) doğrudan koroner kalp hastalıkları(kalp krizi) ile felç olasılığını artırmaktadır. Yüksek kan basıncında, atardamarlar kan akımına gittikçe artan dirençle karşı koyarlar, bu ise kalbin pompalamasını ve kanı dolaştırmasını zorlaştırır. Hipertansiyonu olan kişilerin, kullandıkları ilaçlara göre ve doktorun önerisine göre günde birkaç kez tansiyonlarını ölçmeleri gerekebilir.

Dijital, havalı ve civalı tansiyon ölçme aletleri mevcuttur. Evde ölçümlerde en sık kullanılan dijital tansiyon aletleridir, küçük ekranda hem kan basıncı değerleri hem de nabız sayısı yer alır, ayrıca sağır kişiler açısından da steteskopa göre daha kullanışlıdır. Ancak, vücut hareketiyle etkilendiklerinden ve kalbin atma düzenindeki bozukluklarda ölçüm hatasına neden olabilmektedirler.

Çevrimdışı drfm

  • ****
  • Join Date: Eki 2008
  • Yer: Antalya
  • 354
  • +32/-0
  • Cinsiyet: Bay
Yaşam Bulguları
« Yanıtla #9 : 30 Aralık 2008, 22:23:55 »
KAN BASINCINI BELİRLEYEN BAZI ETKENLER

   1. YAŞ : Kan basıncı yaşla birlikte artar
   2. CİNSİYET: Ergenlik sonrası erkeklerin kan basıncı (kadınlardan) yüksektir. Menapoz sonrasında ise kadının kan basıncı (erkeğe göre) yüksektir.
   3. GÜN İÇİNDEKİ DEĞİŞİKLİKLER: Sabah kan basıncı en düşük seviyede iken öğleden sonra ve akşam üzeri 5-10 mmHg yükselir; gece yine düşer. Gün içindeki değişimler bireye göre farklılık gösterebilir.
   4. KORKU, ENDİŞE, KIZGINLIK, AĞRI: Bu gibi duygular sempatik sinir sistemini uyardığı için kan basıncını yükseltir.
   5. İLAÇLAR: Değişik ilaçlar doğrudan ya da dolaylı olarak kan basıncını etkiler. Antihipertansifler ve diüretikler kan basıncını düşürürler.
   6. KİŞİNİN DURUŞU: Ayakta dururken ve otururken kan basıncı yüksek; yatarken daha düşüktür.
   7. HAREKET VE SPOR: Yorucu hareketler kan basıncını yükseltir.

Kişinin kan basıncı normal değerlerin üzerinde olmasına HİPERTANSİYON; normal değerlerin altında olmasına ise HİPOTANSİYON denilir.

HİPERTANSİYON:

Sistolik basıncın 140-150 mmHg üzerinde olmasına SİSTOLİK TİP HİPERTANSİYON;

Diastolik basıncın 90 mmHg üzerinde olmasına ise, DİASTOLİK TİP HİPERTANSİYON denilir.

HİPOTANSİYON: 

Ayağa kalkıldığında ortaya çıkan kan basıncı düşmesine ORTOSTATİK veya POSTÜRAL HİPOTANSİYON denilir. Özellikle uzun süre yatmış olan(günlerce, haftalarca) ya da ameliyat ve kaza sonrası kişilerin ayağa kaldırılması sonrasında ortostatik hipotansiyon nedeniyle kişi bilincini kaybedebilir(bayılma/senkop); O nedenle bu gibi kişiler yavaş yavaş kaldırılır, yatıyorsa önce kısa bir süre oturtulur sonra yağa kaldırılır. Yine bu gibi kişilerde göz kararması ve baş dönmesi oluyorsa “YERE BAKMAMALARI  sağlanır: başlarını kaldırarak TAM KARŞIYA BAKMALARI söylenir.

Bazı ilaçlar, belirli bir miktarın üzerindeki kan kayıplarında, geniş ve derin yanıklarda, aşırı kusma ve ishallerde HİPOTANSİYON oluşabilir.

ORTOSTATİK TANSİYON:

Hipovolemi olup olmadığını belirleyen değerlendirmelerden biri ortostatik nabız ve KB ölçümleridir. Bunun için hasta sırt üstü yatarkan KB ve nabzı ölçülür; sonra ayağa kaldırılır iki dakika ayakta durduktan sonra KB ve nabız tekrar ölçülür. Fark 20 den yüksekse hipovolemi olduğu düşünülebilir.

KAN BASINCININ PARMAKTAN VEYA BİLEKTEN ÖLÇÜMÜ: Araştırmalar göstermiştir ki, parmaktan ve/veya bilekten ölçen tansiyon aletleri diğerleri kadar doğru ölçmemektedir.

KAN BASINCININ(KB) ÖLÇÜLMESİ:

Normal hallerde, kan basıncı ölçülecek kişinin sakin(dinlenmiş) ve rahat olması gerekir. Kişi yarım saat öncesine kadar fazla bir şey yiyip – içmemiş, yorucu herhangi bir çaba içine girmemiş (mesela çok katlı merdiven çıkması, koşması gibi) olması gerekir. Endişe ve kaygılarını azaltmak üzere hastaya/kazazedeye açıklama yapmanız sizin yararınızadır. Ortam ısısının çok sıcak ya da soğuk olmaması, kolunda sıkan giysi olmaması gerekir. Manşet kıvrılma nedeniyle sıkan giysi kolunun üzerine sarılmaz, doğrudan çıplak kola sarılır. Tansiyon aletinin manşetinin(kumaş kısmı) normalden kalın veya ince olması, kısa ya da uzun olması, çok sıkı veya gevşek sarılması, manşetin yavaş şişirilmesi, steteskopun manşetin altına sokulması ölçüm sonuçlarının hatalı olmasına yol açar.

ADIM ADIM ÖLÇME İŞLEMİ VE DİKKAT EDİLECEK NOKTALAR


1.    Öncelikle hastaya uygun ölçülerdeki manşeti bulun. Unutmayın ki erişkinler için dar, geniş, uzun, kısa boyutlar olup; çocuk ve bebek   boyutları da vardır. Bebeğin KB nı erişkin manşeti ile ölçmeye kalkarsanız, elde ettiğiniz sonuç doğru olmayabilir.

2.    Kişi konuşturulmadan üç-beş dakika dinlendirilir. Mümkünse oturtularak ölçüm yapılır. Bunun için: rahat bir sandalyeye dik ve bacakları çapraz yaptırılmadan oturtulur.

3.    Tansiyon ölçülecek kolda:

F      açılmış damar yolu,

F      böbrek hastalarında şant olmamalıdır;

F      ölçülecek tarafta lenf hastalığı,

F      geçirilmiş meme ya da koltukaltı ameliyatı olmamalıdır.

4.  Seçilen kol kalp seviyesinde olacak şekilde masa veya benzeri bir yere uzatılır. Kol kasları gergin olmamalıdır (kişi kolunu germemeli ve elini sıkarak yumruk yapmamalıdır)

5.   Tansiyon aletinin manşeti düzgün olarak, dirsekten üç parmak (ya da dirsek içinden bir parmak) yukarıda olacak şekilde üst kola sarılır. İki parmaktan fazlası içeri girmeyecek sıkılıkta ise doğru sarılmış demektir. Manşetin içindeki şişen kısım, kolun % 80 nini sarmalıdır, yine manşetin yüksekliği kolun % 40 nı kapsamalıdır. Çok küçük manşet, (düşük olduğu halde!) KB nın yüksek çıkmasına neden olur. Manşet çok büyük olduğunda ise KB düşük alınır.

6.   DİKKAT: Her iki koldan da ölçmek mümkün değilse bacaktan ölçülebilir. Manşet diz üstüne sarılır ve steteskop popliteal arter üzerine konur. Hasta sırt üstü ya da yüzü koyun yatarken ölçülebilir.

7.   Steteskopun kulaklığı silinerek kulağa takılır, diyafram(sesi algılayan zarımsı)  kısmına parmaklarla vurularak sesin duyulup duyulmadığı kontrol edilir.

8.   Brakiyal arter parmakla hissedilerek, bulunduktan sonra, diyafram kısmı arter üzerine konur.

9.   Tansiyon aletinin puvarı/plastik balonu kapatılır. Puvar elle hızla sıkılarak manşet şişirilmeye başlanır. Kişinin normal tansiyonunun 20-30 mmHg üzerine çıkıncaya kadar şişirilir. Normalde 160 ise 190-200 e kadar; 120 ise 150-160 a kadar; bilinmiyorsa 160 kadar şişirilir, indirilirken ses duyulursa havası hemen tümüyle boşaltılır ve bu sefer 200 e kadar şişirilir.

10. Puvar açılır, manşetin içindeki hava yavaşça boşaltılır, saniyede 2-3 mmHg düşecek şekilde ayarlanır (alışkanlık kazanana kadar, önceleri saatin saniyesi ile eşzamanlı olarak düşürülür). Bu arada manometre dikkatle gözlenir. Net olarak duyulan ilk ses SİSTOLİK BASINÇ, son ses ise DİASTOLİK BASINÇtır.

11. Son duyulan sesten sonra kişinin kolunda oluşan basıncı ortadan kaldırmak için hava hızla boşaltılır.

12. Sonuçtan emin olamadıysanız bir dakika kadar bekledikten sonra tekrar ölçüm yaparsınız. Aynı koldan duyamama nedeniyle birkaç kere ölçüm yapılmaya çalışılması hem hasta açısından hem de ölçümün doğruluğu açısından doğru değildir.

13. Manşet çıkarılır. Sonuç gerekli yere yazılır. Önce sistolik basınç, sonra diastolik basınç yazılır. Örnek: “120 / 70 mmHg, sağ kol, oturarak” şekilde yazılır.