Şaban Ayı - Ansiklopedik Bilgi

0 Üye ve 2 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı D®agon

  • Ezberletmez Öğretir
  • *******
  • Join Date: Mar 2008
  • Yer: Ankara
  • 11656
  • +524/-0
  • Cinsiyet: Bay
    • Arif Hocam
Şaban Ayı - Ansiklopedik Bilgi
« : 25 Şubat 2014, 11:50:37 »
Mübârek üç aylardan ikincisi.
Şaban Hicri takvime göre yılın sekizinci ayı.

Hicri Aylar:
1. Muharrem
2. Safer
3. Rebiülevvel
4. Rebiülahir
5. Cemaziyelevvel
6. Cemaziyelahir
7. Recep
8. Şaban
9. Ramazan
10. Şevval
11. Zilkade
12. Zilhicce

Müslümanlar arasında mübârek üç aylar olarak bilinen Receb, Şâban ve Ramazan ayları, İslâm dîninin kıymet verdiği aylardır. Allahü teâlâ kullarına çok acıdığı için bâzı gecelere, gün ve aylara kıymet vermiş, bu gece, gün ve aylardaki duâ, tövbe, namaz ve oruç gibi ibâdetleri kabul edeceğini bildirmiştir. Kullarının çok ibâdet yapması, duâ ve tövbe etmeleri için böyle gece, gün ve ayları sebep kılmıştır.

Şâban ayı içinde Berât gecesi vardır. Berât gecesi, Şâban ayının on beşinci gecesidir. Allahü teâlâ, ezelde, hiçbir şey yaratmadan önce, herşeyi takdir etti, diledi. Bunlardan bir yıl içinde olacak herşeyi, bu gece meleklere bildirir. Kur’ân-ı kerîm, Levhilmahfûza bu gece indi. Resûlullah sallAllahü aleyhi ve sellem bu gece, çok ibâdet ve duâ ederdi. (Bkz. Berât Gecesi)

Şâban, Ramazana hazırlık ayıdır.
Hadîs-i şerîfte; “Ayların en sevgilisi, Ramazana kavuşturan Şâban ayıdır” ve “Şâban ayına, şâban denmesi, onda Ramazan için büyük hayırların teş’üb etmesi (dağılması); Ramazan ayına ramazan denmesi, bu ayda günahların yanması sebebiyledir.” buyruldu.

Allahü teâlâ, Şâban ayını, Resûlullah sallAllahü aleyhi ve selleme mahsus bir ay kılmıştır. Şâban ayının üstünlüklerinden biri de budur. Peygamberimiz sallAllahü aleyhi ve sellem; “Şâban benim ayım; Receb, Allahü teâlânın ayı; Ramazan da benim ümmetimin ayıdır. Şâban günahlara keffâret ayı, Ramazan ise günahların temizleyici ayıdır.” buyurdu. Şâban; hayırların açıldığı, bereketlerin indiği, hatâların terk olunduğu, günahların örtüldüğü bir aydır.

Bu ayda Peygamber efendimize çok salevât-ı şerîfe getirilir.
Şâban ayı, Peygamberimize salevât ayıdır. Nitekim, Allahü teâlâ, Ahzab sûresi 56’ncı âyetinde meâlen; “Elbette ki, Allahü teâlâ ve melekleri, peygamberi üzerine salât ederler. Ey îmân edenler! Siz de O’na salât ve selâm okuyun.” buyuruyor. Salât, Allahü teâlâdan rahmet, meleklerden şefâat ve istiğfar, müminlerden duâ, senâ (övme)dir. (Bkz. Salevât)

Resûlullah efendimiz Şâban ayını oruç tutarak geçirirdi.
Nâfile oruçlarının en üstünü hangisidir? sorusuna cevap olarak: “Oruçların en üstünü, Ramazân-ı şerîfe tâzim ve hürmet için Şâban ayında tutulan oruçtur.” buyurdu. Hanımları hazret-i Âişe vâlidemiz tarafından, Şâban ayında devamlı oruçlu görülüp hikmeti sorulduğunda, buyurdu ki: “Yâ Âişe! Şâban öyle bir aydır ki, o senenin içinde ölecek kimsenin isimleri deftere yazılıp, melekülmevte (can alıcı meleğe) teslim olunur. Ben, ancak oruçlu bulunduğum halde ismimin deftere geçirilmesini arzu ederim.” buyurarak cevap verdiler.

Müslümanlar, Şâban ayını, gafletten uzak olarak, günahlardan temizlenme ve geçmişte işlemiş oldukları günahlara tövbe ve istiğfâr ederek, Ramazan ayını karşılamak için fırsat ve ganîmet bilirler. Bir ay evvelden başlayarak Ramazana hazırlık yaparlar. Bu ayın sâhibi olan Muhammed aleyhisselâm vâsıtasıyla Allahü teâlâya kavuşmaya çalışırlar. Şâban, Receb ile Ramazanı birleştiren köprü gibidir. Geçen günlerden ibret alınır, bugünkü gün ganîmet bilinir, yarın ise tehlikelidir.

Şâban ayının faziletini, üstünlüğünü bildiren diğer hadîs-i şerîflerde buyruldu ki:

Şâban, Receb ile Ramazan ayları arasındabir aydır. İnsanlar bundan gâfildir. Halbuki Şâban ayında kulların ameli Allahü teâlânın dergâhına çıkarılır. Ben Şâbanda oruçlu olduğum halde amelimin çıkarılmasını arzu ederim.

Receb ayının diğer aylara üstünlüğü, Kur’ân-ı kerîmin diğer kitaplara üstünlüğü gibidir. Şâbanın diğer aylardan üstünlüğü, benim diğer peygamberlerden üstünlüğüm gibidir. Ramazanın diğer aylarda üstünlüğü, Allahü teâlânın diğer insanlar üzerine üstünlüğü gibidir.

Şâbanın on beşinci gecesinde Allahü teâlânın kulları üzerine rahmeti zuhûr edip müminleri mağfiret eder, bağışlar. Kâfirlere ise mühlet verir. Kin ve hased sâhibi olanları bu sıfatlarını terk edinceye kadar kendi hâllerinde bırakır.