7.Sınıf Sosyal Bilgiler - 4. Ünite: Zaman İçinde Bilim - Konu Anlatımı

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Uyanan Gençlik

  • ******
  • Join Date: Kas 2010
  • Yer: HATAY
  • 7462
  • +547/-0
  • Cinsiyet: Bay
Tarih boyunca toprağın kullanılması işlenmesi nasıl olmuştur?
Tarih boyunca devletlerin gelişmesinde ve güçlenmesinde ekonomi önemli bir etken olmuştur. Tarım, ticaret, sanayi ekonomik faaliyetlerin başında gelmektedir. Günümüzden 12 bin yıl önce göçebe insan toplulukları, buzul çağının ardından gelen daha elverişli iklim koşulları sayesinde sayıca çoğalmaya başladı. Bu durum insanların doğada hazır bulduklarından daha fazla yiyeceğe gereksinim duymasına yol açtı. İnsanlar yiyecek gereksinimlerini karşılamak için daha önceleri doğadan topladıkları buğday ve arpa tanelerini ekip biçmeye başladılar. Tarımsal üretimle birlikte insanlar binlerce yıldır sürdürdükleri göçebe hayat biçiminden yerleşik yaşama geçtiler. Günümüzden yaklaşık 10 bin yıl önce yeryüzünde tarım yapılan ilk köyler Güneydoğu Anadolu’da ve Kuzey Suriye’de görülmeye başladı. O günden itibaren toprak insanların en değerli varlığı oldu. Toprak; üzerinde yaşanılan yiyeceklerin, giyeceklerin ve kullanılan pek çok eşyanın elde edildiği bir varlıktı.
Toprağın üretimdeki yeri tarih boyunca önemini korudu. Devletler topraktan en yüksek verimi elde etmek için toprak yönetimine önem verdiler. Hititlerde toprağın tanrılara ve krallara ait olduğu kabul edilirdi. Hititler Anadolu’da tımar sistemine benzer bir yönetim uyguladılar. Toprak komutan ve valilere verilirdi. Bu görevliler besledikleri askerlerle savaşa katılırlardı.
Selçuklularda ev, bahçe, ağıl gibi mülkler, halkın özel mülkiyetindeydi. Tarım arazisi, ormanlar, yaylaklar ve otlaklar ise devletim malıydı. Geniş ülke toprakları ise has, ikta ve haraci olmak üzere üçe ayrılmıştı. Has ve haraci topraklardan elde edilen vergiler, doğrudan devlet hazinesine girerdi. İkta topraklardan elde edilen vergiler ise ikta sahibine ödenirdi. İkta topraklar, maaş karşılığı olarak ordu mensuplarına dağıtılan topraklardı. İkta sahibi devlet hizmetinden ayrılırsa iktası da elinden alınırdı. Hükümdar ölür ya da değişirse iktalar yeniden dağıtılırdı. İkta sahipleri toprakları işlemekte olan köylülerden vergileri toplar, elde ettiği gelirin bir kısmıyla kendi geçimini sağlar, bir kısmıyla da atlı asker beslerdi. İkta sahibi miktarı belirlenen vergiden daha fazlasını halktan isteyemezdi. Aksi durumda halk sultana veya Büyük
Divana başvurup şikâyette bulunabilirdi.
Osmanlılarda da toprağın gerçek sahibi devletti. Devlet bu geniş toprakların yönetimi ve üretimin sürekliliğini sağlamak için çok iyi işleyen bir sistem geliştirdi. Devlet, birtakım hizmetler yapan görevlilere maaş yerine toprakların bir kısmını dağıtırdı. Bu görevliler de topraktan elde ettikleri gelirin bir kısmıyla kendi geçimlerini sağlar, bir kısmını da devlete vergi olarak gönderirlerdi. Osmanlı Devleti’nde uygulanan bu sisteme tımar sistemi denilmekteydi. Dağıtılan topraklardan yıllık geliri 20.000 akçeye kadar olanlar askerî dirliklerdi ve bu topraklara tımar adı verilirdi. Sipahi (atlı asker) adı verilen tımar sahibi, bu toprakların sahibi değil sadece halkın devlete ödemekle yükümlü olduğu vergiyi toplamakla görevli kişiydi. Tımar sahiplerinin; vergileri düzenli olarak toplamak, toprağın devamlı işlenmesini dolayısıyla üretimin devamlılığı
sağlamak ve bölgelerinde güvenliğin sağlamak gibi görevleri vardı. Devlet, üretimin devamlılığı için toprağından ayrılan köylülerden vergi alırdı. Tımar sahipleri, elde ettikleri gelirin bir kısmıyla cebelu adı verilen atlı asker beslemek ve savaş zamanlarında bu askerlerle savaşa katılmak zorundaydı.

Tımar Sistemi, Tımar sistemini kim kaldırdı
Osmanlılarda da toprağın gerçek sahibi devletti. Devlet bu geniş toprakların yönetimi ve üretimin sürekliliğini sağlamak için çok iyi işleyen bir sistem geliştirdi. Devlet, birtakım hizmetler yapan görevlilere maaş yerine toprakların bir kısmını dağıtırdı. Bu görevliler de topraktan elde ettikleri gelirin bir kısmıyla kendi geçimlerini sağlar, bir kısmını da devlete vergi olarak gönderirlerdi. Osmanlı Devleti’nde uygulanan bu sisteme tımar sistemi denilmekteydi. Dağıtılan topraklardan yıllık geliri 20.000 akçeye kadar olanlar askerî dirliklerdi ve bu topraklara tımar adı verilirdi. Sipahi (atlı asker) adı verilen tımar sahibi, bu toprakların sahibi değil sadece halkın devlete ödemekle
yükümlü olduğu vergiyi toplamakla görevli kişiydi. Tımar sahiplerinin; vergileri düzenli olarak toplamak, toprağın devamlı işlenmesini dolayısıyla üretimin devamlılığı sağlamak ve bölgelerinde güvenliğin sağlamak gibi görevleri vardı. Devlet, üretimin devamlılığı için toprağından ayrılan köylülerden vergi alırdı.
Tımar sahipleri, elde ettikleri gelirin bir kısmıyla cebelu adı verilen atlı asker beslemek ve savaş zamanlarında bu askerlerle savaşa katılmak zorundaydı. Tımar sistemi 17. yüzyıldan itibaren bozulmaya başladı. Bu durum tımarların hak eden kişilere dağıtılamaması ve tımar sahiplerinin sorumluluklarını layıkıyla yerine getirmemesinden kaynaklanmaktaydı. Tımar sisteminin bozulması sonucu köylüler toprağı terk etmiş, üretim düşmüştür. Bu durum devlet gelirlerinin azalmasına yol açmıştır. Osman Gazi’yle başlayan tımar sistemi 1848 yılında tamamen ortadan kaldırılmıştır.

Tımar sisteminin faydaları nelerdir?
Osmanlı Devleti’nde uygulanan tımar sistemi pek çok yararlar sağlamıştır:
- Tarım yapan köylülerden devlet tarafından alınan vergiler düzenli olarak toplanabilmiş ve hazineye aktarılmıştır.
- Toprak üretiminde verimlilik ve devamlılık sağlanmıştır.
- Devlet hazinesine yük olmadan güçlü bir ordu oluşturulabilmiştir.

Çevrimdışı Uyanan Gençlik

  • ******
  • Join Date: Kas 2010
  • Yer: HATAY
  • 7462
  • +547/-0
  • Cinsiyet: Bay
Feodal sistem
Avrupa’da 4. yüzyıldan 15-16. yüzyıllara kadar feodal sistem hâkim olmuştur. Feodal düzende en üstte kral, altında ise kendisine bağlı soylular bulunurdu. Bu düzenin en alt ve en geniş tabakasını köylüler (serşer) oluştururdu.
Feodal düzende toprak birçok soylu arasında paylaşılmıştı. Soylular güçlü ordulara sahiptiler ve güçlü surlarla çevrilmiş şatolarda otururlardı. Bu kaleleri ele geçirmek o dönemde imkânsızdı. Soyluların ekonomik ve askerî yönden güçlü olması feodal beylerin kraldan bağımsız, hatta krala karşı hareket etmelerini kolaylaştırmıştır. Bu durum kralların ülkede mutlak egemenlik kurmasını engellemiştir.
Feodal dönemde ticaret gelişmediği için zenginliğin ölçüsü topraktı. Soyluların toprağı serf adı verilen köylüler tarafından işlenirdi. Köylüler toprakla birlikte alınıp satılırdı. Köylüler ürettikleri ürünün çok azını kendilerine ayırıp çoğunu soylulara verirdi.


Çevrimdışı Uyanan Gençlik

  • ******
  • Join Date: Kas 2010
  • Yer: HATAY
  • 7462
  • +547/-0
  • Cinsiyet: Bay
Atatürk döneminde ekonomiyi kalkındırmak için yapılanlar

Atatürk döneminde Türk çiftçisini kalkındırmak, tarımı geliştirmek ve ülke ekonomisini canlandırmak amacıyla çeşitli çalışmalar yapıldı. Köylünün ödemekte güçlük çektiği aşar vergisi kaldırıldı. Ziraat Bankasının köylülere ucuz kredi vermesi sağlandı. Çiftçilerin kredi bulmasına yönelik Tarım Kredi Kooperatişeri kuruldu. Ülkenin birçok yerinde Tohum Islah İstasyonları kuruldu. Türkiye Zirai Donatım Kurumu çiftçiye tarım aletleri, makineler, kimyasal gübreler gibi tarımda ihtiyaç duydukları malzemeleri sağladı. Tarımda makineleşmeyi yaygınlaştırmak için ucuz fiyata tarım aletleri satıldı. Çağdaş tarım yöntemlerinin uygulandığı örnek çiftlikler kuruldu.

Tarımda ihtiyaç duyulan teknik elemanları yetiştirmek amacıyla ziraat okulları açıldı. Yeni teknikleri öğrenmek üzere tarım uzmanları, Avrupa ve Amerika’ya gönderildi. Bu çalışmaların sonucunda 1923 ile 1932 yılları tarım üretimde %58’lik bir artış sağlandı.

Çevrimdışı Uyanan Gençlik

  • ******
  • Join Date: Kas 2010
  • Yer: HATAY
  • 7462
  • +547/-0
  • Cinsiyet: Bay
Tarım sektörünü destekleyen kurum ve kuruluşlar

- T.C. Ziraat Bankası, üreticilerimizin araç, gereç, gübre, ilaç, tohum ve işçilik gibi giderlerini karşılamak amacıyla uygun koşullarda kredi sağlamaktadır.
- Tarım Satış Kooperatişeri, ortaklarının ürünlerini iyi fiyata satın alır, pazarlar ve kazançlarını ortaklarına dağıtır.
- Türkiye Zirai Donatım Kurumu, çiftçilerimize traktör, tarım aracı, yapay gübre, tarım ilacı üretir veya temin edilmesini sağlar, taksitli satışlarla üreticimize büyük destek verir.
- Toprak Mahsulleri Ofisi, Türkiye Şeker Fabrikaları (TŞFAŞ), TEKEL, Çay İşletmeleri Kurumu (ÇAYKUR), TARİŞ, Fiskobirlik vb. kuruluşlar çiftçilerin ürettiği ürünleri uygun fiyatlarla satın alarak piyasada fiyat dengesini sağlar.
- Devlet Su İşleri tarım alanlarının sulanmasında çiftçilere hizmet sunar.
- Ziraat Odaları ve Meslek Örgütleri, tarım alanında çalışanların haklarının korunması ve geliştirilmesine hizmet eder.
- Ziraat ve orman mühendisliği ile veterinerlik fakülteleri tarım alanında uzman personel yetiştirir, araştırmalar yapar ve sonuçlarını yayınlayarak üreticileri aydınlatır.

Çevrimdışı Uyanan Gençlik

  • ******
  • Join Date: Kas 2010
  • Yer: HATAY
  • 7462
  • +547/-0
  • Cinsiyet: Bay
Devletin tarıma ve üreticilere verdiği destekler
- Pazar Fiyat Destekleri
Üreticiye verilen ürün destek fiyatlarıdır. Türkiye’de 1932 yılında buğday ile başlayan destekleme alımları, 1992’de 26 ürüne ulaşmıştır. 1994’ten beri destekleme alımları; hububat alanında TMO, şeker pancarı alanında TŞFAŞ ile 3 özel şeker fabrikası, tütün alanında TEKEL Genel Müdürlüğü ve özel sektörler, çay alanında ÇAYKUR aracılığıyla yapılmaktadır. Süt alanında ise 1986’dan beri “süt teşvik primi” ödenmektedir.
- Doğrudan Gelir Destekleri
Bazı koşullar altında bedelsiz tohum dağıtımı, ucuz kredi, teknik yardım ve destek primi şeklinde uygulanmaktadır.
- Dolaylı Gelir Destekleri
Bu destekler 1994 yılından beri bazı bitkisel ve hayvansal ürünlerin üretiminde, verimliliği arttırmak üzere gübre, kaliteli tohum ve tarımsal mücadele ilaçlarına ödemeler, kredi desteği, sulama yardımları, enerji desteği, vergi desteği şeklinde gerçekleştirilmektedir.