Galata Kulesi - Ansiklopedik Bilgi

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı D®agon

  • Ezberletmez Öğretir
  • *******
  • Join Date: Mar 2008
  • Yer: Ankara
  • 11656
  • +524/-0
  • Cinsiyet: Bay
    • Arif Hocam
Galata Kulesi - Ansiklopedik Bilgi
« : 08 Ocak 2014, 21:33:30 »
Alm. Galata-Turm (m), Fr. La tour Galata, İng. Galata Tower.

İstanbul’da, Galata semtinde bulunan târihî kule.

Kuleden İstanbul Boğazı, Haliç ve İstanbul, panoramik olarak izlenebilmektedir.
Kule hâlen 165 m yüksekliğinde olup, çanaklığına 195 basamakla çıkılır.



İlk Galata Kulesi Bizans İmparatoru Altıncı Kantakuzen zamânında, Anastase, Dikaros adlı bir mîmâr tarafından yapılmıştır. Kulenin inşâatının 1348 yılında başlayıp bir yılda tamamlandığı, 1444’te Cenevizliler tarafından yükseltildiği rivâyet edilmektedir. Kulenin o zamandan kalan bilgi ve resimlerinden anlaşıldığına göre üzerinde haç bulunan sivri bir külâhı vardı. Adı ise “Îsâ Kulesi” idi. Birçok tâmir ve düzenleme ile İstanbul’un fethine kadar ayakta durmuştur. Fetihten sonra Galata surlarının bir kısmı ile kulenin üstünden on arşının hakimiyet alâmeti olarak yıkıldığı rivâyet edilmişse de, güvenilir kaynaklar bunu doğrulamamaktadır. Yine, kulenin temelden Türk eseri olduğu yolundaki rivâyetlerin, Yıldırım Bâyezîd’in yaptırdığı Boğaz Kesen Hisarı ile karıştırılması sebebiyle olduğu zannedilmektedir. 

Evliyâ Çelebi, kulenin 118 mîmâr arşını yüksekliğinde bulunduğunu, üstünün kurşunla kaplı olduğunu, dürbünle bakılırsa kuleden Bursa imârethânelerinin görülebileceğini yazar ve şöyle der: “Kulenin içi on tabaka hâlinde zindandur ki şimdi Osmanlı gemi malzemelerine mahzen olmuştur.”

Yuvarlak bir plân üzerine yapılan ve bugün 56 m yüksekliğinde bulunan kule, eski devir burçlarında olduğu gibi, tahtalarla kaplanıp, üstü de ahşap usûlüyle örtülmüştü. Bundan dolayı yangınlarda bütün katlar külâhıyla birlikte yanardı. Yalnız taştan yapılmış içi, yenmiş arı kovanı gibi kalırdı. Muntazam kesme taşlarla yapılan kuleye, yer yer ilâve yapıldığı dikkatle bakılınca anlaşılmaktadır.

17. yüzyılın ilk yarısında IV. Murat döneminde Hezarfen Ahmet Çelebi, Okmeydanı'nda rüzgarları kollayıp uçuş talimleri yaptıktan sonra, tahtadan yaptırdığı kartal kanatlarını sırtına takarak 1638 yılında Galata Kulesi'nden Üsküdar-Doğancılar'a uçmuştur. Bu uçuş Avrupa'da ilgi ile karşılanmış, İngiltere'de bu uçuşu gösteren gravürler yapılmıştır.

156 yıl önceki resimlerde, kulenin sivri bir külâhı olduğu ve dört tarafında çıkıntılar bulunduğu görülmektedir. Kule, 1582’de rasathâne yapılmak üzere tâdil edilmiştir. 1794 (H.1208) yılı Zilhicce ayının 28. günü Cumartesi gecesi kule kapısının yakınındaki fırında başlayan yaygında kule tamâmen yanmıştı. 1795’te Üçüncü Selim tarafından tâmir ettirilen evler yeniden yanmış ve İkinci Mahmud zamânında tekrar tâmir ettirilmişti. Son olarak 1875’te tâmir edilen kule, bugünkü şeklini almıştır.

Galata Kulesinin çeşitli zamanlarda gördüğü vazifeler şunlardır:

1. Bizanslılar zamânında deniz malzemeleri deposu olarak kullanılmıştır.

2. Fetihten sonra gözetleme kulesi olarak kullanıldı. İstanbul başşehir olduktan sonra da “Növbet Kulesi” yapıldı. Burada 5 vakit “Çalıcı Mehter” tarafından “Osmanlı Növbeti” (İstiklâl Marşı) çalınırdı.

3. Kânûnî devrinde zindan hâline konuldu. Buraya 31 esir hapsedilirdi.

4. Başbakanlık Arşivinde bulunan vesikalara göre burası bir ara çalıcı mehter koğuşu hâline getirilmişti. Daha sonra yangınları ihbar etmek için kullanıldı.

5. Dördüncü Murad zamânında donanmaya âit malzeme deposu hâline getirildi.

6. Birinci Dünyâ Harbinden sonra, buraya deniz vâsıtalarına işâret vermek için bir askerî müfreze yerleştirildi.

Yakın târihe kadar husûsî bayraklarla yangın ihbar vazîfesi yapan kule, bugün turizm tesisi olarak kullanılmaktadır.