- Atatürk, ilerleme ve çağdaşlaşmayı her zaman temel prensip olarak kabul etmiştir. Bunu gerçekleştirebilmek için de yol gösterici olarak akıl ve bilimi esas almıştır. Atatürk, "Hayatta en hakiki mürşit ilimdir,fendir.’’ sözüyle bunun önemini belirtmiştir.
- Atatürk'e göre; bilim, öncelikle özgün bir kültür ortaya çıkarmanın aracıdır. O, bilimi toplumun gelişimini engelleyen bozuklukların giderilmesinin ve millî bir kimlik oluşturulmasının etkin bir aracı olarak görür.
- Atatürk, ülkemizin kalkınmasının bilim ve teknolojiden geçtiğini bilmekteydi. Bu amaçla yeni kurulan Türkiye'de araştırma enstitüleri oluşturulması gerektiğini düşünerek bu faaliyetlere hız kazandırdı.
- Bunlardan bazıları; Ankara'da Veteriner Kontrol ve Araştırma Enstitüsü (1921), Adana Bölge Pamuk Araştırma Enstitüsü (1924), Rize Çay Araştırma Enstitüsü (1924), Eskişehir Tarımsal Araştırma Enstitüsü (1926), Ankara Refik Saydam Hıfzısıhha Enstitüsü (1929)dür.
- Atatürk'ün isteği üzerine 1935 yılında kurulan Maden Tetkik ve Arama Enstitüsü (MTA) ile tarım ve sanayi sayımı yapan İstatistik Umum Müdürlüğü Atatürk'ün bilim ve teknolojiye verdiği önemi ortaya koyan kurumlar arasındadır.