Yıllar önce İngiltere’de rütbesiz askerlerin şemsiye kullanması yasaktı. Şemsiye taşıma hakkı yalnızca subaylara tanınıyordu.
O yıllarda bir gün genç bir teğmen, koltuğunun altındaki şemsiye ile hızlı hızlı yürüyen bir askeri görünce beyninden vurulmuşa döndü. Askeri hemen yanına çağırdı, onu azarladı ve sonra da şemsiyesini aldı, dizine dayayıp, kırdı.
“Bu sana bir ders olsun” dedi. “Bir daha şemsiye taşımayacağını öğrenmişsindir artık.”
Elindeki şemsiyesi ortadan kırılan asker, sakin bir biçimde karşılık verdi ve
“Ben zaten biliyorum şemsiye taşımamam gerektiğini” dedi ve teğmene içtenlikle sordu:
“Şemsiyesini almam için beni evine yollayan generale şimdi ne dememi emredersiniz?”
Gelde ayıkla pirincin taşını