o mahur akşamda
sevilmeye geldi
esrik bir ıslık gibi
küskün duygularını gülen yüzünde saklarken
sevmezliğin gün dönümünde
sarı değildi henüz haziran
seçıldı eski zaman düşleri
palmiyeli şehrin umut kokan sokaklarından
yerleşik hüzünlerin
dinmeyen yorgunluğu
fiske fiske vuruldu
ruhların sadağında ki o neşeli oklardan
bu günden arta kalan
ve de hiç yaşanmayan
dünlerde dile geldi
vakitlice olsaydı
yaşanırmıydı bütünlük, kırık dökük yaşamlardan
geç kalmış doğruların
ivedi yanlışlığı
süzülürken geçen yazdan
kar yalnızlığı gibi suskun
eylül kokan bu şehrin akşamları hep hüzzam