Tasavvufi sohbetler

0 Üye ve 3 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı yunushan

  • ****
  • Join Date: Eki 2008
  • Yer: İstanbul
  • 251
  • +23/-1
  • Cinsiyet: Bay
Tasavvufi sohbetler
« Yanıtla #60 : 23 Ekim 2008, 22:37:54 »
Şefaat Nedir?

„Şefâat iki nevidir. Biri, kişinin kendi amelinin iktizâsı; diğeri de, Resûlullah Efendimiz'in zâtına âid olan şefâattir. Bundan mahrum olmamak lâzım. Şefâat mahşerde, arasatta, sıratta olur. Bir de, cehennemden çıkıp cennete girmek, cennette derecâtın terfîi ve Cemâl-i İlâhî'ye nâil olmak için şefâat vardır."

Çevrimdışı yunushan

  • ****
  • Join Date: Eki 2008
  • Yer: İstanbul
  • 251
  • +23/-1
  • Cinsiyet: Bay
Tasavvufi sohbetler
« Yanıtla #61 : 23 Ekim 2008, 22:39:26 »
Şehâdetten Büyük Bayram Olur mu?

„Hazret-i Hüseyin (radıy'allâhu anh), Kûfe'ye hareket edeceği zaman rüyâsında kardeşi Hazret-i Hasan (r.a.)'ı gördü.

Hazret-i Hasan,

- Ey birâderim! Sen, Kûfeliler'in ecdâdımıza ne yaptıklarını bilmiyor musun? Sanki bayrama gidiyor gibi, en güzel elbiselerini giymişsin! deyince, Hazret-i Hüseyin,

- Ben şehit olmaya gidiyorum!.. Bundan büyük bayram olur mu? karşılığını vermiştir."

Çevrimdışı yunushan

  • ****
  • Join Date: Eki 2008
  • Yer: İstanbul
  • 251
  • +23/-1
  • Cinsiyet: Bay
Tasavvufi sohbetler
« Yanıtla #62 : 23 Ekim 2008, 22:47:24 »
Şehitlerin Temmenîleri

„Kıyâmet gününde şehitlere ne istedikleri sorulunca,

- Yâ Rabbi, biz şehit olurken o esnada senin Cemâl-i İlâhî'ni müşâhede ettik. Bizi tekrar dünyaya gönder de yeniden şehit olalım, Cemâl-i İlâhî'ni bir daha müşâhede edip gelelim, derler.
Çünkü şehâdet zamanında aldıkları lezzeti hiçbir yerde bulamazlar. O tadı unutamadıkları için [tekrar tekrar] dünyaya gelip hiç durmadan şehit olup gitmeyi isterler.

Şehitlik çok büyük bir mertebedir. Bittabiî bu, i'lâ-yi kelimetullah ve harb-i mânevî uğrunda şehit olan ehl-i îman içindir."

Çevrimdışı yunushan

  • ****
  • Join Date: Eki 2008
  • Yer: İstanbul
  • 251
  • +23/-1
  • Cinsiyet: Bay
Tasavvufi sohbetler
« Yanıtla #63 : 23 Ekim 2008, 22:48:07 »
Şerî'at-Tarîkat-Hakîkat

„Tarîkat ve hakîkat, şerî'atın sûreti ile hakikatı meyânında mütevassıttır. Sûret-i şerî'at, velâyet kemallerinin şecere-i tayyibesi, nübüvvetin kemâlâtı ise, o sûretin hakikatının semeresidir. Velâyetin bütün kemâlâtının en mühimleri, sûret-i şerî'atın neticeleridir. Nübüvvetin kemâlâtı da hakikat-ı şerî'atın semereleridir. Tarikat ve hakikat, şerî'atın mütememmimleridir...

Yine ma'lumları olsun ki, şerî'at, üç cüz'den mürekkebdir: bunlar da ilim, amel ve ihlâsdan ibarettir. Bu üç cüz'ün her biri tahakkuk etmedikçe, şerî'atın kemali tahakkuk eylemez. Ne zaman ki, şerî'at tahakkuk eder, rızây-ı Bârî hâsıl olur. Rızây-ı Mevlâ ise, bütün dünyevî ve uhrevî sa'âdetlere kefildir.

Tarikat ve hakikat, üçüncü cüz' olan ihlâsın tekmîlinde şerî'atın hâdimleridir. Anın içün "Tarîkat ve hakikat şerîâta hâdimlerdir" denilmiştir. Bunları tahsilden maksud, tekmîl-i şerî'at olup şerî'atın dışında hiç bir emir yoktur."

Çevrimdışı yunushan

  • ****
  • Join Date: Eki 2008
  • Yer: İstanbul
  • 251
  • +23/-1
  • Cinsiyet: Bay
Tasavvufi sohbetler
« Yanıtla #64 : 23 Ekim 2008, 22:48:58 »
Tefrika

„Vasiyetim olsun: Tefrikaya düşmeyiniz. Kavmiyet gütmeyiniz. Ehl-i Sünnet'in gayri olan yanlış yollara sapmayınız."