AİLEMİZ
TOPLUMUN TEMEL UNSURU AİLE:
Aile; anne, baba ve çocuklardan oluşur. Toplumun en küçük birimi olan aile, erkekle kadının resmî nikâhla evlenmeleri sonucu kurulur. Çocukların katılmasıyla aile bireylerinin sayısı artar. Toplum ailelerden oluşur. Ailelerin mutlu bir yaşam sürmesi, içinde bulundukları toplumun mutlu ve huzurlu olmasını sağlar. Aile yapısı güçlü olan toplumlar zorlukları kolayca aşarlar. Bu nedenle ailenin toplumda önemli bir yeri vardır. Atatürk aileye çok önem vermiştir. Bu konudaki düşüncelerini şöyle belirtmiştir: “Sosyal hayatın kaynağı aile hayatıdır... Medeniyetin esası, ilerlemenin ve kuvvetin temeli, aile hayatındadır... Bu millet, esas terbiyesini aileden almaktadır.” Anayasamızda ailenin Türk toplumundaki yeri, “Aile, Türk milletinin temelidir.” biçiminde belirtilmiştir. Devletimiz, aile yapısının sağlıklı ve güçlü olması için gerekli anayasal önlemleri almıştır.
AİLENİN YAPISI VE ÖNEMİ
Toplumda birçok aile tipi vardır. Anne, baba ve evlenmemiş çocuklardan oluşan aileye çekirdek aile denir. Kadın ve erkekten oluşan çocuksuz aileler de vardır. Günümüzde çekirdek aile sayısı gittikçe artmaktadır. Özellikle şehirlerde çoğunlukla bu tip aileler görülmektedir. Büyük anne, büyük baba, çocuklar ve torunların bir arada yaşadığı aileye geniş aile denir. Bu tür aileler, daha çok tarımla uğraşan kırsal alanlarda görülmektedir. Geniş ailelerde akrabalık bağları çok güçlüdür. Ancak, ülkemizde sanayileşme ve şehirleşmenin gün geçtikçe artması, aile yapısını etkilemiştir. Buna bağlı olarak geniş aileler azalmış, çekirdek aileler çoğalmıştır. Toplumumuz için önemli sorunlardan biri akraba evlilikleridir. Amca, teyze, dayı ve hala çocukları yakın akrabadırlar. Akraba evliliklerinde engelli çocuklar doğabilir. Akraba evliliğinin getirdiği sorunlarla karşılaşmamak için toplum bilgilendirilmelidir. Aile ortamı, çocukların iyi yetişmesi için çok önemlidir. Uyumlu ailelerde yetişen çocuklar sağlıklı olurlar. Çevrelerindeki kişilerle uyum içinde yaşarlar. Sağlıklı ve uyumlu bireylerin oluşturduğu toplumun yapısı da güçlü olur. Çocuk ilk eğitimini aileden alır. içinde yaşadığı toplumun gelenek ve göreneklerini öğrenir. Örneğin büyüklere saygı, küçüklere sevgi gösterme gibi davranışlar edinir. Öğrendiklerini yaşamında uygular. Böylece, kültürel değerlerimiz yeni yetişen kuşaklar tarafından yaşatılır.
AİLE BİREYLERİ ARASINDAKİ SEVGİ, SAYGI VE HOŞGÖRÜNÜN ÖNEMİ
Aile Bireyleri Arasındaki Sevgi, Saygı ve Hoşgörünün Önemi Aile; karşılıklı sevgi, saygı ve hoşgörü üzerine kurulur. Bireyleri birbirine yaklaştıran bu duygular yetiştiğimiz ailede edinilir. Sevgi, saygı ve hoşgörülü bireylerden oluşan aileler de mutlu olurlar. Ailede küçükler, büyüklere saygı gösterirler. Onların sözlerini dinler ve onları üzecek davranışlar yapmazlar. Büyükler de küçükleri severler. Çocuklarının sa€lıklı büyümeleri ve iyi yetişmeleri için çaba gösterirler. Zaman zaman aile bireyleri arasında görüş ayrılıkları olabilir. Görüş ayrılıkları hoşgörüyle karşılanmalı ve herkes düşüncesini açıkça söyleyebilmeli. Çünkü hoşgörü, ailedeki uyumu ve erinci sağlar. Ailede erinci sağlayabilmek için değişik görüş ve düşüncelere saygılı olunmalıdır. Sevgi, saygı ve hoşgörüyle büyüyen çocuklar, topluma iyi bireyler olarak katılırlar. Böyle bireylerden oluşan toplumlar da mutlu olurlar.
AİLE BİREYLERİ ARASINDA DAYANIŞMA VE ÖNEMİ
Ailenin başarı ve mutluluğunda bireyler arasındaki dayanışma önemli etkendir. Ailedeki iş bölümü, dayanışmanın en güzel örneklerindendir. Ailede anne, baba ve çocukların görev ve sorumlulukları farklıdır. Çağdaş Türk ailesinde kadın erkek eşitliği vardır. Anne ve baba, ailenin tüm gereksinimlerini karşılarlar. Çocukları yetiştirmek ve onların iyi eğitim almalarını sağlamak için uğraşırlar. Karşılaştıkları sorunları birlikte çözerler. Sorumlulukları eşit olarak paylaşırlar. Bunları yerine getirirken karşılıklı sevgi, saygı ve hoşgörü içerisinde olurlar. Ev işlerinden aile bireyleri sorumludur. Çocukların da aile içinde görev ve sorumlulukları vardır. Örneğin odalarını düzenli tutmak, sofranın hazırlanmasında anne, babasına yardımcı olmak, çocukların yapabileceği işlerdendir. Çocuklar, varsa küçük kardeşlerinin bakımında da anne ve babalarına yardımcı olabilirler. Aileleriyle birlikte alışverişe çıkabilirler. Aile bireyleri üzüntülerini ve sevinçlerini paylaşırlar. Bu durum, ailedeki dayanışmanın en güzel örneğidir. Sevinçlerin aile bireyleriyle paylaşılması mutluluğu artırır. Üzüntülere ortak olunması ise sorunları azaltır. Her iki durum da aile bireylerini birbirine bağlar. Aile bireyleri arasındaki dayanışma ailenin güçlenmesini sağlar. Dolayısıyla toplum da güçlenir. Atatürk, aile bireyleri arasındaki dayanışmaya büyük önem vermiştir. Aile içinde olduğu kadar, toplum yaşamında da kadınla erke€in birlikte hareket etmesini istemiştir. Türk kadınının iş yaşamının her alanında yer alması gerektiğini şu sözlerle belirtmiştir: Daha esenlikle, daha dürüst olarak yürüyeceğimiz yol vardır. Bu yol; büyük Türk kadınını çalışmamıza ortak yapmak, hayatımızı onunla birlikte yürütmek, Türk kadınını ilmî, ahlâkî, sosyal, ekonomik hayatta erkeğin ortağı, arkadaşı, destekleyicisi yapmak yoludur.
AİLEDE DEMOKRATİK HAYAT
Demokrasi, insana değer veren ve onun kişiliğine saygı duyan bir yönetim biçimidir. Demokratik yönetimde insanlar düşüncelerini özgürce açıklayabilirler. İnsanlar arasında karşılıklı saygı ve hoşgörü önemli yer tutar. Demokratik yaşam ise, demokrasi kurallarına uygun yaşayış biçimidir. Demokratik yaşamı gerçekleştirmek için insanların demokrasi eğitimini almaları gerekir. Demokrasi eğitimi ilk önce ailede başlar. Ailede kararlar alınırken aile bireylerinin görüşleri sorulur. Ortak görüş doğrultusunda alınan kararlar uygulanır. Demokratik ailelerde çocuklar da düşüncelerini özgürce söyleyebilirler. Başkalarının düşüncelerine ve haklarına saygı duyarlar. Atatürk, bu konuda şunları söylemiştir: “Çocuklarımızı artık, düşüncelerini hiç çekinmeden açıkça ifade etmeye, içten inandıklarını savunmaya, buna karşılık da başkalarının samimî düşüncelerine saygı duymaya alıştırmalıyız. Aynı zamanda onların temiz yüreklerinde yurt, ulus, aile ve yurttaş sevgisiyle beraber doğruya, iyiye ve güzel şeylere karşı sevgi ve ilgi uyandırmaya çalışılmalıdır.” Ailede demokrasinin öğretilmesi ve yaşanması için iş bölümünün uygulanması gerekir. Böylece demokrasinin gereği olan dayanışma, katılım ve iş birliği ailede uygulanmış olur. Aile bireyleri demokratik davranışlar kazanırlar. Her konuyu özgürce tartışabilen, konuşabilen ailelerde yetişen bireyler, sosyal ilişkilerinde başarılı olurlar. Düşüncelerin özgürce ifade edilmesi, aile bireylerinin ve toplumun gelişmesine katkı sağlar. Demokratik ailelerde, bireyler iyi günlerde oldu€u gibi kötü günlerde de dayanışma içinde olurlar. Bu durum kişilerin kendilerine olan güvenlerini artırır. Onlara mutluluk verir. Aile bireylerinin ve toplumun birlik beraberlik içinde olmasını sağlar. Kişilere demokrasinin gereği olan paylaşma ve dayanışma duygusunu kazandırır.
Hepimiz mutlu bir aile ortamında yaşamak isteriz. Ailemizin çevrede sevilip sayılmasını arzularız. Bunun için yapılması gereken, ailede demokratik yaşamın gereklerini yerine getirmektir. Baskı, dayak, yalan gibi olumsuz davranışlar, ailede demokratik yaşamı ortadan kaldırır. Sevgisizlik ve güvensizliğe neden olur. Böyle bir ortamda yetişen kişiler; ailelerine, ulusa, ülkeye ve insanlığa yararlı olamazlar.
OKULUMUZ
OKULUMUZU TANIYALIM
Okul, eğitim ve öğretimin yapıldığı yerdir. Yurdumuzda çok sayıda okul vardır. Okulların derslik sayıları, çevrenin gereksinimi ve öğrenci sayısına göre belirlenir. Bu nedenle okul binaları çok katlı veya tek katlı yapılır. Bazı okulların geniş bahçesi vardır. Bu bahçenin içinde ağaçlar ve çeşitli oyun etkinlikleri için ayrılmış alanlar bulunur. Okul binaları içinde, öğrencilerin öğrenim gördükleri bölümlere sınıf ya da derslik denir. Okullarda müdürün, müdür yardımcılarının, öğretmenlerin, memur ve hizmetlilerin odaları bulunur. Bunların yanı sıra kütüphane, laboratuar, spor salonu gibi bölümler de yer alır. Okulun görünür bir yerinde Atatürk köşesi düzenlenir ve okul gazetesi panosu asılır.
OKULUN ÖNEMİ
Bir ülkenin ilerlemesi ve kalkınması, eğitim alanındaki başarısına bağlıdır. Toplum yaşamı hızla değişmekte, bilim ve teknoloji sürekli gelişmektedir. Bu nedenle insanların eğitimi daha da önem kazanmaktadır. Okul; bize yaşamımızda gerekli olan bilgi, beceri, iyi alışkanlık ve davranışları kazandırır. Ailemize ve topluma yararlı bireyler olmamızı sağlar. Kendi ulusumuzla birlikte diğer ulusları da sevmeyi öğretir. Okul, bizim iyi yurttaş olmamızı sağlar. Başkalarının duygu ve düşüncelerini anlamayı, onlara saygı duymayı öğretir. İyiyi kötüden, doğruyu yanlıştan, yararlıyı zararlıdan ayırt edebilme bilinci kazandırır. Karar verebilme ve sorunları çözebilme becerilerimizi geliştirir. Okullar yalnızca bilgi aktaran öğretim kurumları değildir. Bulundukları çevrenin bilgi ve kültür merkezleridir. Çevrede yaşayanlar, okulların etkinliklerine katılabilirler. Okullardaki kitaplık, spor salonu, laboratuar, işlik ve atölyelerden yararlanabilirler. Bu yolla okullar; çağdaş, lâik ve yenilikçi insan yetiştirmiş olurlar. Okul yaşamı yeni arkadaşlıkların kurulmasına olanak sağlar. Aynı dersliği, bazen de aynı sırayı paylaşan öğrencilerin arkadaşlıkları uzun yıllar sürer. Öğrenciler, bu arkadaşlık döneminde sevinç ve üzüntülerini paylaşırlar. Başka insanlara karşı da nasıl davranmaları gerektiğini öğrenirler.
OKULDA UYULMASI GEREKEN KURALLAR
Toplu yaşanılan her yerde olduğu gibi okulda da uymamız gereken bazı kurallar vardır. Bu kuralları şöyle sıralayabiliriz:
• Öğretmenlerimizin sözlerini dinlemeliyiz.
• Ödevlerimizi zamanında ve eksiksiz yapmalıyız.
• Okulumuzu ve dersliğimizi temiz tutmalıyız.
• Arkadaşlarımızla iyi geçinmeliyiz.
• Okulda devamsızlık yapmamalıyız.
• Okul koridorlarında ve dersliklerde gürültü yaparak başkalarını rahatsız etmemeliyiz.
• Derslikte, bir başkası konuşurken sözünü kesmemeliyiz.
• Okulumuzun ve arkadaşlarımızın eşyalarına zarar vermemeliyiz.
• Okulda çalışanlara yardımcı olmalıyız.
• Okul tuvaletlerini temiz kullanmalı, suları boşa akıtmamalıyız. İyi bir eğitim ve öğretim alabilmemiz için okul kurallarına her zaman uymalıyız.
OKULUN VE OKUL EŞYALARININ KORUNMASI
Öğrenciler, okullarını ve okul eşyalarını korumalı ve iyi kullanmalıdırlar. Her öğrenci, okulunu evi gibi sevmelidir. Okul içinde ve bahçesinde yerlere çöp atılmamalıdır. Kapı ve pencereler yavaş açılıp kapatılmalıdır. Gereksiz yanan ışıklar söndürülmelidir. İşi bitince musluklar kapatılmalıdır. Okulları ve okul eşyalarını yıpratmamalıyız. Bizden sonra da çocukların bu okullardan yararlanacaklarını düşünmeliyiz. Okulu ve eşyalarını korumak ulusal bir görevdir. Bu görevimizi yerine getirerek iyi bir yurttaş olmalıyız.
OKULUN ÇEVRESİNİN GÜZELLEŞTİRİLMESİ VE KORUNMASI
Okul, günümüzün önemli bölümünün geçtiği bir eğitim kurumudur. Okulun bahçesi ve çevre duvarları okul alanıdır. Okul bahçesinde çeşitli ağaçlar, çiçekler ile oyun ve spor alanları vardır. Bahçemizi güzelleştiren bitkiler ile oyun ve spor alanlarını temiz tutmalıyız. Teneffüslerde oynamak ve temiz hava almak için okulun bahçesine çıkarız. Temiz, bakımlı ve düzenli bir bahçede gereksinimlerimizi zevkle karşılarız. Bir sonraki derse mutlu ve dinlenmiş olarak gireriz. Bu da bizim başarımızı artırır. Ağaçsız ve çiçeksiz bir bahçe düşünülemez. Okulu güzelleştirme kolu, bahçeyi ve yakın çevresini ağaçlandırır. Çeşitli çiçekler ve süs bitkileri yetiştirir. Böylece okul ve çevresi daha güzelleşir. Okulu ve çevresini güzelleştirmek kadar korumak da önemlidir. Öğrenciler, oyun ve spor alanlarındaki araç ve gereçleri iyi kullanıp korumalıdırlar. Ağaç ve çiçeklere zarar vermemelidirler. Okulun temizliğinden sorumlu olan görevlilere yardımcı olmalıdırlar. Okul bahçesine çöp atmamalı, atılanları da toplayarak çöp kutularında biriktirmelidirler.
TOPLUM HAYATIMIZ
TOPLUM İÇİNDE YAŞAMANIN GEREĞİ VE ÖNEMİ
İnsanlar, tarih boyunca topluluk hâlinde yaşamışlardır. İnsanları bir arada yaşamaya zorlayan nedenler vardır. İnsanlar; yeme, içme, barınma, giyinme gibi gereksinimlerini tek başlarına karşılayamazlar. Birlikte yaşayarak güçlükleri kolayca aşarlar. Başkalarıyla sevinç ve üzüntülerini paylaşmak isterler. Birbirleriyle iş, aile, arkadaşlık, dostluk ilişkileri kurarlar. İnsanların toplu yaşama istekleri bu gereksinimlerinden doğmuştur. Yakınımızdaki evlerde oturanlar bizim komşularımızdır. Komşular arasında, aynı çevrede yaşamaktan doğan ilişki vardır. Komşular; birbirlerine sevgi, saygı duyar ve yardım ederler. Sevinçlerini ve üzüntülerini paylaşırlar. Atalarımızın dediği gibi “Komşu komşunun külüne muhtaçtır.” En küçük bir gereksinimini karşılamamız bile komşumuzu mutlu eder. Örneğin, hastalanan komşumuza bir tas çorba götürmek onun için önemlidir.