Hematolojik Hastalıklarda Sitogenetik Yöntemler

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı kardelen

  • *****
  • Join Date: Nis 2008
  • Yer: Hatay / İskenderun
  • 3198
  • +238/-0
  • Cinsiyet: Bay
Hematolojik Hastalıklarda Sitogenetik Yöntemler
« : 13 Kasım 2015, 15:17:15 »
Dr. Şefik GÜRAN
Sitogenetik  yöntemler  genetik  hastalıkların prenatal  ve  postnatal  tanısı,  kanser  rutin çalışmalarında  ve  temel  tıp  araştırmalarında  sık  kullanılan  önemli  bir  tanı  yöntemidir.

Geliştirilen  yeni  sitogenetik  analiz  yöntemlerinin hematolojik malignitelerde kullanımı bu hastalıkların etyopatolojisinin anlaşılmasında çok önemli bulgular vermiştir. İlk kez 1890 yılında Alman patolog David von Hansmann  kanser  biyopsi  materyallerinde  nükleer ve mitotik yapı düzensizlikleri tanımlamış ve bu bulgunun kanser gelişiminde önemli olduğunu belirtmiştir.  Thedor  Boveri  yaklaşık  25  yıl  sonra
kansere kromozomal anomalilerin neden olabileceğini belirtmiştir. Kanserde ilk kromozomal anomali 1960’ lı yıllarda Nowell ve Hungerford tarafından kronik myeloid lösemi olgularında tanımlanmış ve tanımlanan kromozoma Philadelphia (Ph) kromozomu adı verilmiştir (1).

İlerleyen yıllarda gelişen bantlama  ve  farklı  sitogenetik  analiz  yöntemleri ile kanser genetiğine ait bilgilerimiz artmış, birçok
türe özgün sitogenetik anomaliler tanımlanmış ve altta  yatan  moleküler  mekanizmalar  ortaya  konmuştur (2).

Kromozom İnceleme Yöntemleri
- Floresans bantlama yöntemi:
Çoğunlukla “Quinacrine”  kullanılır.  Özellikle  1,  9,  16 numaralı  kromozomların  sentromerik  ve akrosentrik  bölgeleri  ve  Y  romozomunun polimorfik varyasyonları gözlenir.

- Giemza  bantlama:
  En  sık  kullanılan  yöntemdir.  Kromozomların  elde  edilen  bant özelliklerine göre kromozomların hem fonksiyonel hem de yapısal kompozisyonu yansıtılmaktadır.

- Konstitutif  heterokromatin  bantlama:
  Cbantlama da denir. Çünkü satellit DNA’ sı in situ hibridizasyon ile koyu boyanan C –bant bölgelerini göstermektedir.

- Reverse  bantlama:
  G  bantlama  ile  koyu boyanan bölgeler açık, açık boyanan bölgeler koyu boyanır.

- NOR(Nucleator organizer region) boyama:
Gümüş ile özel boyama yöntemidir. Gümüş boyama ile akrosentrik kromozomların kısa kolları ortaya konur (3).

- In  situ  hibridizasyon-FISH:
  Bu  yöntem denatüre haldeki kromozomlara floresan ile işaretlenmiş  probların  bağlanmasına  bağlı bir yöntemdir. Bu teknik ile birçok gen veya kromozom bölgesi ile ilgili bilgi elde edilebilmektedir (4).

- “Flow  cytometri”:
İnsan  kromozomlarını, kromozomların  farklı  rezolüsyon  özelliklerinden  yararlanılarak  diğer  yöntemler  ile kıyaslanmayacak  doğrulukta  ayırıp  analiz edebilen bir yöntemdir.

- CGH-“Comperative  genomic  hybridisation”:
 Farklı floresan boya ile boyanmış hasta ve normal DNA örneklerinin normal kromozomlara bağlanması ile elde edilen floresan
renk  farklılıklarını  gösteren  bir  yöntemdir. Yöntem  ile  hasta  DNA’  sında  kromozomal kayıp  (loss)  veya  belli  bir  bölgenin  amplifi
kasyonu (gain)   gösterilir. Özellikle kanser  kromozomlarının  incelenmesinde  kullanılmaktadır (4).

- SKY-“Spectral  caryotyping”:
  Farklı  flore san boyalar ile her kromozomun ayrı renge boyandığı bir yöntemdir. Kompleks yapıdaki kromozomal  anomalilerde  yeniden  yapılanmanın  (rearrengement)  kromozomun  hangi parçalarından  oluştuğunun  bulunmasında kullanılır.  Kanserde  kompleks  yapıdaki
kromozomal  anomalilerini  bulmada  önemlidir.  Ancak  kromozomun  hangi  bandında kırık  olduğunu  göstermez.  Kırık  bölgeleri
eşzamanlı  yapılan  G  bantlama  yöntemi  ile bulunur (5). 

Bu teknikler ile; kromozomal polimorfizm (özellikle  kromozom  1,  9,  16  ve  Y  de),  frajil  bölgeler, kromozomal kayıplar-“loss” (delesyonlar ve monozomiler),  kromozomal  kazançlar-“gain”  (duplikasyon  ve  trizomiler),  kromozomal  “rearrengement”yeniden  yapılanma  (inversiyon,  insersiyon  ve translokasyonlar- yer değiştirme) bulunur (1).

Lösemiler  kan  hücrelerinin  aşırı  çoğalması  ve neoplastik değişim ile karakterize bir hastalık tablosudur. Sitogenetik analizler olgularda kromozom yapılanmasını  gösterir.  Etkilenen  kromozomal yapılar ortaya konur, olguların tanı, tedavi, prognoz takipleri ile ilgili önemli bulgulara ulaşılır (2).

Lösemide  tanımlanan  sitogenetik  anomaliler çok fazladır. Sadece tek bir tipe veya subtipe özgün sitogenetik anomali bulunmamaktadır. Bu nedenle ayırıcı tanıda sitogenetik anomalinin diğer klinik ve laboratuar sonuçları ile birlikte değerlendirilmesi gerekmektedir. Ancak bazı anomaliler belli bir hastalık grubunda veya subgrupta fazla gözlendiği için ayırıcı tanıda önemlidir [ t(9; 22) kronik melositer lösemi, t (15; 17) Akut Myeloblastik LösemiM3  subtipinde  fazla  gözlenir].  Her  olguda  rutin sitogenetik analiz yapılmalı, elde edilen bulgulara göre moleküler analizler sürdürülmelidir (1)

Hematolojik Malignitelerde Sitogenetik Analiz Sonuçları
- Kronik  myeloid  lösemli  (KML):
  Olgular da  olayı  tetikleyen  mekanizma  bcr-abl  gen yeniden  yapılanmasıdır.  Bu  da  sitogenetik olarak Ph kromozomu olarak gözlenir. KML olgularında  %90-%95  oranında  Ph  kromozomu  pozitif  olarak  gösterilmektedir  [t(9;22)(q34; q11)]. Ph kromozomu sterilmeyen
KML düşünülen olgularda ek moleküler yöntemler ile (FISH, southern blot ve RT PCR) bcr-abl  yeniden  yapılanması  saptanabilir.
Bu  bulgunun  normal  sitogenetik  analizle bulunması  genellikle  küçük  bir  bölgenin yer  değiştirmesi  (transloklasonu)  yönünden değerlendirilebilir (1, 6, 7). Hastalık takibin de  Ph  kromozomunun  varlığı  tedavi  takibinde  önemlidir.  Olgularda  takip  evresinde
trizomi 8, monozomi 7, i(17q), 3. kromozoma ait yapısal anomaliler, trizomi 19 sık gözlenir (1, 8). Olgu takibinde saptanan sekonder
kromozomal  anomaliler  blastik  faza  dönüşümün  habercisi  olarak  yorumlanabilir.  t (9; 22) akut lenfoblastik lösemi olgularında da  (özellikle  ALL-L1  formunda)  gözlenir  ve kötü prognoz belirteci olarak yorumlanır (1).
Çok nadir de olsa klinikte KML benzeri tablo gösterdiği halde Ph kromozomu gösterilemeyen olgular vardır (CML-like syndrome). Bu
olgularda  farklı  kromozomları  ilgilendiren sitogenetik  anomaliler  tanımlanmaktadır. Hastalıkların  oluş  mekanizması  ile  ilgili
bilgilerimiz çok azdır. Elde edilen farklı sitogenetik anomalilerin hastalığın prognozu ile ilgisi  bilinmemektedir.  Trizomi  18,  trizomi
21,  5q33  ve  8p11  de  kromozomal  kırıklar en sık tanımlanan sitogenetik anomalilerdir. Olgularda klinik normal KML olgularına göre
daha kötüdür (1, 9). 

- Akut myeloid lösemi (AML):
 Akut myeloid lösemi kemik iliği ve kanda olgunlaşmamış nonlenfositik hücrelerin birikimi ve lösemik transformasyonu ile karakterize bir hastalık tablosudur.  Olguların  %70-80’  inde  sitogenetik anomaliler tanımlanmaktadır. AML de en sık t(1; 3)(p36; q21), t(1; 7)(q10; p10), t(1; 11)(q21, q23), inv(3)(q21 q26), t(3; 5)(q21-25; q31-35),  trizomi  4,  -5/del  (5q),  t(6;  9)(p23; q24),  -7/del(7q),  trizomi  8,  t(8;  16)(p11; p13), t(8; 21)(q22; q22), trizomi 9,  del(9q), t(9; 22)(Q34; q11), trizomi 11, t/del(12p), trizomi 13, t(15; 17(q22; q11-21), inv(16)(p13 q22), i(17)(q10), del (20q), trizomi 21, trizomi 22, -Y kromozomal anomalileri gözlenir. Bu anomaliler içinde t (8; 21) (q22; q22) AML-M2  de,  t(15;  17)(q22;  q11-21)  AML-M3  de, inv  (16)  (p13q22)  AML-M4  eozinofilik  tipte, t(9;  11)(p21;  q23)  AML  M5’  te  sık  gözlenir. Trizomi  8  ve  monozomi  7  en  sık  gözlenen kromozomal  sayı  anomalileridir.  Olguların takip vrelerinde kromozom 5, 7, 8, 9, 21, 22, X ve Y’ ye ait anomaliler tanımlanmaktadır.  Kemoterapi  sonrası  veya  çevresel  bir mutasyon yapıcı madde varlığında monozomi 7, del 5(q), der (3q), der (11q), der (12p), del (7q) ve t(1; 7) sık gözlenir. Kromozom 5 ve 7’ ye ait anomalileri özellikle MDS’ den geçişli bir AML olgusu olarak yorumlanabilir. Her iki  kromozoma  ait  sayı  ve  yapı  anomalileri AML  olgularında  kötü  prognoz  belirtecidir (1, 10).

- Miyelodisplastik  sendrom  (MDS):
  Miyelodisplastik sendrom kemik iliğinin disfonksiyonuna  bağlı  yapılan  hücre  sayısının  azlığı veya hatalı yapımı ile karakterize bir hasta-
lıktır. Olguların yaklaşık üçte biri AML tablosuna döndüğü için bu olguların takibindesitogenetik analiz en önemli prognostik parametrelerden  biridir.  MDS  olgularında  gözlenen  sitogenetik  anomalilerin  hemen  tümü AML’  de  tanımlanan  anomalilerdir.  Sadece AML veya MDS’ ye özgün sitogenetik anomali yoktur.  MDS  olgularında  sıklıkla  del  5(q), monozomi 7, trizomi 8, del 8, 20q-, -Y ve del (7q) anomalileri gözlenir. Bu nedenle kromozom 5 ve 7 ye ait anomaliler AML olgularında MDS’ den geçişli AML olarak yorumlanabilir. Olguların subtipine özgün sitogenetik anomali bulunmamaktadır. En sık t(1; 3)(p36; q21), t(1; 7)(q10; p10), inv (3) (q21 q26), monozomi 5, del (5q), trizomi 6, t(6; 9)(p23; q24), monozomi 7, del (7q), trizomi 8, rizomi 9, t(9; 22), trizomi 11, inv (16) (p13q22), i(17q), trizomi 19,  del  (20q)  sitogenetik  anomalileri  tanımlanmaktadır (11, 12). MDS olgularının içinde farklı bir klinik tablo gösterdiği  için 5q-  sendromu  farklı  olarak ele alınabilir. Bu tabloda genellikle 5q- sitogenetik  anomalisi  saptanan  tek  sitogenetik  anomalidir.  Genellikle  refrakter  anemi tanımlanmış yaşlı bayan olgularda gözlenir. Olgular tedaviye dirençlidir (1).

Sekonder MDS de kromozom anomalileri de novo  MDS  olgularından  daha  sıktır.  Monozomi 7, del (5q), monozomi 5, der (21q), 7q-, trizomi  8,  der  (12p),  t(1;  7),  monozomi  12, der (17p), der (3p) der (6p) gözlenir. Monozomi  7  ve  kompleks  karyotip  anomalileri
kötü prognoz belirteci olarak yorumlanmalı, olgularda akut lösemi gelişebileceği göz ardı edilmemelidir (1).

- Kronik  myeloproliferatif  hastalıklar:
  KML haricinde bu grup içinde polistemi vera, idiyopatik myelofibrozis, esansiyel trombositemi bulunur.  Olgularda  az  da  olsa  maligniteye
geçiş  söz  konusu  olduğu  için  prognoz  takibinde rutin sitogenetik araştırma en önemli prognostik  kriterlerden  birisidir.  Sadece  bu
olgulara  özgün  sitogenetik  anomali  yoktur. Kromozom  1,  5q-,  -7,  +8,  +9,  t(9;  22)  (q34; q11), 13q-, i(17q) ve 20q- sıktır. t(6; 9), t(8; 21), t(15; 17) ve inv (16) sitogenetik anomalileri nadir olarak gözlenir. AML’ de gözlenen bu  anomaliler  AML’  ye  geçişin  belirteci  olabilir.  Kronik  myeloproliferatif  hastalıklarda kromozomal  anomalilerin  bulunması  kötü prognoz belirteci olarak yorumlanmalıdır (1).

- Akut lenfoblastik lösemi (ALL):
ALL kanda ve  kemik  iliğinde  olgunlaşmamış  lenfoid seri hücrelerinin birikimi ve lösemik transformasyonu  ile  karakterize  hastalık  tablosudur.  Olguların  en  az  %70’  inde  farklı kromozomları içeren klonal anomali tanımlanmaktadır. En sık tanımlanan sitogenetik
anomaliler  t(1; 7)(p32-34; q34), t(1; 11)(p32; q23), t(1; 19)(q23; p13), dup (1), t(2; 8)(p12; q24), t(4; 11)(q21; q23), del (6q), i(6p), i(7q), t(7;  9)(q34;  q32),  trizomi  8,  t(8;  14)(q24; q11), t(8, 22)(q24; q11), del(9q), t(9; 22)(q34; q11),  t(11;  19)(q23;  p13),  t(12;  17)(p13; q21),  i(17q),  t(17;  19)(q22;  p13),  monozomi 20, trizomi 21 dir. t (1; 19)(q23; p13) pre B ALL’ de, t(4; 11) (q21; q23) erken dönem B hücreleri ile karakterize ALL de del 6q ve del 12 p tüm ALL tiplerinde, t(9; 22) (q34; q11) olgunlaşmamış B hücrelerinden köken alan ALL olgularında sık gözlenir (1, 13). T hücrelerinden köken alan ALL’ ler için 9. kromozomun kısa kolunu ilgilendiren yapısal değişiklikler T hücre reseptör alfa, beta, ve  gama  zincirlerini  etkileyen  kromozomal anomaliler t(1, 14)(p32-34; q11), t(7; 9)(q34-36; q34), t(7; 19)(p34; p13) sık gözlenir. Elde edilen kromozomal anomalilere göre prognoz değişmektedir (1, 14).

- Kronik  lenfoproliferatif  hastalıklar:
Bu grup içinde B hücresinden köken alan kronik  lenfositik  lösemi  (KLL),  promiyelositik lösemi, “Hairy cell leukemia”, Waldenström’s
makroglobülinemisi, multipl myeloma (MM), plazma hücreli lösemi yer alır. T hücresinden köken alan olguların içinde KLL, promiyelositik lösemi, erişkin T hücre lösemi/lenfoması, “Cutaneous”  T  hücre  lenfoması,  “mucozis fungoides” ve Sezary sendrom yer alır. Olgular nispeten olgun hücrelerin lösemik formasyonu ile karakterizedir. Olgularda diğer lenfoid malignitelere göre daha az kromozomal
anomali tanımlanmaktadır.  Olgular B hücresinden  ve  T  hücresinden  köken  almasına göre farklı sitogenetik anomaliler gösterirler.
Genellikle B hücresi ile ilgili neoplazmlar Ig loküslerini etkilemektedir. Özellikle 14q32 de
yer alan ağır zincir loküsü olaya katılmaktadır.  T  hücresinden  köken  alan  kanserler  T hücre  reseptörlerini  özellikle  14q11  de  yer
alan  alfa  bölgelerini  etkilemektedir.  Trizomi 12 ve del(13q) B hücresinden köken alan KLL’ de, del 6q “hairy cell leukemia” ve erişkin T
hücre lösemi/lenfomasında, 2. kromozomun kısa koluna ait yeniden yapılanmalar Sezary sendromunda sık gözlenir. t(1; 20) MM’ da sık
gözlenen bir sitogenetik anomalidir. Bu bulguların klinik önemleri ile ilgili halen yoğun çalışmalar vardır. Genellikle MM ve B-CLL’ de
gözlenen kromozomal anomaliler kötü prognoz kriteri olarak yorumlanmaktadır (1, 15).

Sonuç  olarak; lösemi  düşünülen  her  olguda veya  lösemiye  dönüşme  şansızlığı  bulunan  olgularda ilk tanı, tedavi takibi ve prognozun belirlenmesinde rutin sitogenetik analiz mutlaka yapılmalıdır.  Karmaşık yapıdaki kromozomal anomalilerin belirlenmesinde  diğer  bantlama  yöntemleri  veya ileri  sitogenetik  ve  moleküler  analiz  yöntemleri uygulanmalıdır.  Gözlenen  kromozomal  yerdeğiştirmelerde kromozom kırık bölgesindeki gende bir genetik anomalinin bulunduğu veya gözlenen bir delesyonda  bu  bölgede  yer  alan  genetik  yapının
kaybolabileceği  hatırlanmalı,  etkilenmesi  muhtemel  genlere  yönelik  moleküler  çalışmalar  planlanmalıdır.  Elde  edilen  bulgular  olguların  tedavi takibinde  ve  prognoz  belirlenmesinde  en  önemli belirteçlerden birdir (16)

Kaynaklar
1. Heim S, Mitelman F: Cancer cytogenetics. 2nd Ed. Willey Liss. Inc. New York 1995.
2 .Rowley  DJ,  Mitelman  F:  Principles  of  molecular cell  biology  of  cancer:  Chromosome  abnormalities in  human  cancer  and  leukemia.  In:  De  Vita  VT, Hellman S, Rosenberg  SA  (Eds) Cancer Principles and practice of oncology. 4th Ed. JB Lippincott Co. Philadelphia, 1993, pp67-91
3 .Başaran  N;  Tıbbi  Genetik  Ders  Kitabı.  Güneş  ve Nobel Tıp Kitabevi. 1999.
4. Alberts B, Johnson A, Lewis J, Raff M, Roberts K, Walter P: Molecular biology of the cell. 4th Ed. New York. Garland Publishing 2002.
5. Anthony JFG, William MG, Jeffrey HM, Richard CL: Modern  genetic  analysis.  New  York.  WH  Freeman and Co. 1999.
6. Silver RT.Chronic myeloid leukemia. Hematol Oncol Clin North Am. 2003 Oct;17(5):1159-73,
7. Güran Ş, Bahçe M, Beyan C, Korkmaz K, Yalçın A: During the progression of chronic myeloid leukemia p53, p15INK4B, p16 INK4B and p57 KIP2 mutations. Haemotologia 29 (3), 181-193, 1988.
8. Tunca  Y,  Güran  Ş:  Trisomy  8  finding  treatment of  imatinib  mesylate  in  chronic  myeloid  leukemia cases. Experimental Hematology (in press)
9. Mcdonald D, Aguiar RC, Mason PJ, Goldman JM, Cross NC. (1995) A new myeloproliferative disorder associated with hromosomal
translocations involving 8p11: a review. Leukemia 9(10), 1628-30.
10. Mrozek K, Heerema NA, Bloomfield CD. Cytogenetics in acute leukemia. Blood Rev. 2004 Jun;18(2):115-36.
11. Maciejewski JP, Selleri C.Evolution of clonal cytogenetic  abnormalities  in  aplastic  anemia.  Leuk Lymphoma. 2004 Mar;45(3):433-40.
12. Komrokji  R,  Bennett  JM.  The  myelodysplastic syndromes:  classification  and  prognosis.  CurrHematol Rep. 2003 ay;2(3):179-85.
13. Thomas  X,  Le  QH.  Prognostic  factors  in  adult acute  lymphoblastic  leukemia.  Hematology.  2003 Aug;8(4):233-42.
14. Douet-Guilbert  N,  Morel  F,  Le  Bris  MJ,  Herry  A, Le  Calvez  G,  Marion  V,  Abgrall  JF,  Berthou  C, De  Braekeleer  M.  ytogenetic  studies  in  T-cell acute  lymphoblastic  leukemia  (1981-2002).  Leuk Lymphoma. 2004 Feb;45(2):287-90.
15. Adeyinka  A,  Dewald  GW.Cytogenetics  of  chronic myeloproliferative disorders and related myelodysplastic syndromes. Hematol Oncol Clin North Am. 2003 Oct;17(5):1129-49.
16. Kyfe DW, Raphael EP, Weichselbaum RR, Bast RC, Gansier TS Holland JF, Freii E: Cancer Medicine. 6th Ed. BC Deckler Inc. 2003.