Alm. Insekten (pl.), Fr. Insectes (pl.), İng. Insects.
Eklembacaklılar (Arthropoda) şubesinin bir sınıfı (İnsecta).
Bal arısı (Apis mellifica)
Böcekler, eklem bacaklılar (Arthropoda) şubesinin sınıfı ve tür ve takson bakımından en kalabalık hayvan grubudur. 1 milyondan fazla olan tür sayılarıyla dünyadaki en fazla türe sahip canlılardır. Dünyanın hemen hemen her yerinde bulunurlar ve bazen çok yoğun popülasyonlarda görülebilirler. Her yıl birkaç bin tür buna eklenmektedir. Toplam tür sayısının 2.000.000 olduğu kabul edilmektedir. Tür, cins, familya gibi taksonomik kategoriler bakımından 6-10 milyon sayıya ulaşırlar ve Dünyadaki hayvanların %90 kadarını oluştururlar.
Türce en zengin böcek familyası cepkenli böcekgiller (Staphylinidae) familyasıdır. 2010 verilerine göre 56.768 türle canlılar (bitki ve hayvanlar) arasında en çok tür barındıran familyadır. İkinci en büyük böcek grubu hortumlu böcekgiller (Curculionidae) familyasıdır.
İnsanlar tarafından evcilleştirilen bal arısı ve ipek böceği gibi türleri bulunduğu gibi, bazı türleri de dünyanın çeşitli yerlerinde özellikle de Meksika'da doğrudan besin olarak da kullanılırlar.
Böceklerin dış yapısını, anatomisini, fizyolojisini, çevre ile olan ilişkilerini, üreme ve gelişmelerini ve bunlara karşı mücadele metodunu inceleyen ilme Entomoloji denir. Yeryüzünde bulunan hayvan türlerinin yaklaşık olarak dörtte üçünü (700.000 tür) böcekler teşkil eder. Çeşitli kültür bitkilerine yaptıkları zararlar dolayısıyla ekonomik önem taşırlar.
Ancak böceklere sadece zararlı gözüyle bakmak yanlıştır. Evet böcekler insan gıdası olan bitkilere ve depolanmış yiyeceklere, giyeceklere zarar vermekte, insanlara faydalı hayvanlarda asalak olarak bulunmakta ve tehlikeli hastalıkları taşımakta ise de, gıdalarımızın en kıymetlisi balı ve giyeceklerimizin en pahalısı olan ipeği bize sunmaktadırlar. Severek yediğimiz meyve ve sebzelerimizin meydana gelmesi için çiçekleri tozlaştıran böceklerdir. İncir arıcığı olmasa incir yiyemeyiz. Yabancı otların aşırı derecede çoğalmasını önleyen böceklerdir. Cila maddesi gomalakını böceklere borçluyuz. Artık maddeleri yiyerek, çevreyi sessizce temizleyen yine böceklerdir. Ayrıca zararlı böcekleri yiyerek veya parazitleyerek aşırı derecede çoğalmasını önleyen yine böceklerdir. İlgi çekici hareketleri ile bizleri adeta büyüleyen böcekleri sevmemiz için bu kadarını bilmek kafidir.
Böceklerin vücut yapısı; baş (caput), göğüs (thorax) ve karın (abdomen) olmak üzere üç bölümden meydana gelmiştir. Başta anten, ağız parçaları ve gözler bulunur. Göğüste üç çift bacak ile genellikle iki çift kanat vardır. Karın kısmında ise cinsiyet organları yer almıştır.
Böceklerin boyları bir milimetrenin onda birinden 30 santimetreye kadar değişir.
Böcek vücudunun dış tarafı kitinsel levhacıklar ve bunlar arasında bulunan deri tarafından kaplanmıştır. Bu dış iskelet böcek vücudunu dışardan gelecek zararlı etkilerden korur ve vücuttan su kaybını önler.
Baş (Caput): Böceklerde baş büyüklük ve şekil olarak çok değişiklik gösterir. Bazı türlerde baş ekseni vücut eksenine dik, bazı türlerde de baş ekseni vücut ekseninde aynı doğrultudadır. Yine bazı türlerde ise böceğin başı ileriye doğru hortum şeklinde uzamıştır.
Antenler genel olarak gözler arasından çıkar. Böceğin dokunma ve koku alma görevlerini yaparlar. Böcek türlerine göre çeşitli anten tipleri vardır.
Böceklerde ağız, besinin sıvı, katı veya hayvansal ve bitkisel doku içinde bulunması sebebiyle çeşitli tiplerde olmaktadır. Çiğneyici, emici, yalayıcı-emici, sokucu-emici gibi çeşitli ağız tipleri mevcuttur.
Böceklerde nokta ve bileşik (petek) gözler vardır. Bunun yanında ışığa duyarlı deri ışık alıcıları da bulunabilir. Nokta gözler başın tepe kısmında bulunacağı gibi, yanlarda da bulunur. Sayıları değişiktir. Nokta gözler, osel veya sade göz olarak da bilinirler. Nokta gözlerde birer faset bulunur. Böcek gözünün saydam kat bölgesine faset denir. Bileşik gözler bir çift olup, başın yanlarında bulunur. Sayıları türlere göre değişik olan fasetlerden meydana gelmiştir. İşçi karıncalarda her petek gözde 100-600, Lepidopteralarda 12.000-17.000 faset mevcuttur.
Göğüs (Thorax): Böceklerin baştan sonra ikinci bölümünü meydana getiren göğüs, üç halkadan meydana gelmiştir. Bazı türlerde çok bariz olarak belirli olan göğüs kısmı, bazı türlerde başla birleşerek belirsiz bir hal almıştır. Göğüs üzerinde bacak ve kanatlar bulunmaktadır.
Böceklerde üç çift bacak bulunur. Göğsün üç halkasının her birinden birer çift çıkar. Bir bacak 5 bölümden meydana gelmiştir. Bunlar Coxa, Trochanter, Femur, Tibia ve Tarsus'tur.
Bacaklar gördükleri vazifelere göre değişik şekiller arz ederler. Birinci çift bacaklar; kazıcı, yakalayıcı, çengelli, temizleyici, sıçrayıcı ve yüzücü bacak gibi çeşitli tiplerde olabilirler.
Kanatlar böceklerde genellikle iki çifttir. Bazı türlerde ise bir çift olarak görülür. Kanatlar göğsün ikinci ve üçüncü halkalarından çıkar. Kanatlar üzerinde damarlar uzanmıştır. Damarlar içerisinde solunum borucukları (trake) boşluğu, vücut sıvısı ve sinir kolları bulunur. Kanatların gerginliğini de bu damarlar sağlarlar.
Kanatlar üzerinde bulunan damarlar enine ve boyuna olmak üzere iki kısımdır. Bunların sayısı ve durumları böcek gruplarına göre değişmektedir. Kanatların yapısı böcek takımlarının adlandırılmasında çok önemlidir.
Böcek, kanatlarının iki çiftini birden hareket ettirir. Kanatlar, göğüs halkalarında bulunan dikine ve boyuna kasların kasılma ve uzamaları sonucu aşağı yukarı hareket eder, uçuş sırasında kanatlar havada bir sekiz (8) şekli çizer. Böceğin uçuş kuvveti ve hızı, kanatların büyüklüğüne ve kanat hareketinin sür'atine bağlıdır.
Karın (Abdomen): Böceklerin üçüncü bölümünü meydana getiren abdomen genellikle 10 halkadan meydana gelmiştir. Böceğin en büyük kısmını teşkil eder. Yanlarında solunum gözenekleri (stigma), üzerinde ise böceğin cinsel organları ve çeşitli uzantılar bulunur. Bu uzantılar antene benzediği gibi bazan kıskaç şeklinde de olabilir.
Böceklerde Anatomi ve Fizyoloji
Böcek kasları genel olarak enine çizgilidir. Sayıları yüzlerceden birkaç bine kadar değişir. Dış iskelete içten yapışmış durumdadır ve gayet kuvvetlidir, birçok böcek kendi ağırlığının 20 misli bir yükü kaldırabilir.
Kaslar aynı zamanda vücut halkalarının birbirine bağlanmasını sağlar. Her halkadaki kaslar o halkada bulunan ayrı parçaların ve bacak gibi organların hareketini sağlar. Ayrıca iç organların hareketini sağlayan özel kaslar da bulunmaktadır.
Böceklerde sindirim sistemi; ön, orta ve art barsak olmak üzere üç bölümden meydana gelmiştir. Barsak kanalının boyu, böceğin besin durumuna göre kısa veya uzun olabilir. Ön barsak, yutak (pharynx), yemek borusu (oesophagus), kursak (crop) ve ön veya çiğneyici mide (proventriculus)den ibarettir.
Böceklerde boşaltım, orta barsak ile art barsak arasında bulunan malpighi borucukları vasıtasıyla olur.
Dolaşım sistemi, böceğin sırt tarafına yerleşmiş arka kısmı kapalı bir damardan ibarettir. Kalp adını alır ve 8-11 kadar bölmelerden meydana gelmiştir. Bu bölmelerin yanlarında bulunan kapakçıklı yarıklardan kan içeri girer. Kalp gibi çalışan bu damarın kasılmasıyla kan, arkadan öne doğru bölmeden bölmeye geçer. Önde bulunan kısım ise uzun bir boru olup, aort adını alır. Uç tarafı açıktır. Arkadan gelen kan, bu açıklıktan vücut boşluğuna dökülür. Vücut organları arasında dolaşan kan tekrar yarıklardan (ostia) içeri girer.
Böceklerin kanı soluk kirli-sarı veya yeşilimsidir. Oksijen ve karbondioksit taşıma görevi yoktur.
Böceklerde solunum, trake (tracheae) sistemi ile yapılmaktadır. Bu sistem vücut içine yayılmış ince borucuklardan meydana gelmiştir. Bu borular stigma denilen deliklerle dışarı açılır.Stigmalardan içeri giren hava veya oksijen, solunum borusu (tracheae) ile bunların uçlarında bulunan daha cüce borucuklara (tracheole) gelir.Meydana gelen karbondioksidin de dışarı atılması bunun tam tersidir.
Böceklerde sinir sistemi, beyin (cerebrum), suboesophagal ganglion ve sinir kordonundan meydana gelmiştir. Beyin üç gangliondan yapılmıştır. Sinir kordonu ise, genel olarak her vücut halkasında bir çift olmak üzere ganglionlardan meydana gelmiştir. Beyinden çıkan sinirler göz, anten ve üst dudağa; suboesophagol ganliondan çıkan sinirler, ağız parçalarına; göğüsten çıkan sinirler, bacak ve kanatlara; abdomen (karın) halkalarından çıkan sinirler ise, muhtelif organlara gider.
Duyu Organları
Böcekler çeşitli etkileri alan ve bu etkilere tepkiler meydana getiren bir takım duygu organlarına sahiptir.
Mekaniksel duyu organları: Alıcının herhangi bir kısmında şekille ilgili olan uyarmaları alır. Mesela bir kısmın bir cisme dokunması veya hava akımının buraya gelmesi gibi.
İşitme duyu organları: Bunlar işitme kılları, Johnston organı ve Timpanal organdır. Bazı böcekler, saniyede 90.000 titreşime kadar olan seslere duyarlıdırlar.
Kimyasal duyu organları: Bunlar tat ve koku organlarıdır. Genel olarak tat alma organları ağız parçalarında, koku alma organları ise antenlerde bulunmaktadır.
Nem ve sıcaklık duyu organları: Böceklerin nem ve sıcaklık gibi iki çevre etkenine duyarlı olan organlarıdır. Böcekler genel olarak 26°C'de optimal gelişme gösterirler. 46°C'de ölürler ve -42°C'de sürekli uyuşuk kalırlar, sonunda ölürler.
Ses çıkarma organları: Böceklerde bir takım ses çıkartma organları vardır.Ses çıkartılmasının gayesi cinsel çağrı, korunma ve birbirlerini tanımadır. Vücudun bir kısmını bazı cisimlere vurarak, vücudun bir parçasını diğer birine sürterek, kanatları titreterek ve diğer titreşimler ile ses çıkarırlar.
Işık organları: Bazı böcekler, özel ışık çıkarma organlarına sahiptir. Bazıları da ışık meydana getiren bakterilerle veya ışık yayıcı besinlerle ışık çıkarırlar.
Salgı organları: Böcekler vücut içinde kullanılan veya dışarı akıtılan maddeleri meydana getiren iç ve dış salgı bezlerine sahiptir. Mesela ipek böceğinde ipek maddesi bu bezler tarafından salgılanır.
Böceklerde Üreme
Böcekler yumurta ile ürerler. Bu durum da iki ayrı şekilde olur. Birincisi döllenmiş yumurtayla (Amphygonie), diğeri de döllenmemiş yumurtayla üreme (Parthenogenetik)dir. Döllenmiş yumurta veya cinsel üremede çiftleşme olayı meydana gelir. Böceklerde üreme genellikle bu şekilde olmaktadır.
Döllenmemiş yumurta ile üreme de bir kısım böceklerde görülür. Bu durumda döllenmemiş yumurtadan ya sadece erkekler veya sadece dişiler veyahut hem erkek hem de dişi yavrular meydana gelir.
Bunların dışında diğer bazı üreme şekilleri de vardır.Mesela yaprak bitlerinde olduğu gibi dişi böcek yumurta yerine doğrudan doğruya yavru meydana getirir (Viviparite).
Böceklerde Başkalaşım
Böceklerin ergin olmak için geçirdikleri değişikliğe başkalaşım (metamarphosis) denir. Böcekler yumurta döneminden sonra larva dönemine geçer. Gelişmesini tamamlayan larva, iç organların kaynaşarak ergine has şekillerini aldıkları pupa dönemine girer. Bu dönemden sonra böcek ergin hale gelir.
Böceklerin Ömrü
Ergin hale gelen böceğin yaşama süresi o böceğin ömrünü verir. Bu süre muhtelif böceklerde değişik olur. Bazılarında bir gün, bazılarında bir mevsim olmasına rağmen, mesela bal arısı kraliçesi 5, karınca kraliçesi 12 ve termit kraliçeleri 15 yıl yaşar.
Böcekler sınıfını ilmi olarak incelemek için takım ve familyalara ayırmışlardır. Böceklerde sınıflandırma yapılırken kanat yapıları dikkate alınmaktadır. Kanat durumlarına göre iki alt sınıfta toplanırlar:
I- Kanatsız böcekler (Apterigota): Kanatları bulunmaz. Başkalaşım yok gibidir. Yani yavru ergine benzer. Kanatsız böceklerin yeryüzünde 2500 türü bilinmektedir. Ağız parçaları ısırıcı çiğneyicidir. Bu böcekler iki takımda toplanır:
1.Kuyrukla sıçrayanlar takımı (Collembola):Karnın sonunda bulunan ve sıçrama görevini yapan furcula denilen bir organın bulunması sebebiyle bu isim verilmiştir. Boyları 1-2 mm kadar olan bu böcekler, nemli yerlerde yaşarlar. Çürüyen bitkisel otlar altında bolca bulunurlar. Bitkilerin epidermis tabakalarını kemirerek zararlı olurlar.
2.Kıl kuyruklular takımı (Thysonura): Yassı vücutlu üzeri grimsi renkte pullarla kaplı böceklerdir. Uzun antenleriyle karnın ucundan çıkan 2-3 adet kıl şeklindeki uzantılar dikkati çeker. Genellikle hızlı kaçmaları ve vücutlarının kaygan olması sebebiyle gümüşbalıkçıkları ismini alırlar. Çürüyen bitkisel maddelerle beslenirler. Bazan da unlu ve nişastalı maddeleri yediklerinden, evlerde kitap ve kolalı dantellerde zararlı olurlar. Gündüz saklanarak geceleri faaliyet gösterirler.
II- Kanatlı böcekler (Pterigota): Kanatlara sahip böceklerdir. Bunlar, yarı ve tam başkalaşım gösterenler olarak iki gruba ayrılırlar:
A) Yarı başkalaşım gösterenler: Bunlarda yumurtadan ergine benzeyen nimfler çıkar.
1. Su perileri takımı (Odonata): Su kenarlarında zarif uçuşları ile dikkati çeken güzel renkli böceklerdir. Vücut ince ve uzundur. Şeffaf damarlı kanatları büyüktür. Gözleri iyi gelişmiştir. Bu böcekler iyi avcıdırlar.
2. Kulağa kaçanlar takımı (Dermaptera): Ön kanatları deri gibi olup çok kısadır. Arka kanatları şeffaf olup uçuşa geçmedikleri zaman, yelpaze şeklinde kıvrılmış olarak bulunur. Karın ucunda bulunan iri bir kıskaç dikkati çeker. Geceleri faaliyet gösterirler. Daha ziyade kurumuş ve çürümekte olan bitkisel otlarla beslenirler.
3. Beyaz karıncalar takımı (Isoptera): Cemiyet halinde yaşayan böceklerdir. Cemiyet; kraliçe, kral, işçi ve askerlerden teşekkül eder. Daha ziyade tropik bölgelerde yaşarlar. Büyük toprak yığınları yaparak koloni teşkil ederler. Kurumuş ağaç ve odunları içten kemirerek zararlı olurlar.
4. Düz kanatlılar takımı (Orthoptera): 30.000'den fazla türü bulunan bu takım, ziraate zararlı olmaları bakımından önemlidir. Deri şeklindeki ön kanatların altında zar şeklindeki arka kanatlar yelpaze şeklinde kıvrılmış olarak bulunur. Ancak uçacağı zaman açılırlar. Karın ucunda yumurta koyma boruları (ovipozitör) bulunur.Hamamböceği, çekirgeler ve danaburnu bu takıma bağlıdır.
5. Kirpik kanatlılar takımı (Thysanoptera): Kirpik şeklinde kıllarla örtülü kanatlara sahip böceklerdir. Uzunlukları 0,5-5 mm arasında değişir. Bitkilerin genellikle çiçeklerini ve yapraklarını delerek özsularını içerler.
6. Yarım kanatlılar takımı (Hemiptera): Ön kanatlarının yarısı başka, diğer yarısı başka yapıdadır.Kaideye yakın kısmı kitini, diğer kısmı zar şeklindedir. Alt kanatlar ise tamamen zar şeklindedir. Ziraate zararlı pekçok türü mevcuttur. Memleketimizde,hububat tarlalarında önemli zarar yapan süne, bu takıma aittir.
7. Homojen kanatlılar (Homoptera): Ön ve arka kanatlar şeffaf ve yeknesaktır. Dinlenme esnasında çatı şeklini alır. Bitkilerin özsularını içerek zarar yaparlar. Ağustosböcekleri, yaprak böcekleri ve kabuklu bitler bu takımdan olup, ziraate önemli zararlar yaparlar.
B) Tam başkalaşım gösterenler: Bunlarda larva, ergine hiç benzemez. Larva, pupa olarak yeni bir kalıba girerek ergin hale geçer.
1. Sinir kanatlılar (Neuroptera): Bunlarda da kanatlar vücudu çatı gibi örter. Fakat kanat damarları sinir şeklindedir. Bunlar genellikle küçük böcekleri yediklerinden faydalıdırlar.
2. Kın kanatlılar (Coleoptera): Böcek takımları içinde tür bakımından en zenginidirler. Üst kanatlar sert kitini yapıda olur. Alt kanatlar, zar şeklinde olup, dinlenme halinde diğerlerinin altında katlı olarak bulunurlar. Önemli zararlar yapan türleri varsa da bazı türleri faydalıdır.
3. Pul kanatlılar (Lepidoptera): Kanatlar ve vücudu, kiremit şeklinde renkli pullarla kaplanmıştır. Bu takım bütün kelebekleri ihtiva eder. Kın kanatlılardan sonra en zengin takımdır. Erginin ağız parçaları hortum şeklindedir. Larvalarına tırtıl adı verilir.Tırtıl, pupa olduktan sonra ergin hale gelir. Erginler balözü ile beslendiklerinden zararsızdırlar. Fakat larvalar bitkilerde önemli zararlar yaparlar.
4. İki kanatlılar (Diptera): Diğer böcek takımlarından iki kanatlı olmaları ile ayrılırlar. Ancak ikinci çift kanatlar halter şeklini almıştır. Halterler böceğin uçuş esnasında yön değiştirmesini sağlar. Karasinek bu takımdandır.
5. Zar kanatlılar (Hymenoptera): Arıların dahil olduğu, bütün kanatları zar şeklinde olan böceklerdir. Bazı türlerin dişilerinde yumurta koyma borusu testere şeklindedir. Bazı türleri ziraate zararlı ise de bal arısı en faydalı böcektir.