Meşhur tefsir, hadis ve fıkıh âlimlerinden. (873-970)
İsmi, Süleymân bin Ahmed bin Eyyûb bin Mutayr eş-Şâmî el-Lahmî et-Taberânî; künyesi Ebü’l-Kâsım’dır. 873 (H.260) senesi Safer ayında Şam’ın Taberiyye kasabasında doğdu. İsfehan’a yerleşti. 970 (H.360) senesi Zilkâde ayının sonlarına doğru 100 yaşlarında vefât etti. İsfehan şehrinin girişinde Resûlullah’ın Eshâbından olan Hammâd ed-Devrî’nin kabri yanına defnedildi.
Taberânî; Hâşim bin Mürsed et-Taberânî, Ebû Zür’a-es-Sekafî, İshâk ed-Debrî, İdrîs el-Attâr, Beşîr bin Mûsâ, Hafs bin Ömer, Abdullah bin Mahmûd bin Saîd bin Ebî Meryem, Ali bin Abdülazîz el-Begâvî, Mikdâm bin Dâvûd er-Re’yinî, Yahyâ bin Eyyûb el-Allât, Ebû Abdurrahmân en-Nesâî gibi pekçok âlimden ilim öğrendi ve hadîs-i şerîf rivâyetinde bulundu. Kendisinden de; Ebû Huleyfe el-Cemhî, İbn-i Ukde, Ebû Nuaym el-Hâfız, Ebû Hüseyin bin Fâzişâh, Abdân, Câfer el-Feryâbî, Ebû Abdullah bin Merde el-Hâfız ve daha birçok âlim ilim öğrendi ve hadîs-i şerîf rivâyet etti.
Büyük hadis âlimlerinden olan Taberânî, güvenilir, sağlam, hadîste huccet, yâni üç yüz binden fazla hadîs-i şerîfi senetleriyle birlikte ezbere bilen ünvânına sâhiptir. Onun ilmi ve rivâyet ettiği hadîs-i şerîfler, bütün İslâm âlemine yayıldı. Kendisine; “Bu kadar hadîs-i şerîfi ezberleme bahtiyârlığına nasıl kavuştun?” diye sorulduğunda; “Otuz sene kuru hasır üzerinde uyudum.” buyurdu.
İlim tahsili için rahatı terkederek sâde bir hayat yaşadı. Otuz üç sene ilim uğrunda seyâhat yaptı. Bu yolda fedâkârlıktan kaçınmadı. Her işini Allahü teâlânın rızâsı için yapar ve insanları Cehennem ateşinden kurtarmak için çalışırdı. Talebelerinden Ebû Abbâs Şirâzî, Taberânî’den üç yüz bin hadîs-i şerîf yazdığını, güvenilir, sağlam bir muhaddis olduğunu bildirmekte ve hocasının ne derece ilim sâhibi olduğunu vesîkalandırmaktadır.
Büyük hadis âlimlerinden olan Taberânî hazretleri, güvenilir, sağlam, hadîste huccet, yâni üç yüz binden fazla hadîs-i şerîfi senetleriyle birlikte ezbere bilen ünvânına sâhiptir. Onun ilmi ve rivâyet ettiği hadîs-i şerîfler, bütün İslâm âlemine yayıldı. Kendisine; “Bu kadar hadîs-i şerîfi ezberleme bahtiyârlığına nasıl kavuştun?” diye sorulduğunda; “Otuz sene kuru hasır üzerinde uyudum.” buyurdu.
İlim tahsili için rahatı terkederek sâde bir hayat yaşadı. Otuz üç sene ilim uğrunda seyâhat yaptı. Bu yolda fedâkârlıktan kaçınmadı. Her işini Allahü teâlânın rızâsı için yapar ve insanları Cehennem ateşinden kurtarmak için çalışırdı. Talebelerinden Ebû Abbâs Şirâzî, Taberânî ’den üç yüz bin hadîs-i şerîf yazdığını, güvenilir, sağlam bir muhaddis olduğunu bildirmekte ve hocasının ne derece ilim sâhibi olduğunu vesîkalandırmaktadır.
Yazmış olduğu başlıca eserleri;
Mu’cem-ül-Kebîr, Mu’cem-ül-Evsat ve Mu’cem-üs-Sagîr’dir.
Taberanî’nin naklettiği hadislerden bazı örnekler;
“Müslümanlar arasında sevgi ve dostluk, atadan evlâda miras kalır.”,
“Kişinin parmakla gösterilir olması, kötülük olarak ona yeter.”,
“Allah İslâm Dini için kolaylıktan hoşlanmış; güçlüğü ise çirkin görmüştür.”,
“Her takva sahibi, Muhammed’in (üzerine rahmet ve selâm olsun) ehl-i beytindendir.”,
“Kişi, hanımının ve çocuklarının rızkını karşılamak için çalışmaya çıkarsa, Allah yolundadır. Yaşlı anne ve babasının bakımını sağlamak için yola çıkarsa, Allah yolundadır. Nefsini harama karşı korumak niyetiyle çalışmaya çıkarsa, Allah yolundadır. Eğer insanlara gösteriş ve başkalarına öğünmek için yola çıkarsa, Allah yolunda değil, şeytanın yönlendirdiği yoldadır.”