Bir insanı tanımak istiyorsanız eşyalarla ilişkisine bakın

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Arif Arslaner

  • *****
  • Join Date: Eyl 2008
  • Yer: A'raf şehri
  • 4502
  • +1462/-0
  • Cinsiyet: Bay
  • Sen, Seni Sevdiğinle Bil Ey Can! "O" Seninledir.
    • Uyanan Gençlik
Eşyalara karşı olan bu tutumunuz sizin zihin yapınızı gösterir. Öyleyse kaldırın koltukların ve zihninizin üzerindeki örtüleri. Sadeleşerek ve anın içindeki çözümleri görerek yolunuza devam edin.
 
Bir insanın eşyalarla ilişkilerine bakarak o insan hakkında çok şey fark edebilirsiniz.

Evinde çok fazla eşyası olan biri, uzun süre zemin değiştirememiş, olduğu zemindeki farkındalığı onun bir üst zemine geçmesi için yeterli olamamış demektir. Ya da bir diğer bakış açısıyla bu zemindeki konfor alanı o kadar büyüktür ki, terk etmekte zorlanıyordur.

İşleri anda pratik bir şekilde çözmek yerine senaryo senaryo aklına uygun bir şekilde her ihtiyacı için bir eşya biriktirmiştir. Bu kişileri nasıl mı fark edeceksiniz?

Evlerindeki çok eşyalardan fark edebilir, ucuzlukta ya lazım olursa diye satın alırken görebilir ya da sürekli evdeki dolapların yetersiz oluşundan şikayet ederken duyabilirsiniz.

Geçmişe tutunanları, yeniyi seçemeyenleri tatile giderken de hemen tanırsınız. En fazla eşyayı onlar almıştır. Ya bavulları ağır geldiği için check-in'de fazla para ödüyorlardır ya da kan ter içinde bavullarını taşıyorlardır.

Bunlara isterseniz tutucular, inatçılar, geçmiş odaklı düşünenler diyelim. Onların kimlikleri şikayet ederek konuşur. Ya da ender de olsa geçmiş güzel bir anısını anlatırken duyabilirsiniz.

Ağır hareket ederler, aceleleri yoktur. Hareket etmeden önce sık sık eşyalarını kontrol ederler. Bedenlerindeki fazla kilolardan da onları tanıyabilirsiniz. Kilo vermek için acele etmezler. Aktif spor yerine kısa yürüyüşlerle bedenlerini hareket ettirirler. Nefesleri sığdır. Nefes darlığı çekerler. Bol bol sigara içerler. Yaşamlarındaki fırsatları görmez, daha çok tehditleri algılarlar.

Bir de bunun tam tersini düşünelim isterseniz. Eşyalarına sahip çıkamayanları... Sürekli eşyasını kaybedenler, anahtarını evde unutanlar, ya da eşyalarını dağınık olarak farklı mekanlarda tutanlardan bahsedelim.

Bu kişiler bölünmüşlük yaşarlar. Birkaç işe başlayıp başlayıp yarım bırakmışlardır. Kimliklerinin hiçbirinde ustalaşamamış, yaşamlarını emek vermeden herhangi bir konuda çaba göstermeden sonuca ulaşmak isteyerek geçirmişlerdir.

Onları da hemen tanırsınız. Genel halleri stresli ve kızgındır. Etraflarında fazla durmayın, suçlayacak birini ararlar, aman o kişi siz olmayın!

Titizlere değinmeden bu konuyu bitirmeyeceğim. Onların farkındalıkları çok geniştir. Eşyaların bütün düzenlerinin farkındadırlar. Ne kadar titizlerse o kadar kontrolcüdürler. Zihinleri her ihtimali düşünüp ona göre senaryo yazar. Stratejik düşünme konusunda ustadırlar.

Zeminlerinde bir parça düzensizlik başlarsa, kurmuş oldukları düzen bozulursa hareket edemezler. Çok konuşurlar ve sözleriyle manipüle ederler. En büyük istekleri onların senaryolarına herkesin inanması ve yaşatmasıdır. Eşyalara baktıkları göz farklı, verdikleri değer farklıdır.

Bu örnekleri çoğaltabilirim. Tanıdık geldi, değil mi? Aslında bu örneklerin hepsinden birer parça bizde de var. Zeminden zemine geçerken bu karanlıklardan hepimiz bir şekilde geçtik veya hala geçiyoruz. Öyleyse bize düşen eşyalarımızın farkına varmak ve onların bize hatırlatmak istediklerini duymaktır.

Eşyalarda tekamül yolculukları olduğunu biliyor muydunuz? O sebeple, ihtiyacınız olmayan eşyaları verin. Verin ki sizin enerjinizi çekmesin. Verin ki onlarında tekamül yolları tıkanmasın.

Evrende her şey enerji, kullanmadığınız her eşya sizin enerjinizi tüketir. Enerjinizi boşa tüketmek yerine yaratmak için kullanın. Koltukları yıllarca üzeri kapalı kullanmak, misafir gelecek diye salona girmeyip oturma odasında oturmak, hep bizim kültürümüzde olan şeylerdir.

Eşyalara karşı olan bu tutumunuz sizin zihin yapınızı gösterir. Öyleyse kaldırın koltukların ve zihninizin üzerindeki örtüleri. Sadeleşerek ve anın içindeki çözümleri görerek yolunuza devam edin.

Sevgiyle yazdım.

Saba Deniz
Yaşam ve Nefes Koçu