İstanbul’da Beşiktaş ile Ortaköy arasında deniz kıyısında bulunan büyük saray.
“Çereğan” Lâle Devrinde (1718-1730), mum ve kandil ışığında yapılan gece eğlencelerine denir. Sarayın bulunduğu yerde de bu eğlenceler yapıldığı için, saraya “Çırağan Sarayı” denmiştir. Beşiktaş’la Ortaköy arasında, Lâle Devrinin sadrâzamı Dâmâd İbrâhim Paşa ile zevcesi Fâtımâ Sultan tarafından yaptırılmıştır. Daha önceleri “Kazancıoğlu Bahçesi” denilen bu yerde yaptırılan sarayın yanında bir Mevlevîhâne bulunmaktaydı. Sultan Birinci Mahmud (1730-1754), Üçüncü Selim (1789-1807) dönemlerinde tâmir ve eklemeler yapılan saray, Sultan Abdülmecîd tarafından yeniden yaptırılmak üzere yıktırıldı (1859). Ancak sarayın yeniden inşâsı Sultan Abdülazîz Han devrinde gerçekleşti.
Dolmabahçe Sarayında kullanılan plânın daha ileri bir örneğini teşkil eden Çırağan Sarayının plânlarını Nikoğos Balyan hazırladı. İnşâat 1861’den 1865’e kadar 4 yılda tamamlandı. Deniz kıyısında 750 metre uzunluğundaki bu saray, beyaz mermerden yapılmıştı.
Çırağan Sarayının salonlarının döşenmesine Dolmabahçe Sarayından daha fazla îtinâ gösterildi. Burada kullanılan malzeme de son derece kıymetli cinstendi. Bunun için dış cephesine nazaran iç süslemeleri pek muhteşemdir.
Sultan Beşinci Murad Han, 1876’da tahttan indirilince, arzusu üzerine, Çırağan Sarayı kendisine ve âilesine ikâmetgâh olarak verildi ve 1904 yılında burada vefât etti.
20 Mayıs 1878’de Ali Suâvî’nin tertiplediği Sultan Beşinci Murad’ı yeniden tahta geçirmek için yapılan darbe teşebbüsü, burada cereyân ettiğinden, târihte “Çırağan Vak’ası” olarak bilinmektedir.
İkinci Meşrûtiyette saray, Sultan Reşâd’ın karşı koymasına rağmen, 14 Kasım 1909 gününden başlayarak Meclis-i Meb’ûsân ve Meclis-i Âyâna tahsis edildi. Üst kattaki üç büyük salondan biri milletvekillerine, öteki senatörlere ayrıldı. Üçüncüsüne de, pâdişâh için bir taht konuldu. Yıldız Sarayından getirilen bir takım değerli eşyâlar da buraya yerleştirildi.
20 Ocak 1910’da çıkan bir yangın sonucu tamâmen yandı. Son yıllara kadar sarayın bahçesi Şeref Stadı kayıkhâne bölümü ise Et ve Balık Kurumunca depo olarak kullanıldı.
1946’da çıkarılan bir kânunla İstanbul Belediyesine devredilen Çırağan Sarayının çeşitli târihlerde onarılması düşünülmüş fakat bir netîceye varılamamıştır. Nihâyet 1986 yılının Şubatında, Türk hükûmeti tarafından bir sözleşmeyle, yabancı yatırımcılara, 49 yıllığına kirâya verilmiştir. Yap, işlet, devret modeliyle kirâlanan saray beş yıldızlı otel olarak işletilmeye açılmıştır. Kayıkhâne bölümünde de yabancı devlet adamlarını misâfir etmek için bir devlet konuk evi yapılmıştır.