Allâhü Teâlâ'nın kullarına dinini bildirmek için memur ettiği pek muhterem insanlara "Peygamber" denilmiştir.
Peygambere "Nebi" de denir. Yeni bir kitap ile yeni bir din ile bir ümmete peygamber gönderilmiş olan zâta nebî, peygamber denildiği gibi "Resûl, Mürsel" de denir.
Yeni bir kitap ve yeni bir şeriat ile gönderilmeyip de kendisinden evvelki bir peygamberin kitabını ve şeriatını ümmetine bildirmeye memur olmuş olan zata yalnız nebî veya peygamber denilir.
Allâhü Teâlâ'nın ilk peygamberi Hz. Adem Aleyhisselâmdır. Son ve en büyük peygamberi de bizim sevgili peygamberimiz Hz. Muhammed aleyhisselâmdır.
Bu cihetle Peygamber Efendimiz'e (s.a.v.) "Hâtemü'l-enbiya" denilmiştir. Bunların arasında sayıları ancak Allâhü Teâlâ'nın bildiği daha birçok peygamberler gelip geçmiştir. Peygamberlerin güzel sıfatları vardır:
Bütün Peygamberler sadıktırlar, her hususta doğru sözlüdürler, asla yalan söylemezler.
Peygamberler emindirler, gerek peygamberlik hususunda ve gerek sair hususlarda her türlü i'timadı hâizdirler. Kendilerinde asla hainlik bulunmaz.
Peygamberler son derece akıllı, fatîn ve kuvvetli görüş ve fevkalâde bir zekâya sahiptirler. Onlarda gaflet düşünülemez. Peygamberler ma'sumdurlar, onlar son derece iffet ve ismet sahibidirler. Onlar gizli aşikâr her türlü günahlardan ve bayağı hallerden tamamen uzaktırlar.
Peygamberler emrolundukları şeriat hükümlerini ümmetlerine olduğu gibi tebliğ etmiş; bildirmişlerdir. Şeriat ahkâmından herhangi birini saklamış veya unutmuş olmaları asla düşünülemez. Öyle bir şey, peygamberlik şanına yakışmaz, onların peygamber gönderilmelerindeki hikmete, ilâhî iradeye uygun düşmez. Artık bütün peygamberleri böylece bilip tasdik etmelidir.