Cuma namazı akıl baliğ olan sağlıklı erkeklere farzdır. Bu nedenle Cuma namazını bilerek kılmayanlar haram işlemiş olurlar.
Daire amiri, memurların cuma namazına gitmelerine izin vermezse, önce amiri, makbul bir yolla takındığı menfi tavırdan vazgeçirmeye çalışırlar. İmkân olmadığı takdirde memur ya kendi naklini başka yere yaptıracak, yahut da maddi durumu müsait olduğu takdirde istifa edecektir. Durumu müsait olmazsa görevine devam edip cuma namazına gitmeden öğle namazını kılar, vebal de amire ait olur, işçinin ve öğretmenin de durumu böyledir.
İbn Kasım ve Şebramilisi şöyle diyorlar: Cuma namazına izin vermeyen bir işverenin yanında bir işçinin çalışabilmesi için, muhtaç olması gerekir. Muhtaç olmadığı takdirde cuma namazını kılmayarak yanında çalışması haramdır. (Şebramilisi: c. 2, s. 134).
Hanefî ulemâsından el-İmam Abu Hafs gibi zevat; işverenin izni olmadan işçinin cuma namazına gitmesi caiz değildir, demişler ise de işçi ve memurun cuma namazına gitmelerine mani olmak büyük bir vebaldir. (el-Fetava'l Hindiye: c. l, s. 144 )
Akıl baliğ her müslümana normal vakit namazlarını kılmak da farzdır. Buna göre eğer işveren namaz kılmanıza izin vermez ve siz de orada çalışmaya mecbur değilseniz işi bırakırsınız. Eğer mecbursanız namazınızı zamanında kılmaya çalışırsınız. Bir nedenle namazı zamanında kılamamanızın günahı işverene aittir. Siz de en kısa zamandan kaza edersiniz.
Kıyam yani namaz kılarken ayakta durmak namazın farzlarından biri olduğıu için bir mazeret yokken duran bir araba içinde namaz kılmak caiz değildir. Bu nedenle işverenin haberi yokken namaz kılmanız caiz olmakla beraber, arabanın içinde olmaz.
Bu işe girmeden önce farz namazları kılmanıza izin verilmeyeceği kesin ise ve siz de böyle bir işe girmeye zaruret derecesinde mecbur değilseniz işe girmeyiniz. Ancak kesin bir durum yoksa bir defa denemek de fayda vardır. Denedikten sonra namazları kılmanıza izin verilmezse istifa edersiniz.