Asurlular - Ansiklopedik Bilgi

0 Üye ve 2 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı D®agon

  • Ezberletmez Öğretir
  • *******
  • Join Date: Mar 2008
  • Yer: Ankara
  • 11656
  • +524/-0
  • Cinsiyet: Bay
    • Arif Hocam
Asurlular - Ansiklopedik Bilgi
« : 11 Mayıs 2014, 10:53:29 »
Alm. Asuren, Fr. Assyrie, İng. Assyria.

Asurlular , aslen Kuzey Irak'ta, Dicle kıyısında bulunan Asur (Aššur) Şarkat Kalesi kenti ve çevresinde yaşayan bir Sami toplulukken özellikle M.Ö. 2000 sonrası Doğu-Batı arası küresel ticaretten faydalanarak gelişmiş ve topraklarını genişleterek ülkelerini bir imparatorluğa dönüştürmüş eskiçağ halkı. Anadolu'daki en büyük ticaret kolonileri Kültepe (Kayseri)'de bulunmaktaydı. Başkentleri Ninova'dır.



M. Ö. 3000 yıllarından M. Ö. 612’ye kadar Dicle’nin batı kıyısındaki Asur şehri merkez olarak kurulan ve gittikçe genişleyen bir devlet. Bu devlet zamanla Mezopotamya, Elam, Suriye ve Mısır’a hakim oldu. Asur Devleti istiklalini kazanmadan önce Sümer, Akkad, Subar, Kut ve üçüncü Ur hanedanı hakimiyeti altında kaldı. Sonradan gelen Sami kavimleri yerli kabilelerle kaynaşarak Asurluları meydana getirdiler.

Asur tarihinde beş devlet kuruldu. Bunlar eski, orta ve yeni Asur çağlarında  hükümran olmuşlardır.

Eski Asur çağı: Bu çağ M.Ö. 2100-1800 yılları arasındadır. Kral İllusuma (M.Ö. 2000) Asurluları müstakil bir devlete kavuşturdu. Kendinden sonra da İrisum ve İkunum bağımsızlığı sağlamlaştırarak memleketi imar ettiler. Bunlardan sonra Asurlu Birinci Sargon, devletin sınırlarını doğuya doğru iyice genişletti ve Anadolu ile olan ticareti geliştirdi. Bu çağa ait tarihi bilgiler ancak kazılarda bulunan eserlerden öğrenilmektedir.

Orta Asur çağı: Asur’un siyasi ve kültürel bakımdan hayli değişik olan bir çağıdır. Asur Kralı Asur-Uballit, eski Asur çağının sonlarında Babil ve Mitanni krallıklarının nüfuzu altında kalmış olan devletini bunlardan kurtardı. Hititlerle birlik olup, Mitanni Krallığını ortadan kaldırdı. Kendisinden sonra hükümdar olan Enlil-Narasis (M.Ö. 1340-1326), Adadnararis (M.Ö. 1310-1281), Birinci Salamannasar (M.Ö. 1280-1256), Birinci Tukulti Ninurta (M.Ö. 1255-1218) zamanlarında Asur büyümeye, yükselmeye devam etti. Ancak bir müddet sonra durgunluk devresine girdi. Bu devirde Babil’le devamlı mücadele halinde olan Asur, Babil’e vergi verir duruma geldi. Ancak, Aşşur Reş-işi (M.Ö. 1149-1117) Tıglatpileser-I (M.Ö. 1117-1090) Asurluları tekrar büyük devlet haline getirdiler.

Orta Asur çağı uzun bir süre devam etti. Hukuk, kültür ve dil alanlarında daha çok Babil etkisinde kalmıştır. Bu devrin en büyük özelliği, gelenek halinde yürürlükte olan hukuki esasların, M.Ö. 1100 yıllarında bir hukuk kitabı halinde derlenmesidir.

Yeni Asur çağı: Bu çağda devleti idare eden hükümdarlar orta Asur çağından beri devam eden hanedanın soyundandırlar. Bunlar kısa aralıklar dışında imparatorluğu geliştirmişlerdir. Bu devir devamlı toprak kazanma ve savaşların olduğu bir devirdir. Bu zamanın ünlü kralı olan Asurbanipal zamanında savaşlar devam ederken kültür alanında büyük gelişmeler görüldü. Bu hükümdarın eski eserleri toplayarak meydana getirdiği kütüphane, bir çok eserin günümüze kadar gelmesini sağladı. Ancak Asur’un bu ihtişamı kısa sürdü. Ülke, Asurbanipal’in ölümünden sonra Med, Babil ve diğer devletlerin hücumuna uğradı (M.Ö. 612). Son defa toplanan Asur kuvvetleri Harran Ovasında düşmanla olan mücadeleyi kaybederek yenildi ve imparatorluk tarihe karıştı.

Asurluların dilleri eski Sami dilinin bir koludur. Kullandıkları çivi yazısını Samilerden önce Irak’ın güneyinde yerleşen Sümerlilerden öğrendiler. Irak topraklarında bir yıldan fazla Samilerle beraber bulunan Sümerlilerin Asur edebiyatı üzerinde büyük tesirleri olmuştur.

Asurlular devamlı münasebette bulundukları devletlerin sanatlarının tesiri altında kalmışlarsa da, kendilerine has milli özellik gösteren bir karakterleri vardır. Sanat, İmparatorluğun yükselmesine bağlı olarak gelişmiştir. Asur'da belli başlı yapı tiplerinin önemlileri, özel evler, saraylar, tapınaklar ve kalelerdir. Özel evler, ortada büyükçe bir holün etrafında yer alan büyük odalar şeklindedir.Saraylar ise evler topluluğuydu. Asurlular puta taptıklarından tapınaklara özellikle önem verirlerdi. Kaleler çok kalın yapılır ve ayrıca takviye edilirdi. İç ve dış kale olmak üzere iki kale bulunur ve bunlara belli aralıklarla kule konurdu.

Bugüne kadar yapılan kazılardan ele geçen eserlere göre Asurlular pekçok sanat kolunda ileri gitmişlerdir. Boyalı çanak ve çömlekler, taş kaplar, çeşit çeşit mühürler, aletler, eşyalar, silahlar, maden sanat eserleri kazılarda  bulunanlardan bazılarıdır.

Asurluların Özellikleri

1. Mezopotamya'nın Asur şehrinde yaşamışlardır. İlk zamanlarda ticarete önem vermişlerdir. Bu süreçte Ana­dolu'da koloniler kurmuşlardır.
Kolonilerden en önemlisi Kayseri Kültepe'de kurulmuş olan Kaneş idi.
Not: Kaneş'te (Kültepe) yapılan araştırmalar sonucu Anadolu'daki ilk yazılı belgeler bulunmuştur. Bu durum Anadolu'ya yazıyı Asurluların getirdiğini göstermiştir.

2. Hititlerin yıkılmasından sonra Ön Asya'da güçlü bir devlet olarak ortaya çıkmışlardır. Doğu ve G.D.Anadoluyu, Suriye'yi, Filistin'i ve Mezopotamya'yı egemenliklerine almışlardır. Bu yerlerden ağır vergiler almışlardır.

3. Çok tanrılı bir dinsel yaşayışları vardır. Asur kral­ları tanrı kral olduklarını topluma kabul ettirmişlerdir.

4. Kültürel çalışmalara önem vermişlerdir. Mezopo­tamya'nın Ninova şehrinde tarihin bilinen ilk kü­tüphane­sini kurdular.

5. Med–Babil ittifakı Asur devletine son vermiştir.