Dünya ve Ahiret Efendimiz,
Bir ulülemr idin, emrine girdik,
Ezelden biatlı Hakanımızsın,
Er idin sayende murada erdik,
Dünya ve Ahiret Sultanımızsın…
Unuttuk İlhan’ı, Kara Oğuz’u,
İşledik seni göz bebeğimize
Bağışla ey Şef’i kusurumuzu,
Bin küsur senelik emeğimize…
Suçumuz çoksa da sun’umuz yoktur,
Şımardık müjde-i sahabetinle…
Gönlümüz ganidir, gözümüz toktur,
Doyarız bir lokma şefaatinle…
Nedense kimseler anlamaz eyvah!
O kadar saf olan dileğimizi,
Bir Ümmi isen de ya Rasulellah
Ancak sen okursun yüreğimizi…
Suları tükendi gülabdanların
Dinmedi gözümüz yaşı merhamet
Külleri soğudu buhurdanların,
Aşkınla bağrını yakmada millet…
Gelmemiş Türkçe’ de "kıys" ü "Hassan" ’ın
Yok, bizde ne "Bürde" ne "muallâka"
Yolunda baş veren Al-i Osman’ın,
Lal ile yazdığı Tarihten başka…
Ne kanlar akıttık hep senin için,
O Ulu Kitabın hakkıyçün, aziz,
Gücümüz erişsin ve erişmesin,
Uğrunda her zaman döğüşeceyiz…
Yapamaz Ertuğrul evladı Sensiz,
Can verir cananı veremez Türkler…
Ebedi Hadem-ül Harameyniyiz
Ölsek de Havzanı Ruhumuz bekler…
Medine Müdafaası, s. 122,123. Erkân-ı harbiye memuru İdris Bey