Tâceddînoğulları Beyliği - Ansiklopedik Bilgi

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı D®agon

  • Ezberletmez Öğretir
  • *******
  • Join Date: Mar 2008
  • Yer: Ankara
  • 11656
  • +524/-0
  • Cinsiyet: Bay
    • Arif Hocam
Tâceddînoğulları Beyliği - Ansiklopedik Bilgi
« : 26 Şubat 2014, 11:43:46 »
Türkiye Selçuklu Devletinin zayıflaması üzerine Karadeniz kıyısında Bafra ile Ordu arasında, güneyde Niksar’a kadar olan bölgede kurulan Türk beyliği.



1308-1425 seneleri arasında merkezi Niksar olmak üzere Bafra, Ordu, Kelkit havzası, Çarşamba ve Canik bölgelerinde hüküm süren Anadolu Türkmen beyliği, Emir Taceddin Bey tarafından kurulmuştur.

Yaklaşık 12.000 km²'lik bir alana yayılan beylik 1335'e kadar İlhanlı Devleti'ne, sonra Eretna Devleti ve Kadı Burhaneddin Devleti'ne tâbi oldu. 1393'ten sonra ise Osmanlı Devleti'ne bağlandı ve 1425'te tamamen Osmanlı topraklarına ilhak edildi.

Tâceddîn Beyin babası Doğancık Bey, Anadolu’da İlhanlı hâkimiyeti yıkılırken meydana gelen nüfuz mücâdeleleri esnâsında Kürt ve Taşan beyleri ve Emir Eretna ile savaşmış kudretli bir kimseydi. Niksar ve çevresini elinde bulunduran Doğancık’ın nüfûzu kuzeybatıda Kastamonu Emîri Süleymân Şahın hudûduna kadar uzanıyordu. 1345 veya 1347 yılında öldüğü tahmin edilen Doğancık’ın yerine beyliğin asıl kurucusu Tâceddîn Bey geçti.

Tâceddîn Bey, beyliğin başına geçtiği ilk yıllarda Amasya Emîri Şadgeldi’ye tâbi oldu. Kâdı Burhâneddîn Ahmed’e karşı ülkesini korudu. Trabzon Rum İmparatoru Üçüncü Aleksios, kendi hudutları boyunca kuvvetlenen Türk beylerinden korkmaya başladı. Tâceddîn Bey, 1381’de İmparator Aleksios’un kızı Eudokia ile evlendi. Ordu vilâyetindeki Türkmen Emîri Hacı Emirzâde Süleymân Beyin ülkesine taarruz ettiyse de, yenilip öldürüldü. Fırsattan istifâde eden Kâdı Burhâneddîn Niksar ve İskefser’i ele geçirdi.

Ancak, Tâceddîn Beyin öldürülmesinden sonra yerine geçen oğlu Mahmûd Bey (Mahmûd Çelebi), Kâdı Burhâneddîn’e bir elçilik heyeti göndererek bağlılığını arz etti ve topraklarının tekrar kendisine iâde edilmesini istedi. Bunun üzerine Kâdı Burhâneddîn Niksar ve buraya tâbi yerleri tekrar Mahmûd Çelebi’ye verdi. Ancak bir müddet sonra Mahmûd Çelebi, Kâdı Burhâneddîn’e karşı Osmanlılarla ittifak kurdu. Kâdı Burhâneddîn ise Mahmûd Çelebi’ye karşı Tâceddînoğullarından Alparslan’ı desteklemeye başladı. Alparslan, Kâdı Burhâneddîn’den aldığı kuvvetlerle beylik içinde hâkim duruma gelince, güç duruma düşen Mahmûd Çelebi, bu durumdan kurtulmak için, Kâdı Burhâneddîn’le anlaştı. Bu hâlden şüphelenen Alparslan, Burhâneddîn Beyin düşmanı olan Eretna âilesine mensup Feridun Beyle münâsebet kurdu. Bunu öğrenen Kâdı Burhâneddîn, onun üzerine yürüdü ve yapılan savaşta Alparslan öldü (1394). Alparslan’ın, Hüsâmeddîn ve Mehmed Yavuz isimli iki oğlu, babalarından kalan Samsun ve Çarşamba bölgesinde müştereken hâkimiyetlerini devâm ettirdiler.

Alparslan’ın ölümünden sonra, Kâdı Burhâneddîn’in hedefi, Tâceddînoğullarının topraklarını tamâmen ele geçirmekti. Bunun için Tâceddînoğullarına âit Yenişehir Kalesi yanında bir kale yaptırarak, içerisine, devamlı Mahmûd Bey üzerine sefere çıkan seçkin kuvvetler koydu. Mahmûd Bey, bu kuvvetlere karşı meydan harbi veremediğinden, çete savaşlarıyla bu hücumları savuşturmaya çalışıyordu. Kâdı Burhâneddîn, 1398 senesinde Akkoyunlu hükümdârı Karayülük Osman Bey tarafından, Sivas önlerindeki muhârebede öldürülmesi üzerine Mahmûd Bey; Bâyezîd Hanın Amasya, Tokat ve Sivas’ı ele geçirmesinden sonra, Osmanlı Devleti hâkimiyetine girdi.

1402 Ankara Muhârebesinde Yıldırım Bâyezîd’in yenilmesinden sonra, Alparslan’ın oğlu Hasan Bey, Tîmûr Hanın himâyesinde bağımsız olarak Niksar ve bir kısım Canik topraklarında Tâceddînoğulları Beyliğinin başına geçti ve Osmanlıların bu döneminde kendi başına hareket etti. Bu arada İsfendiyâr Beyle anlaşarak topraklarını genişletmeye çalıştı. Bu iki bey, Bafra ve Samsun üzerine iki koldan yürüdüler. Yapılan savaşta Samsun beyini öldürerek, beyliğin büyük bir kısmına sâhip oldular. Osmanlı Hükümdârı Çelebi Mehmed, tek başına devleti toparlayıp, hâkimiyeti sağlayınca, İsfendiyâroğullarından Samsun’u geri aldı. Tâceddînoğlu Hasan Beyle kardeşi Mehmed Bey, Çelebi Mehmed’le dostluklarından dolayı yerlerinde kaldılar.

Hasan Bey, Sultan İkinci Murâd devrine kadar beyliğini korudu. İkinci Murâd Han tahta geçtikten sonra, Anadolu’nun bu bölgelerini ele geçirmek ve bölge vâlilerini ortadan kaldırmak için Lala Yörgüç Paşayı vazîfelendirdi. Bunun üzerine Yörgüç Paşa, Hasan Beyi yakalamak ve topraklarını ele geçirmek niyetiyle büyük bir düğün merâsimi düzenleyerek onu ziyâfete çağırdı. Fakat bunu fark eden Hasan Bey, dâvete katılmayıp, topraklarını Sultana teslim edeceğini bildirdi. Sözünün eri olan bu beye nihâyet, 1427 senesinde Rumeli’de bir sancak verildi. Böylece, Tâceddînoğulları Beyliği Osmanlılara geçmiş oldu.

Tâceddînoğullarına âit şimdiye kadar hiçbir sikkeye rastlanmamıştır. Hasan Beyin Çarşamba’da bulunan, 1424 târihli câmi ve vakfiyesi vardır. Buranın kitâbesinde kendisi; “Emîr-i kebîr, Hüsâmüddevleti ved-dîn Hasan Bey bin el-Merhum Alparslan Bey İbn-ül-Emîr-il-Mağfûr Tâceddîn” diye zikrolunmuştur. Tâceddînoğullarındancesûr ve atılgan bir zât olan Alparslan Bey ise, fazîlet sâhibi ve edebiyâta düşkündü. Arapçayı çok iyi bilen bu bey, nahivle meşgul olurdu.