Babası çocuğuna bir şey sorduğunda çocuk babasının niyetini tam olarak anlamak isterdi. Bunun için ona başka bir soruyla yanıt verirdi:
“Gerçeği mi duymak istiyorsun, yoksa tatlı olanı mı?”
Babası çocuğunun bu açık tutumundan hoşlanır, “Tabii ki gerçeği” derdi. “Gerçeği söylemekten hiçbir zaman vazgeçme evladım. Sen böyle davrandıkça ben de seni her zaman koruyacağım.”
Bir gün eve babanın hoşlanmadığı bir konuk gelecekti. Bu sıkıcı konukla yüzleşmek istemeyen adam oğlunu karşısına aldı ve onu uyardı ve “Bak evladım ben o sıkıcı konuğu görmek istemiyorum” dedi. “Geldiği zaman benim evde olmadığımı ona söyle olur mu?” Babasının bu uyarısı çocuğu şaşırtmıştı, onun kendisine verdiği öğütleri anımsamadan edemedi. Öte yandan babasının uyarısını da göz önüne almak zorunda olduğunu düşündü.
Kısa bir süre sonra beklenen konuk çıkageldi. Kapıda çocukla karılaşınca babasıyla görüşmek istediğini söyledi ve evde olup olmadığın sordu. Çocuk, önce şöyle bir duraksadı, arkasından durumu anlattı:
“Babam şu anda evde” dedi. “Ancak senin bir sıkıntı kaynağı olduğunu söyledi. Tüm gününü berbat etmek istemediğini, sana katlanamayacağını, onun için de evde olmadığını sana söylememi istedi.”
Gelen konuk bu beklenmedik yanıt karşısında çok şaşırdı ve sinirli bir biçimde eve daldı “Sevgili dostum neler oluyor?” diye sordu arkadaşına. “Bu çocuk neler söylüyor böyle?” Kızgın konuğun karşısında bir an ne yapacağını, ne söyleyeceğine karar veremeyen adam çocuğuna dönüp “Ona ne söyledin?” dedi. Çocuk kendinden emin bir biçimde babasının gözlerine baktı ve daha önce sorduğu anahtar soruyla yanıt verdi:
“Gerçeği mi duymak istiyorsun, baba” dedi. “Yoksa tatlı olanı mı?”