table tennis masa tenisi
basketball basketbol
volleyball voleybol
athletics atletizm
windsurfing rüzgâr sörfü
gymnastic jimnastik
rollerblading patenle kayma
horse riding at biniciliği
cycling bisiklete binme
baseball beysbol
climbing tırmanış
football futbol
rugby ragbi
ice-skating buz pateni
swimming yüzme
scuba-diving dalma (tüple dalış)
sailing yelken sporu
dancing dans etme
skating kayma
skiing kayak
parachuting paraşüt
sounds sesler
indoor kapalı mekân
outdoor açık mekân
individual sport bireysel spor
team sport takım sporu
training eğitim, idman
practice egzersiz
actually doğrusu, gerçekten, doğrusunu söylemek gerekirse
pool havuz
together beraber, birlikte
times kere, defa, sefer
week hafta
be fond of sb, sth sevmek, düşkün olmak
weekdays hafta içi (günler)
how often ne kadar sıklıkla
fill doldurmak
never asla, hiç bir zaman
sometimes bazen, ara sıra
often sık sık, sıklıkla
usually çoğu kez, çoğunlukla
always her zaman, sürekli
be crazy about sb, sth aşırı tutkun olmak, deli gibi sevmek
interview görüşme, röportaj
suggest önermek, tavsiye etmek
young fans genç hayranlar
generally genellikle
junk food abur cubur
jogging koşu, koşmaca
healthy food sağlıklı yiyecekler
reporter muhabir
understand kavramak, kavramak
repeat tekrar etmek
dream rüya
breakfast kahvaltı
have breakfast kahvaltı yapmak
have a shower duş almak
have lunch öğle yemeği yemek
Chinese restaurant Çin restoranı
watch izlemek, seyretmek
have dinner akşam yemeği yemek
drink içmek
coffee kahve
voice ses
it’s time to wake up kalkma vakti geldi
spectators seyirciler
equipment donatı, teçhizat
cup kupa
the news haberler
beat yenmek, mağlup etmek
headline manşet
defeat yenmek, mağlup etmek
Sanchez made it 2-0 Sanchez durumu 2-0 yaptı
nil (two nil) sıfır (iki sıfır)
clipping dergi veya gazetelerden kesilmiş resim ve yazılar
sitcom her hafta farklı bir konunun işlendiği güldürü dizisi, TV programı
reach ulaşmak
last son
UEFA, the Union of European Football Associations Avrupa Futbol Federasyonları Birliği
Champions League Şampiyonlar Ligi
gave (give) vermek fiilinin geçmiş hali
win over x x karşısında galibiyet
draw (drew geçmiş hali) berabere kalmak, beraberlik
the winner of the last match son maçın kazananı
similar benzer
journalist gazeteci
daily life günlük hayatı
part bölüm, kısım
order sıralamak
clues ipuçları
pole-vaulter sırıkla atlama sporcusu
feel hissetmek
career kariyer
summarise özetlemek