Tasavvufi sohbetler

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı yunushan

  • ****
  • Join Date: Eki 2008
  • Yer: İstanbul
  • 251
  • +23/-1
  • Cinsiyet: Bay
Tasavvufi sohbetler
« Yanıtla #40 : 23 Ekim 2008, 22:19:46 »
 
  Kurbanlar da Şehittir

„Kurbanlık hayvanlar da şehittir. Çünkü onlar, Allah-ü Teâlâ'nın emrine boyun eğerek kesilirler.

Hayvan kesileceğini bilir; Mevlâ ona ilham eyler. Onun için kesmeden önce onu hırpalamamalı; bilhassa kesileceği yere götürürken onu sürüklememelidir. Çünkü bu eziyettir. Ona eziyet ise haramdır.

Hayvanı keserken, canı çabuk çıksın diye iliklerini dahi kesmek doğru olmaz. O hayvan bizim için canını fedâ ediyor. Ne mutlu ona!.. Keşke onun yerinde biz olsaydık. Yani onun gibi Allah yolunda biz de can verseydik..."
 

Çevrimdışı yunushan

  • ****
  • Join Date: Eki 2008
  • Yer: İstanbul
  • 251
  • +23/-1
  • Cinsiyet: Bay
Tasavvufi sohbetler
« Yanıtla #41 : 23 Ekim 2008, 22:20:28 »
Lafza-i Celâl İsm-i A'zam'dır

„Esmâ-i İlâhiye'nin içinde Lafza-i Celâl'in rütbesi başkadır. Çünkü müsemmâsı, zât-ı ehadiyet-i mücerrede-i ilâhiyedir. Diğer esmâ ise, ef'âl ve sıfât-ı ilâhiyenin isimleridir.

Bu İsm-i Celâl, aynı zamanda bütün esmâyı câmi' olan bir İsm-i A'zam'dır. Yani lafzatullah, zât-ı ilâhî ile İsm-i A'zam, "el-Hayyü'l-Kayyûm" da sıfat ile İsm-i A'zam'dır.

"Allah" ism-i celâlinde, diğer esmâ-i ilâhiyede olmayan bir takım hâssalar vardır. Bir defa hiçbir lisanda tercümesi yoktur. Eğer bir çocuğa isim olarak verilse, o çocuk yaşayamaz. Harflerinin müfredâtını teker teker alsak, yine sırr-ı ehadiyet-i mücerredeyi ifade eder. Meselâ;
"Allah, Lillah, Lehû, Hû" gibi. Burada "vav" zâidedir. Aslı "Hu"dur. Eğer "Hû" da alınsa, o zaman yaşayabilmek için aldığımız "hava"yı dışarı verirken "Hû" diye yine onu isbat ederiz.

Hazret-i Mevlâ'nın tasarrufunu, eşyanın üzerinden bir an uzak tutmak kabil değildir.

"İllâ Hû", ismiyyeti ifade eder; çünkü "Hû", ilm-i nahve göre zamir, ilm-i tasavvufa göre isimdir. Hiçbir isim yoktur ki âhiri "vav", mâkabli mazmum olsun. Ancak "Hû" ism-i şerifi müstesnâdır. O da Hazret-i Mevlâ'ya mahsus bir isimdir.

Bugüne kadar Hazret-i Mevlâ'nın 99 esmâsından, 1001 esmâsından bahsedenler olmuştur. Lâkin, âlem-i semâda 4000 esmâsı daha vardır ki, bundan bahsedip konuşan olmamıştır. Cenâb-ı Hakk kıyâmet gününde, küre-i arzı bu 4000 esmâ-i ilâhiyesi kadar genişleterek, bütün insanları orada cem' edecektir.

"el-Hayyu'l-Kayyûm": On sekiz bin âlemi yok iken îcâd edip hayat veren demektir. Yalnız hayat kâfi değildir; onu tutup muhâfaza etmek îcap eder. Hazret-i Mevlâ, "Kayyûm" ism-i şerifiyle tutmaktadır. Îsâ aleyhisselam mevtâyı ihyâ için, "Yâ Hayyu yâ Kayyûm" diye duâ ederdi. Tecrübesi kolaydır. Batmak üzere olan bir gemide, insanlar hep birden "Yâ Hayyu yâ Kayyûm" diye feryat etseler gemi batmaz, batamaz."

Çevrimdışı yunushan

  • ****
  • Join Date: Eki 2008
  • Yer: İstanbul
  • 251
  • +23/-1
  • Cinsiyet: Bay
Tasavvufi sohbetler
« Yanıtla #42 : 23 Ekim 2008, 22:21:03 »
Mahşer Halkı Gıpta Eder

„Evlatlarım, sizler ne büyük bir mükafata nail olacaksınız, bir bilseniz... Yarın kıyamet gününde bizler geçerken mahşer halkı gıpta ile Rasulullah Efendimiz'e sorarlar: "Ya RasulAllah, bunlar enbiya mıdır?" Cevap: "Hayır." - "Bunlar evliya mıdır?".

Cevap: "Hayır." - "Öyleyse kimdir bunlar?" Rasulullah Efendimiz: "Bunlar ahir zamanda sönmek üzere olan din-i celil-i islam'ı ümmet-i Muhammed'in evladına aşılayan mücahidlerdir." buyururlar."

Çevrimdışı yunushan

  • ****
  • Join Date: Eki 2008
  • Yer: İstanbul
  • 251
  • +23/-1
  • Cinsiyet: Bay
Tasavvufi sohbetler
« Yanıtla #43 : 23 Ekim 2008, 22:22:08 »
 
  Mehdi

„Hz. Mehdî (aleyhirrıdvân) hakkında vâki hadîs-i şeriflerde, Fahr-i Âlem (sall'allâhu aleyhi ve sellem) Efendimiz'den sırran haber sâdır olmuştur; ancak, anahtarı kimde ise o açar ve işin hakikatini o anlar, başkası anlayamaz. Herkes anlasa sır zâhir olur. Usûle muhâlif gelir.

Yani zamanın sâhibi, Resûlullah'ın vârisi perdeyi kime açarsa, ancak o anlar. Nüzûl-i Îsâ aleyhisselâm'daki sır da böyle. Allah dostlarının rütbesindeki büyüklükleri nisbetinde halleri ve sırları kapalıdır."

· „Mehdî bizim usûlumuz üzere gelecek, şimdi o devirdeyiz."

 

Çevrimdışı yunushan

  • ****
  • Join Date: Eki 2008
  • Yer: İstanbul
  • 251
  • +23/-1
  • Cinsiyet: Bay
Tasavvufi sohbetler
« Yanıtla #44 : 23 Ekim 2008, 22:23:12 »
Mu'cize-i Haberiye

«Hakikaten biz sana kevseri verdik.» (Sûre-i Kevser, 1)

„Bu sûre-i celile, bir mu'cize-i haberiyedir. Çünkü Mekke-i Mükerreme'de nâzil olmuştur.

O zaman Resûlullah Efendimiz'in etrafında toplanan Müslümanlar'ın sayısı, 40 kişiden ibâret idi.

Daha ne ilim çokluğu, ne ümmetin çokluğu, ne de feyzin çokluğu vardı. Hiçbiri mevcut olmadığı halde Cenâb-ı Hakk'ın, "Verdik" buyurmasının sebebi, tahakkuk-ı vukûuna binâen (mutlaka olacağı için)dir."