- M -
Maada
?başka
Maarif
Tahsil ile elde edilen ilim, malûmat, bilgi. meharet. üstadlık. hüner.
Madde-i sabıka
Yukardaki hükümler; geçen hükümler; daha önce anılan maddeler
Maddi edim
Borçlunun malvarlığı ile ifa edeceği edim türü
Maddi mal
Taşınır ve taşınmaz mallar gibi fiziksel varlığı olan, gözle görülüp elle tutulabilen mal.
Madrûb
Dövülmüş; darbolunmuş; vurulmuş
Ma'dûd
Sayılı;
Madun
Alt aşamada bulunan, birinin buyruğu altında görevli,Ast.
Mafevk
Üst
Mağdur
Haksızlığa uğramış
Mağsûb
Gasbedilmiş; zorla alınmış mahal yer
Mahalli hukuk
Yöresel dar hukuk.
Mahalli idareler
Köy, kasaba ve şehir adı verilen belli yerleşim alanlarındaki mahalli ihtiyaçları gidermek üzere çeşitli kamu hizmetlerini yürütmekte olan kuruluşlardır
Mahcur
Vesayet altına alınmış kişi; kısıtlı
Mahcuz
Haczedilen; hacizli; üzerine haciz konulmuş
Mahdut
Sınırlanmış; tahdit edilmiş
Mahfuz
Saklı; gizli
Mahir
Becerikli - İşinin Ehli.
Mahiyet
Nitelik; bir şeyin aslı, esası, içyüzü
Mahkumunbih
Hüküm konusu
Mahlûl
Hallolunmuş; çözülmüş; mirasçısı bulunmayan ve hükümete kalan
Mahluliyet kararı
Mirasçısı olmadığı için mal varlığının Devlete kaldığına dair mahkeme kararı.
Mahpus
İradesi dışında, bir mekanda tutulan, hapsedilen
Mahrukat
Yakacak,yakıt.
Mahrum
Yoksun; dilediğini, istediğini elde edemeyen
Mahsulât
Mahsuller; ürünler
Mahsup
Hesap edilmiş; hesaba dahil edilmiş
Mahsus
Özgü; özel; müstakil; özel olarak
Mahzar
Erişen, ulaşan.
Makable Şamil
Geçmişe uygulanan, geçmişe şâmil olan.
Makable şâmil
Geçmişe dokunan; geçmişe etkili olan; geçmişteki olayları da etkileyen
Makable teşmil
Bir hükmün etkisinin geriye yürütülmesi
Makaddim
Takdim eden dilediğini öne alan ve ileri geçiren,her şeyi yerli yerine koyan demektir.
Makrûn
Yakınlaştırılmış; yaklaştırılmış; yakın; ulaşmış
Maksûr
Kasrolunmuş; kısıtlanmış; kısıtlı
MAKSUT
KAST EDİLEN- İSTENİLEN GÜDÜLEN AMAÇLANAN.
Maktu
Götürü; belirli; miktarda; değeri biçilmiş; pazarlıksız
Maktul
Kasten öldürülen kişi.
Makul
Akla Uygun- Mantıklı- Ölçülü.
Makule
Çeşit; tür; soy
Mal
Hakikî veya hükmî bi kimsenin mülkiyeti altında bulunan, taşınır veya taşınmaz varlıkların bütünü (Varlık, servet, para, ticaret eşyası gibi.)
Mal birliği
Eşlerin, (evlilik sözleşmesinde birliğe dahil olmayacaklarını belirttiği mallar istisna olmak üzere) evlenme zamanında her birinin malik olduğu ve evliliğin devamı süresince mülk edindiği bütün malların dahil olduğu birlik üzerinde kocanın (karının şahsi
Mal Ortaklığı
Eşlerin, ortaklığa girecek mal ve gelirleri sınırlandırmamış olduğu ve bunlar üzerindeki mülkiyet hakkını ortaklaşa kullanarak hiçbir payında bağımsızca tasarruf edemediği mal rejimi.
Malik
Mülkiyet hakkı sahibi; bir şeye sahip olan kişi.
Mamelek
Malvarlığı
Mansub
Atanmış; nasbolunmuş
Marifetiyle
Yoluyla;aracılığıyla
MARUF
BİLİNEN, TANINAN
Maruz
Arzolunmuş; bir şeyin karşısında etki altında bulunan
Masarif
Masraflar; giderler
Masarifi muhakeme
Muhakeme masrafları
Maslahat
Emir; buyruk; madde; husus; dirlik düzenlik; iş
Masrûf
Sarfedilmiş; harcanmış
Matbu
Basılı; basılmış
Matlab
Talep olunan; istenen şey
Matlubat
Alacaklar; istenen şey
Matrah
Bir verginin miktarını belirtmek için esas alınan değer.
Matuf
Yöneltilmiş; yönelik
Mazarrat
Zarar; zararlar; zarar verici; zarar verme
Mazbata
Tutanak
Mazbut vakıf
Yönetimi devlet tarafından ele alınmış vakıf
Mazhar
Erişen; bir şeyden yararlanma; ulaşma
Mazireti sahiha
Gerçek engel
Mazmûn
Ödenmesi gereken şey
Maznun
Zanlı; sanık
Meail
Sorunlar
Mebaliğ
Meblağlar; tutarlar; ganimetler; paralar
Mebânî
Binalar; yapılar
Mebde
Evvel;başlangıç; prensip; ilk unsur
Mebi
Satılan şey
Meblâğ
Para tutarı; akçe
Mebnî
Buna dayanan; ....den dolayı; ......den ötürü; bu sebeple; bu yüzden; üzerinde kurulu
Mecâri
Su yolları; akıntı yerleri; su yatakları; mecralar
Meccanî
Parasız; bedava
Meçhul
Bilinmeyen; tanınmayan
Mecmu
Toplam, yığılmış, bir araya getirilmiş.
Mecmuu
Tümü; tamamı; hepsi
Mecra
Bir işin gidiş, oluş yolu; akarsu yatağı; su yolu
Mecruhiyet
Yaralama
Me'cur
Kiraya verilen şey; kiralanan
meczum
anlaşılan
Meçzum
Anlaşılan
Medar
Dayanak; yardım; elverişli
Medarı tatbik
Uygulanabilir
Medih
Övgü- Övme
Medlûl
Delillendirilmiş; delil getirilmiş şey; bir kelimeden veya işaretten anlaşılan
Mefhumu muhalif
Karşıt kavram
Mefruğunbih
Devir konusu şey
Mefruğunleh
Kendisine bir şey ya da hak devrolunan kimse
Mefruşat
Döşeme; ev eşyası.
Mefsuh
Feshedilmiş
Mehaz
Bir eser yazılırken başvurulan kaynak, su akacak yer, su mecrası
Mehil
Süre; önel
Melhuz
Muhtemel; gerekebilecek; umulur; beklenir
Memalik
Ülke
Memnu
Menedilmiş; yasaklanmış; yasak
Memur
Kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevleri yapmak üzere atanmış olan kişilerdir.
Men
Yasak etme; bırakmama; durdurma; esirgeme; vermeme; önleme
Men etmek
Engellemek; yasaklamak
Menâfi
Menfaatler; yararlar; çıkarlar
Menafil
Yararlar
Menba'
Kaynaklar; çıkış yeri
Menfaati amme
Kamu yararı
Menfî
Olumsuz
Menfi edim
Borçlunun bir şeyi yapmamak şeklinde icra edeceği edim türü.
Menfi Zarar
Olumsuz zaradır.
Menfii Tesbit
Borçlu olmadığının tespiti
Men'i muaraza davası
Bir mal üzerinde;başka bir kimse tarafından ileri sürülen hak veya yapıların el atmanın önlenmesi isteğiyle açılan dava
Menkul
Taşınır; taşınır mal
Menkuz
Bozulan
Menşe
Kaynak; kök; başlangıç
Mera
Bir veya birkaç köy veya beldeye ayrı ayrı veya ortak olarak,hayvanları otlatmaları ve otundan yararlanmaları için tahsis edilen veya öteden beri bu amaçla kullanılagelen arazi
Merbut
Bağlı
Merhun
Rehnedilen mal
Mer'i
Yürürlükte; geçerli
Meriyet
Yürürlük
Mersule
Gönderilen
Mesağ
Izin; ruhsat; cevaz
Mesaha
Ölçme; ölçümleme
Mesail
Meseleler
Mesâkin
Meskenler; oturulacak yerler
Meşfu
Şuf'a (önalım) hakkının ilişkin olduğu mal
Meşhûd
Görülen
Meşhudat
Şahitlik
Meskûn
Içinde insan oturan; oturulan; yerleşilmiş
Mesmu
Dinlenen; dinlenebilir; karar için incelenebilir
Mesned
Isnad edilen şey; dayanılan şey; dayanak; rütbe
Meşru müdafaa
Uğranılan bir saldırı karşısında kişinin kendisini korumak için başvurduğu yol.
Meşruhat
Açıklamalar verilmiş, şerhler konulmuş, tafsilât.
meşruiyet
Hukuka uygunluk.
Meşrut
Şart koşulmuş; şartlı; şarta bağlı
Meşruta tevliyet davası
Vakfeden kişinin mütevelliği kime şart kıldığı yolundaki uyuşmazlıkla ilgili dava
Mesul
Sorumlu
Metruk
Terk Edilmiş.
Metrukiyet
Yürürlükte bulunan kanunun uygulanmaması durumu.
Mevaşi
Koyun,keçi,öküz,inek gibi hayvanlar; geviş getiren hayvanlar; hayvan
Mevdaddı mahsusa
Özel hükümler
Mevhûm
Varsayılan; var olarak kabul edilen; kuruntuya dayanan
Mevkuf
Vakfedilen şey
Mevkufiyet
Tutukluluk durumu, Alıkonulma durumu.
Mevkufiyet
Tutukluluk durumu, Alıkonulma durumu.
Mevkute
Belirli aralıklarla çıkan (periyodik) yayın
Mevrid
Varacak yer
Mevsukiyet
Sağlamlık
Mezkur
Bahsi geçen, Zikredilen Serdar Sinan GÖRAL
Mezrûât
Ekilip biçilmiş tohumlar; ekinler
Mezun
Izinli; yetkili; bir okulu (kursu) bitiren kişi
Mezuniyet
Izin; yetki; bir okulu (kursu) bitirip diploma alma
Mikâp
Bir şeyin küp olarak değeri (örneğin; metremikâp
Milk
Kudret; tasarruf; mülk
Minval
Şekil
Miras
Ölen bir yakınından kalan mal mülk, para veya servet.
Miras Şirketi
Mirasın açılmasından, bölüştürülmesine kadar, mirasa dahil olan mal, hak ve borçların oluşturduğu topluluk.
Misillû
Benzer; örnek gibi
Muaccel
Ivedi; peşin; vadesi (eceli) gelmiş; ödenmesi gereken hale gelmiş.
Muacceliyet
Borcun vadesinin gelmiş olması
Muaddel
Değişik
Muaddün-li-l-istiglâl
Kiraya verilmek üzere yapılmış şey; kiralık eşya
Muadil
Denk; eşit
Muafiyet
Affedilmiş olma; bağışıklık; yükümlülük dışında tutulmuş
Muâhede
Antlaşma; karşılıklı ant içme
Muahhar
Sonraya bırakılmış; tehir edilmiş; sonraki
Muallak
Havada boşta duran; sürüncemede kalmış
Muamelat
Muameleler; işlemler
Muaraza
Çekişme; sataşma; birbirine karşı gelme; bir hak talebi; kavga
MUASSIR
Aynı yüzyıl içinde olan.
Muavin
Yardımcı
Muayyen
Belirli; belli; saptanmış
Muayyen mâ-adâ
Başka; dışında
Mübâdele
Bir şeyin başka bir şeyle değiştirilmesi; değiştirme; değiş-tokuş; değişim
Mübaseret
Bir işe başlama, Girişme
Mübaşir
Yargıç tarafından verilen emir ve tedvirleri tatbik ile vazifeli adliye memurudur.
Mubayaa
Satın alma
Mübayaa
Satın alma
Mübayenet
Zıtlık, iki şey arasındaki zıddiyet, aykırılık.
Mübâyenet
Birbirine zıt olan şeyler, kaideler, iddialar, hükümler arasındaki görünüş
Mübâyin
Zıt; aykırı; ters
Mübeyyin
Gösterir
Mücâvir
Komşu olan; yanında bulunan
Mücbir
Zorlayıcı; zorlayan
Mücerred
Soyut; genel
Mucibince
Gereğince; uyarınca
Mucip
Gerektiren; gerektirici; icapcı; öneri sahibi
Mucip sebepler
Gerektirici sebepler; gerekçe
Mücmel
Kısa ve öz olarak anlatılmış; açıklanmadıkça ne anlama geldiği anlaşılamayan ibare
Müctemian
Topluca; toplu olarak
Müdafi
Savunucu; savunan
Müdahalenin men'i
Taşınır veya taşınmaz bir mala karşı yapılan maddi elatma veya sataşmanın, ayni hakka dayanılarak önlenmesi.
Müdahil
Davaya müdahale eden
Müddea
Davacının dava ettiği şey; dava konusu
Müddeaaleyh
Davalı; hakkında dava açılan kişi
Müddeabih
Dava konusu
Müddei
Davacı; iddia eden kişi
Müddei aleyh
Davalı; hakkında dava açılan kişi
Müddei umumi
Savcı
müdde-i umumi
Cumhuriyet Savcısı,iddiacı
Müddeiumumiye
Cumhuriyet savcısı.
Müdrik
İdrak eden.
Müebbet
Sonsuz; süresiz
Müeccel
Vadeli; vadeye bağlanmış; zamanı henüz gelmemiş
Müeddî
Tediye eden; eda eden; doğuran
Müennes
Dişi, Dişilikle ilgili olan
Müesses
Kurulmuş; kurulu; tesis edilmiş
Müessir
Tesir eden; etkili; tesirli
Müeyyid
Teyid eden; doğrulayan; kuvvetlendiren
Müeyyide
Yaptırım; destek; hukuk kurallarının uygulanmasını sağlamak ve zorlamak için yasalara konulan hükümler; bir kuralın emir ve yasaklarına uyulmadığı zaman karşılaşılacak olan tepkidir.
Müflis
Iflas eden kişi; mahkemelerce iflasına karar verilen kimsedir
Mugayir
Aykırı; zıt; ters
Muhakeme
Yargılama
Muhammen
Tahmin edilen
Muharrer
Yazılı; yazılmış
Muhassas
Tahsis olunmuş; tayin edilmiş; özgü
Muhatara
Riziko; zarara uğrama tehlikesi; tehlike; zarar ve ziyan
Muhayyerlik
Bir sözleşme ile,belirlenen edimin yerine bir başkasını geçirmek yetkisi; seçimlik hak
Muhdesat
Sonradan yapılmış; sonradan meydana gelmiş şeyler; yeni şeyler
Muhik
Haklı; geçerli; uygun; gerekli
Muhkem kaziye
Kesin hüküm
Muhtar
Özerk; bağımsız; köyde devlet işlerini gören köyün başı
Muhtelif
Çeşitli; değişik; farklı
Muhtevî
İçeren, barındıran.
Muhtıra
Uyarı
Mühür
Bazı kişi ve kurumların, yaptıkları işlemi veya koruma altına aldıkları eşyayı belgelendirmek için kullandıkları kazılı damga vb. araç.
Mukabeleihilmisil
Karşılıklılık esası
Mukabil
Karşılık; karşı
Mukabil dava
Mukabil dava.
Mukaddem
Önce; önce gelen; daha öncede bulunan
Mukadderat
Kader; yazgı; ölçülebilen,sayılabilen şeyler
Mukarrer
Kararlaştırılmış
Mukarrerat
Kararlar; kararlaştırılan şeyler
Mukataa
Arazinin belli bir ücret karşılığında kiraya verilmesi; bağ,bahçe,arsa durumuna getirilen ekim toprağı için verilen vergi
Mukavele
Sözleşme; akit; bağıt
Mukayyet
Kayıtlı; sınırlı; kaydolunmuş; deftere geçirilmiş
Mükellef
Yükümlü; ödevli; görevli
Mükellefiyet
Yükümlülük; bir kimseye veya bir şeye yükletilen yüküm; görev
Mükerrer
Tekrarlanmış, yenilenmiş
Mükerrir
Tekerrür.
Mukriz
Ikraz eden; borç veren; ödünç veren
Muktazi
Gerekli
Müktesep
Kazanılmış kazanılmış hak
Müktesip
Iktisap eden; kazanan; edinen
Mülâhaza
Düşünce; görüş
Mülâhazât
Düşünceler
Mülatefe
Birbirine latife etmek. Şakalaşmak. İltifat etmek.
mülga
Kaldırılmış, ilgâ edilmiş.
Mülhak evkaf(vakıf)
Vakıf yöneticileri(mütevelliler) tarafından yönetilen ve Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından denetlenen vakıflar
Mülki
Ülke ile ilgili; ülke yönetimine ilişkin
Mülkiyet hakkı
Kişiye, kanunların öngördüğü sınırlar içinde, sahibi olduğu maldan ve malın hukuki ve doğal ürünlerinden yararlanma ve o mal üzerinde tasarruf etme yetkisi veren egemenlik hakkı.
Mültezem
Gerekli görülen; kayırılan
Mülzem
Bağlı
Mümas
Temas eden. Değinen Metin DİKEÇ
Mümâselet
Benzeme; benzeyiş; andırma
Mümasil
Örnek; misâl; benzeyen; andıran
Mümellek-ün-leh
Kendisine bir şey temlik olunan kimse
Mümellik
Temlik eden; mülk olarak veren kişi
Mümessil
Temsil eden; temsilci
Mümeyyiz
Sezgin; temyiz eden; iyiyi kötüden ayırma yeteneğine (temyiz gücüne) sahip kimse.
Mümtâz
Üstün; ayrıcalıklı; imtiyazlı
Mümteni
Çekinen; imtina eden; olamaz;
Münakale
Bir taşınmazla ilgili yeni kayıtla eski kayıt arasında bağlantı kurma. (tedavül)
Münakaşa
Artırma ve eksiltme.
Mün'akit olmak
Bir sözleşmenin kurulması; akdin oluşması; üzerinde anlaşma yapılmak
Münasip
Uygun
Münâzaa
Uyuşmazlık; çekişme; anlaşmazlık
Münaziünfih
Niza konusu; uyuşmazlık konusu olan şey; dava konusu
Münbais
Doğan; ileri gelen
Müncer
Sonuçlanan; şu veya bu sonuca varan
Mündemic
Içinde bulunan; (içinde)yatan
Mündemiç
Bir şeyin içinde var olan, bulunan, saklı olan.
Münderecat
Içerik; kapsam; içindekiler
Münferiden
Tek tek; ayrı ayrı; tek başına
Münfesih
Infisah etmiş; bozulmuş; dağılmış
Münhal
Boş, görevlisi bulunmayan.
Münhasır
..ye özgü; ..ye ayrılmış; ..ye mahsus; sınırlanmış; ayrılmış
Münkasem
Bölünmüş
Munkati
Kesilmiş; ara verilmiş
Münkati
Kesilen; kesilmiş; kesik; aralıklı
Munkazi
Bitmek
Münkir
Inkar eden
Münselip
Kaybetme, keybeden
Munsifane
Insaflı ölçüde
Muntafî
Sönme; ortadan kalkma
Müntakil
Intikal eden; geçen
Muntazır
Bekleyen; gözetleyen
müntehap
şeçilen,seçilmiş bulunan
Müntehî
Nihayet bulan; sona eren; son; en son; bir şeyi tamamlayan
Müntehir
İntihar eden. Özkıyımda bulunan
Murabaha
Kanunun belirlediğinden fazla faiz alınması; tefecilik
Mürâdif
Eş anlam; aynı anlam
Mürafaa
Sözlü duruşma; genellikle Yargıtay'da veya İdare Mahkeme?lerinde yapılan duruşmaya verilen ad
Murakabe
Denetleme; kontrol; gözetme
Murakıp
Denetçi
Müraselât
Gönderilen şeyler; mektuplar; yazışmalar
Mürettep
Tertip edilmiş; düzenlenmiş
Muris
Kazandıran; veren; miras bırakan, ölümüyle, hakkında miras hukuku hükümlerinin uygulandığı kişi; miras bırakan.
Murtabit
Bağlantılı
Mürtebit
Bağlantılı; ilişkili; ilgili
Mürtefi
Kaldırma kaldırılmış
Mürtehin
Rehin alacaklısı; ipotek hakkına sahip
Mürur hakkı
Geçit hakkı
Müruru zaman
Zaman aşımı; bir davanın açılması veya hükmün yerine getirilmesi için kanunen belirli zamanın geçmesi
Müşâ'
Ortaklar arasında beraberce kullanıldığı halde paylara ayrılmamış şey; ortak mal
Müsaade
Izin; yardım; uygun olma; serbestlik
Müşâbehet
Benzeyiş; benzeme
Müşâbih
Benzeyiş; benzeme
Musaddak
Tasdikli; onaylı
Müsadere
Zoralım; bir kimsenin taşınır veya taşınmaz bir malının, kendi isteği olmaksızın devlet tarafından elinden alınması
Musakka
Sulu tarla;suyu bulunan taşınmaz.
Musakkaf
Üstü tavanla örtülmüş; tavanı,damı olan;
Müsakkaf
Üzeri dam ile örtülü bina
Musakkafat
Gelir getiren kapalı (damlı) binalar
Musaleh
Mirasçı
Müsamaha
Hoş görme; göz yumma; tolerans tanıma
Müşârün-ileyh
Adı geçen; anılan; ilim ve resmi mevkii yüksek olan kimse
Müsâvât
Eşitlik
Müsavi
Eşit; eş düzeyde; aynı seviyede
Müseccel
Tescilli; yazılmış; kayıtlı; damgalanmış
Müşkilât
Zorluk; güçlük
Müspet edim
Borçlunun, belli bir şeyi yapmak ya da vermek şeklinde olumlu bir davranış biçimi ile yerine getireceği edim türü
Müstacel
Ivedi; tez; hemen yapılması gerekli
Müstacelen
Ivedi olarak; acele olarak
Müstaceliyet
Ivedilik; acil olma hali
Müstagallât-ı mevkufe
Hayır kurumlarına gerekli geliri sağlamak üzere vakfedilmiş mallar
Müstahsil
Üretimle uğraşan kimse, yetiştirici
Müstehak
Hak eden
Müstehik
Istihkak sahibi; hak kazanmış; haketmiş; layık
müşteki
Şikayette bulunan, şahsî davacı. İlgili makama derdini aktaran.
Müstelzim
Gerektirici; doğurucu; sonuç doğurucu
Müştemilât
Eklenti
müstemir
sürekli, kesintisiz
Müstemiren
Sürekli,aralıksız
Müsteniden
Dayanarak; bir şeye dayanarak; delil göstererek
Müşterâ
Iştira edilmiş; satın alınmış
Müşterek mülkiyet
Birden çok kişinin, kanun veya hukuki işlem nedeniyle, bir mala, fiilen bölüşmedikleri belirli paylar oranında malik olmaları.
Müstesna
Ayrık; istisna olan; kural dışı
Mutad
Alışılmış; âdet olunmuş; normal
Mutakabat
Uzlaşı
mütakabil
Tekâbül eyleyen, karşı karşıya gelen, karşılıklı durum arzeden.
Mütalaa
Adli davada bilirkişilerin verdikleri fikirler
Mütâlaa
Görüş; irdeleme; düşünce
Mutalebe
Talepte bulunma; istemde bulunma
Mutallaka
Boşanmış kadın
Mutasarrıf
Tasarruf eden; sancakların en büyük mülki amiri
Mutavassıt
Aracı; aracılık eden; vasıta olan
Mutazammın
Içine alan, üstüne alan; kefil olan; ödemeyi üstlenen
Mutazarrır
Zarar gören kimse
Müteaddit
Birden fazla; çeşitli
Müteahhidünbih
Taahüt edilen,yapılması istenilen şey
Müteahhit
Taahhüt eden; yüklenici; belli bir inşaatı (eseri) yapmayı üstlenen
Müteallik
Ilişkin; bir şeye dair; ilgili
Müteamel
Alışılagelmiş
Mütebaki
Geriye kalan; artan
Muteber
Geçerli; itibarlı; hatırı sayılır; güvenilir; sağlam
Muteberiyet
Geçerlik; geçerlilik
Mütecaviz
Devletlerarası hukukuna göre meşru müdafaa dışında olarakdiğer bir devlete silahla tecavüz eden devletin durumudur.
Mütedâir
Dair olan; ilişkin; değin
Mütedavil
Elden ele geçen; dönen; dolaşan; tedavül eden
Müteferri
Eklenti; eklenmiş; ekli; ilişkin; aynı kökten
Müteferriât
Teferruat; ayrıntı
Müteferrik
Dağınık; çeşitli; ayrı ayrı; türlü
Mütegayyib
Kaybolmuş; yitmiş
Mütehammil
Tahammüllü; dayanıklı
Mütehassıl
Doğan; hasıl olan; meydana gelen
Mütehavvil
Değişken; kararsız
Mütekabiliyet
Karşılıklılık
Mütekabiliyet Esası
Bir devletin, başka bir devletin vatandaşlarına uyguladığı hukuki veya fiili bir davranış biçimine karşılık, diğer devletin de aynı şekilde davranması.
Mütemadi
Failin harekete geçmesiylehitam bulmıyarak, icrası bir müddet uzayan suçtur; kanuna muhalif olarak bir kimseyi tevkif ve hapsetmek, memnu silah taşımak gibi.
Mütemadiyen
Devamli olarak
Mütemâyil
Eğilimli; taraflı görünen
Mütemekkin
Yerleşen, ikamet eden, sakin olan
Mütemerrid
Temerrüde düşen (kimse); yapması gereken bir şeyi yapmamakta direnen
Mütemmim cüz
Tamamlayıcı parça; mahalli örf ve adete göre, bir nesnenin esaslı unsuru olan, o nesne yok edilmedikçe veya parçalanmadıkça yahut niteliği bozulmadıkça ondan ayrılması mümkün olmayan parçalar, o nesnenin tamamlayıcı parçasıdır.
mütemmimcüz
Tamamlayıcı parça, bir şeyin kullanılmasında, kendisinden yararlanılmasında önemli etki ve katkısı bulunan ve asıl şeyden ayrılması imkânsız veya büyük tahribâta sebeb olan parçalar. Nelerin mütemmim cüz olduğunu geleneklere göre belirlemek mümkündür. Bir
Mütenakıs
Çelişik
Mütenasip
Uygun; denk
Müterâfik
Beraber bulunan; karışık; birlikte
Müterettib
Sıralanmış; ait olan; .....üstüne düşen; gereken; meydana gelen; dolayı; meydana gelen
Muteriz
Karşı gelen, itiraz eden, itirazcı
Mütesarlülfesat
Çabuk bozulan
Müteselsil
Zincirleme; dayanışmalı; ardı ardına
Müteselsil Sorumluluk
Birden çok kimsenin, bir borcun veya zararın (tamamının) ödenmesinden, zincirleme olarak ve tek başına sorumlu olması.
Mütevakkıf
Bağlı
Müteveffâ
Vefat etmiş; miras bırakan
Mütevelli
Bir vakfın yönetiminin kendisine verildiği kişi; vakıf yönetim kurulu
Mütevellit
Doğan; ileri gelen
Mutlak hak
Herkese karşı ileri sürülebilen haklardır.
Mutlak muvazaa
Tarafların gerçekte herhangi bir muamele yapmayı düşünmedikleri halde, sadece üçüncü şahısları yanıltmak amacıyla, aralarında bir muamele yapılmış gibi göstermeleri
Muttali
Öğrenme; haberdar olma; bilgilenme
Müttefik-un-aleyh
Üzerine ittifak edilmiş; anlaşma sağlanmış
Müttehaz
Verilen; ittihaz olunan; kabul edilen; yürürlükte bulunan
Müttehit
Birleşik
muvacehe
yüzleştirme
Muvâcehe
Yüzleştirme; yüz yüze gelme
Muvafakat
Uygun görme; onama; razı olma; rızası olma
Muvaffakat
Uygun görmek, onaylamak, kabul etmek.
Muvafık
Uygun; yerinde
Muvakkat
Geçici; süreksiz
Muvâzaa
Danışıklı işlem
Muvâzene
Denge
Müvekkil
Kendisini vekil ile temsil ettiren kişi; vekil eden.
Müvezzi
Dağıtıcı
Muzâf
Izafe edilmiş; bağlı; bağlanmış; katılmış; yönelik
Müzaheret
Yardım; koruma
Müzakere
Bir mesele hakkında karar vermeden evvel karar verecek kimseler arasında görüşlerin ortaya atılmasıdır.
Müzayaka
Sıkıntı, darlık, parasızlık.
Müzayede
Artırma; açık artırma
Müzekkere
Yargılama makamının, bir kararın yerine getirilmesi konusunda belli bir makama yazdığıyazı.