Alm. Nebennire (f), Fr. Glande surrénale, glande adrénale (f), İng. Suprarenal gland.
Her iki böbreğin üst ucunda, yarım ay şeklinde, yassı, yaklaşık 12 gr ağırlığındaki bir bez.
Böbreküstü bezlerini hem fonksiyon, hem de yapı bakımından iki kısma ayırmak mümkündür. Bunlar; böbreküstü bezi kabuğu (Korteksi) ve iç bölümü (Medulla)dür. Bu iki kısım, hayati önemi olan hormonları yaparak kana verirler. Böbreküstü bezlerinin de, böbrek gibi damarlarının girip çıktığı bir kısmı vardır ve buraya "hilus" denilir. Burası oluk şeklinde olup ön yüzlerinde bulunur.
Böbreküstü bezi iç bölümünde salgılanan “Adrenalin” hormonunun vücutta çok çeşitli yerlerde çok önemli tesiri vardır. Bu hormonun; damarları büzerek tansiyonu yükseltici, kan şekerini arttırıcı, vücuda canlılık ve streslere dayanıklılık sağlayıcı ve kalbi hızlandırıcı tesiri vardır. Yine, adrenalin gibi, böbreküstü bezi iç kısmından salgılanan noradrenalin hormonu da, bazı farklılıklar dışında aynı benzer tesiri yapar. Adrenalin 1901'de keşfedilmiş olup, ilk keşfedilen hormondur.
Şimdilik altı tanesinin fonksiyonları açıklığa kavuşmuş olan böbreküstü hormonları hakkında çalışmalar devam etmektedir. Böbreküstü bezinin kabuğundan salgılanan hormonları, kadın ve erkek cinsel bezleri hormonları ile yapı bakımından benzerlik gösterirler.
Salgılanan hormonlardan noradrenalin ve adrenalin böbreküstü bezi iç bölümünde kortisol, kortikosteron, aldosteron ve androjenler kabukta sentez edilirler. Bütün bu hormonların salgılanmasının frenlenmesi veya hızlanmısı hipofiz bezi ön lobundan salgılanan ACTH (adrenokortiko tropik hormon) ile kontrol altında tutulur. (Bkz. ACTH)
Aldosteronun en önemli etkisi; hücreler arası vücut sıvılarında ve kanda Na+, K+ ve CI- iyonlarının konsantrasyonlarını değiştirebilmesidir. Bu iyonların böbrekten atılmasına da tesir eden aldosteron, bu yolla idrar miktarı üzerinde de tesirlidir. Yine bu bölgeden salgılanan hormonlardan kortizol, vücutta yağ, karbonhidrat ve protein metabolizması (yapım-yıkım olayları) üzerinde etkili olup, bunlardan en fazla yağ metabolizması üzerinde tesirlidir. Bu kısmın bir diğer hormon grubu olan cinsiyet hormonları az miktarlarda salgılandıklarından, önemleri diğerlerine göre daha azdır.
Hastalıkları: Daha ziyade tüberküloz sonucu meydana gelen “kabuk kısmının yetmezliği” (Addison hastalığı), zayıflama, iştahsızlık, bulantı, karın ağrıları, tansiyon düşüklüğü, deride koyulaşma ve kahverengi çillenme ile seyreder. Küçük çocuklarda menenjit mikrobunun bazı zehirlemesiyle, had böbreküstü bezi kabuğu yetmezliği meydana gelebilir. Çok tehlikelidir.
Kabuğun aşırı faaliyeti de bir hastalık tablosu ortaya çıkarır (Cushing Sendromu). Hipofiz bezinin veya bizzat kabuğu tümörleri, bu aşırı faaliyetin en sık görülen sebebidir. Yüz, dolunaya benzer, yüzde kıllanma artışı, sivilceler, adet kesilmesi, kemiklerin ve kasların zayıflaması, tansiyon yükselmesi olur. Sari hastalıklara karşı mukavemet azalır. Göbek ve sırtta yağlanma meydana gelir.
İç kısmının tümörlerinde ise, “feokromagitoma” denilen tablo meydana gelir. Aşırı adrenalin imaline bağlı olarak zaman zaman tansiyon yükselmesi, çarpıntı, sıcağa tahammülsüzlük ve aşırı terleme olur. Eller ve ayaklar soğuktur.