Hz. Muhammed (s.a.v.)'in Mucizesi: Ay'ın Yarılması - İnşikâk-ı Kamer

0 Üye ve 2 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı D®agon

  • Ezberletmez Öğretir
  • *******
  • Join Date: Mar 2008
  • Yer: Ankara
  • 11656
  • +524/-0
  • Cinsiyet: Bay
    • Arif Hocam
Kamer sûresinin başında ayın iki yarılması mucizesi şu şekilde zikredilmektedir.

اقْتَرَبَتِ السَّاعَةُ وَانشَقَّ الْقَمَرُ* وَإِن يَرَوْا آيَةً يُعْرِضُوا وَيَقُولُوا سِحْرٌ مُّسْتَمِرٌّ* وَكَذَّبُوا وَاتَّبَعُوا أَهْوَاءهُمْ وَكُلُّ أَمْرٍ مُّسْتَقِرٌّ* وَلَقَدْ جَاءهُم مِّنَ الْأَنبَاء مَا فِيهِ مُزْدَجَرٌ* حِكْمَةٌ بَالِغَةٌ فَمَا تُغْنِ النُّذُرُ* فَتَوَلَّ عَنْهُمْ يَوْمَ يَدْعُ الدَّاعِ إِلَى شَيْءٍ نُّكُرٍ* خُشَّعًا أَبْصَارُهُمْ يَخْرُجُونَ مِنَ الْأَجْدَاثِ كَأَنَّهُمْ جَرَادٌ مُّنتَشِرٌ*مُّهْطِعِينَ إِلَى الدَّاعِ يَقُولُ الْكَافِرُونَ هَذَا يَوْمٌ عَسِرٌ


1-Kıyamet saati yaklaştı, Ay bölündü.
(Ay’ın yarılması hicretten 5 yıl önce, Hz. Peygamber Mekke’nin çok yakınında Mina’da olduğu sırada vâki olmuştur.)
2 – Ama o müşrikler her ne zaman bir mûcize görseler sırtlarını döner: “Bu, kuvvetli ve devamlı bir büyüdür!” derler.
3 – Onlar hakkı yalan saydılar, heva ve heveslerine uydular. Halbuki her iş gibi bu nübüvvetin de kararlaştırılmış bir sonu elbette vardır.
Maksat, Peygamberimizin dâvasını geçici bir hevese, yahut yanılmaya vermek isteyen, yahut insanların kabûlüne mazhar olmayacağı için kaybolup gitmeye mahkûm zanneden kâfirlerin temennilerini kursaklarında bırakmaktır.
4 – Oysa onlara kendilerini inkârdan vazgeçirecek ibretler ihtiva eden nice olaylar bildirilmişti!
5 – Bunlar son derece üstün hikmettir. Ama ne fayda! Uyarmalar kâr etmiyor.
6 – Sen de şimdi onları kendi hallerine terk et. Günü gelecek bir münâdî, hiç de hoşa gitmeyen, insanın görür görmez kaçacağı bir yere çağıracak.
7 – Gözleri korkudan önlerine eğildikçe eğilmiş, dehşet içinde mezarlarından çıkacak, yayılmış çekirgeler gibi her tarafı dalga dalga kaplayacaklar.
8 – Boyunlarını, çağıran münâdîye doğru uzatmış vaziyette, kâfirler: “Bugün çok zorlu bir gün, işimiz bitik!” diyecekler.

"İnşikak-ı kamer/ Ayın yarılması” mucizesiyle ilgili rivayetler başta Buhârî ve Müslim olmak üzere çeşitli hadis kitaplarında mevcuttur. Bu rivayetler sahabeden Ali b. Ebû Tâlib, Abdullah b. Mes'ûd. Abdullah b. Ömer, Abdullah b. Abbas, Enes b. Mâlik. Cübeyr b. Mut'im ve Huzeyfe b. Yemân tarafından nakledilmiştir.

Bi’setin 8.senesi, hicretten 5 yıl önce; Peygamber Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem)  Mina’da iken Kureyş müşrikleri Peygamber Efendimiz’e (sallallâhu aleyhi ve sellem)

"Eğersen gerçekten peygambersen, bize ayı; yarısı Ebû kubeys dağı, yarısı da Kuaykiân dağı üzerinde görülmek üzere ikiye ayır!" dediler. (Mekke şehri Ebû kubeys ile Kuaykiân dağları arasında yer alır.)

Allah Resûlü (sallallâhu aleyhi ve sellem):

"Eğer bunu yaparsam iman eder misiniz?" diye sordu.

Müşrikler: "Evet! İman ederiz." dediler.

Ayın bedir, yani dolunay olduğu, (Mekke de gözle çok iyi göründüğü bir gece), Peygamber Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem), müşriklerin istedikleri şeyi gerçekleştirmesi hususunda Yüce Allah’a iltica etti, duada bulundu.

Hazreti Cibril (a.s) Allah Resûlü’ne (sallallâhu aleyhi ve sellem) gelip, Allah’ın duasını kabul ettiğini O’na (sallallâhu aleyhi ve sellem) haber edince, O da Mekkelilere haber verdi. Müşrikler Ayın on dördüncü gecesinde, Ayın ikiye ayrıldığını, yarısının Ebû Kubeys dağı, yarısınında da Kuaykiân dağı üzerinde olduğunu gördüler!

Bunun üzerine Resûlullah (sallallâhu aleyhi ve sellem) hem müslümanlara hem de müşriklere: "Şahit olun!" buyurdular.

Fakat müşrikler "Bu, Ebu Kebşe'nin oğlunun bir sihridir! O hepimizi Sihirledi" dediler.
Bazısı da: "Muhammed bizi sihirlediyse bütün insanları da sihirleyemez ya![20] Başka beldeler halkından, yanınıza gelecek olanlara, sorun bakalım: Bunu onlar da görmüşler mi?"dedi.

Her taraftan gelenlere sordular ve şu cevabı aldılar:

"Evet! Onu biz de öyle gördük! Ayı ikiye yarılmış gördük!" dediler. Ayın ikiye ayrılmış olduğunu haber verdiler. Her taraftan gelenlerden, ayın ikiye ayrıldığını görüp de haber vermeyen hiç kimse de kalmadı.

Fakat müşrikler iman etmekten, Müslüman olmaktan yüz çevirip:

Ayette de ifade edildiği gibi "Bu, müstemir (olagelen) bir sihirdir!", “Ebu Talib‘in yetiminin sihri semâya da tesir etti” dediler.


Kaynaklar:

Kamer Sûresi, 54/1-8;
Buhârî, "Menâkıb", 27, "Tefsir", 54:1; "Menâkıbü'l-ensâr", 36;
Müslim,"Sıfâtü'l-münâfikîn", 44-48;
Tirmizi, Tefsir, 54;
Ebû Nuaym, Delâilü’n-nübüvve 1/ 280;
Ahmed b. Hanbel, 1/447-456;
Abdurrezzak, el-Musannef, 3/104-105;
Taberânî, el-Mu'cemü'l-Kebîr, 11/200.