Osmanlılar zamânında yetişen evliyânın büyüklerinden.
Halvetiyye tarîkatının, Rûşeniyye kolunun kurucusudur. Aydın’ın Güzelhisâr köyünde doğdu.
Doğum târihi bilinmiyor. Şiirlerinde Rûşenî mahlasını kullanırdı. 1487 senesinde Tebrîz’de, Kur’ân-ı kerîm okurken vefât etti.
İlim tahsili için Bursa’ya gelerek Yeşil Câmi imâretine yerleşti. Zâhirî ilimleri tahsil ettikten sonra, gönlünde tasavvufa girme arsuzu uyandı. Karaman’a gitti. Seyyid Yahyâ Şirvânî’nin kardeşi Alâüddin Ali Aydınî’nin derslerine devâm etti. Buradan, Bakü’ye giderek Seyyid Yahyâ Şirvânî’nin sohbet ve hizmetine girdi. Kısa zamanda en yüksek talebelerinden oldu. Sıkı riyâzet çekti. Hocasının vefâtından sonra bir müddet Karabağ’da kaldı. Kerîm Hanın dâveti üzerine Tebriz’e gitti. Tebriz’de kendisi için yaptırılan zâviyeye yerleşti. Çok talebe yetiştirdi.
Dede Ömer Rûşenî, Peygamber efendimiz ve O’nun yolundaki âlimlerin tam bir âşığı idi.
Peygamber efendimiz için yazdığı nât-ı şerîfi:
Ey risâlet bostânında hırâmân serv-kad
Vay nübüvvet bahçesinde yâsemin-bû-lâle-had
Adı Ahmed bî-adedtir yâ NebiyyAllah velî
Sen bir Ahmed’sin ki, senden görünür nûr-ı ehad
Sad, aynın (gözün); mim, ağzın; dâl, zülfün göreli
Yâ Nebî, gitmez dilimden bir nefes zikr, hamd
Enbiyânın herbirinin var nihâyet ilmine
Hak sana verdi ki, ilim ve hikmette yok had ve hudûd
Rûşenî bîçâre zulmette kalırdı yâ Nebî
Ana “mim” ağzınla, iki “dal”ın olmasa meded