Uzmanlar, "Mevsimsel geçiş dönemlerinde hastalıklardan korunmak ve savunma mekanizmasını güçlendirmek için beslenmeye gerekli oranlarda vitamin içeriği bulunan bol miktarda sebze ve yeterli miktarlarda meyve eklenilmelidir" dedi.
Uzmanlar, "Mevsimsel geçiş dönemlerinde hastalıklardan korunmak ve savunma mekanizmasını güçlendirmek için beslenmeye gerekli oranlarda vitamin içeriği bulunan bol miktarda sebze ve yeterli miktarlarda meyve eklenilmelidir" dedi.
Sonbaharı sağlıklı geçirebilmek ve kışa hazırlanmak için beslenme alışkanlıklarına dikkat etmek gerektiğini anlatan Aktaş, kışa sağlıklı ve dinç bir şekilde hazırlanmak için mevsim geçişlerinde fazla kilolardan kurtulmak ise bahar yorgunluğunun olumsuz etkilerinden koruduğunu söyledi. Aktaş, "Uzun yaz tatilinde beslenme alışkanlıklarının değişmesiyle alınan kilolar, tatil sonrası şok diyetlerle verilmeye çalışılmaktadır. Tatil sonrası kışa girerken yapılan en büyük yanlışlardan biri, kilo alan bireylerin öğün atlama veya tam gün aç kalma gibi yöntemlere başvurmasıdır. Bu tür yanlış uygulamalar metabolizmayı olumsuz etkiler. Vücut kıtlık sendromuna girerek aldığı her besini yağ olarak depolar. Bu nedenle kışa girerken yazın alınan kilolardan kurtulmak için öncelikle öğün atlamadan 2-2.5 saatlik aralıklarla beslenmek gerekir. Ana öğünlere ek olarak ara öğünler de beslenmeye dahil edilmelidir. Aç kalmak ve öğün atlamak bir sonraki öğünde daha fazla besini daha hızlı bir şekilde tüketmeye neden olur. Tatil dönüşü bir süreliğine tatlı tüketimini sınırlandırmalıdır. Ancak tatlı yeme isteği bastırılamadığı zamanlarda şerbetli tatlılar yerine daha hafif olan sütlü tatlılar tercih edilmelidir” dedi.
Sonbahar döneminde ve kışa girerken terleme nispeten azaldığı için direkt olarak bu durumdan sıvı alımı da nasibini almakta ve bu durum uzun vadede halsizlik, yorgunluk, baş ağrısı gibi durumlara yol açmakta olduğunu dile getiren Aktaş, "Benzer bir etki de kış aylarından ilkbahara geçişte sıvı kaybının artmasına paralel olarak, kayıpların karşılanamaması ile birlikte ortaya çıkmaktadır. Her iki durumda da bahar yorgunluğu şeklinde yorumlanan bu durumun vücuttaki sıvı dengesi ile yakından ilişkisi bulunmaktadır. Bu iki mevsimsel geçiş döneminde de günde 2-2.5 litre su tüketilmesi gerekmektedir" diye konuştu.
"SOFRANIZDAN SEBZE VE MEYVEYİ EKSİK ETMEYİN" Mevsimsel geçiş dönemlerinde hastalıklardan korunmak ve savunma mekanizmasını güçlendirmek için beslenmeye gerekli oranlarda vitamin içeriği bulunan bol miktarda sebze ve yeterli miktarlarda meyve eklenilmesini gerektiğini anlatan Aktaş, "Ayrıca beslenmede kuru baklagiller, kepekli tahıllar esmer ekmek, kepekli makarna, bulgur gibi lifli besinlere de yer vermelidir. Lifli besinlerin tüketimi kabızlık sorununa da engel olacaktır" şeklinde konuştu.
Havaların soğumaya başlaması ile fiziksel aktivite azalmakta olduğuna dikkat çeken Aktaş, hava yağmurlu olsa da yağmurdan koruyucu önlemler alarak uzun mesafeli yürüyüşler yapılması önerisinde bulundu. Aktaş, "Ne kadar çok hareket edilirse, o kadar çok kalori yakılır. Yaşamda ve günlük aktivitelerde yapılacak küçük değişiklikler her gün yakılan kalori miktarını da artıracaktır. Asansör yerine merdiven kullanmak, arabayı iş yerinden uzağa park edip geri kalan mesafeyi yürümek, arkadaşlar ile kahve içmek yerine mağazaları dolaşmak, köpeği gezdirmek, bahçe işleriyle uğraşmak ya da evi temizlemek fazladan kalori harcatan aktivitelere örnek olarak gösterilebilir. Bu tip değişikliklerle günlük ortalama en az 100 kalori yakılabilir" ifadelerini kullandı.