Ülkemiz Tarımının Genel özellikleri
Ülkemiz 1980'li yılların başlarına kadar bir tarım ülkesiydi. Ancak bu tarihten sonra tarım dışındaki diğer etkinliklerden, özellikle sanayi ve hizmet faaliyetleri ön plâna geçmiştir. Buna rağmen halen çalışan nüfusun yarısından fazlası tarımla uğraşmaktadır. Bunun yanı sıra tarıma ayrılan toprakların dağılışında az da olsa önemli gelişmeler olmuştur. Verimli tarım arazileri ve alüvyal taban toprakları, sanayi ve yeni yerleşmelerin istilâsına uğrarken, tarıma uygun olmayan alanlardan meralar ve orman olması gereken alanlar tarıma açılmıştır.
İklim (yağış miktarı ve sıcaklık), yükselti ve denizden uzaklık gibi coğrafî faktörlerin yanı sıra Türkiye'de tarım; toprak cinsi, toprağın işlenmesi ve bakımı, sulama, gübreleme, tohum kalitesi ve ıslahı, makineleşme, tarımı destekleyen kuruluşlar, ulaşım ve pazarlama gibi bazı faktörlerin de etkisindedir.
Tarımsal alanların dağılışı
Dağlık, arızalı ve eğimli bir özellik sunan ülkemiz arazisinin arazi kullanma kabiliyet sınıflarına göre %34,6'sı tarıma elverişli araziler (I, II, III, IV. Sınıf araziler), geriye kalan %65,4'ü tarıma elverişli olmayan araziler (V, VI, VII, VIII. Sınıf arazilerden meydana gelir. Tarıma uygun olan I. ve II. sınıf araziler genellikle sorunsuz ve her çeşit ürünün ekilip, dikilmesine ve yetişmesine elverişlidir. Ülke arazisinin %15,3'ünü oluşturur. III ve IV. sınıf araziler ise, taşlık, eğim, erozyon gibi problemleri olan ancak sürekli olarak bazı toprak koruma ve ıslah önlemleri ile tarıma elverişli olan arazilerdir. Ülke arazisinin %19,3'ünü oluşturur. Tarıma uygun olmayan arazilerden V. sınıf araziler taşkına da uğra-yabilen ancak meyve bahçesi olarak tarıma ayrılan alanlardır. %0,2 ile ülke arazisinde en az yer kaplayan arazileridir. VI. sınıf araziler genellikle mera ve otlak olarak kullanılmaya elverişli arazilerdir (%13.4). VII. sınıf araziler çoğu kez orman arazileri ya da orman kapsamında bulunan arazilerdir (%47.6). VIII. sınıf araziler ise, ülke arazisinin %4,2'sini oluşturulan tarımsal değeri olmayan bataklık, kayalık, tuzlu alanları ifade eden işe yaramayan arazilerdir
Tarımsal alanların coğrafî dağılışı
Ülkemizde kuru tarım İç ve Güneydoğu Anadolu ile Trakya'da yaygındır. İç ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri ülkemizin tahıl ambarıdır. Belli başlı tarım arazilerini, Doğu Anadolu'da Malazgirt, Ağrı, İğdır, Muş, Erzurum, Erzincan, Elâzığ, Malatya ovaları; Akdeniz Bölgesi'nde Antalya ve Çukurova; Ege Bölgesi'nde Bakırçay, Gediz, Küçük Menderes ve Büyük Menderes ovaları; Marmara'da Erge-ne'nin yanısıra Güney Marmara Bölümü'ndeki Gönen, Karacabey, Bursa, İnegöl ovaları; Karadeniz Bölgesi'nde Bafra, Çarşamba delta ovaları ile Kızılırmak, Yeşilırmak, Sakarya gibi büyük akarsuların geniş taban arazilerinde ve Suşehri, Tokat, Erbaa, Niksar, Merzifon, Tosya ovaları oluşturur.
Başlıca Tarımsal Ürünlerimiz:
1. Tahıllar:
1950'li yıllarda Türkiye'de ekili-diki-li arazilerin %80'ninde tahıl tarımı yapılmakta idi. Son yıllarda tarımın ana karakteri değişmemekle beraber, tarım alanlarının sanayi alanlarına dönüşmesi ile bazı değişmeler yaşanmaktadır. Belli başlı tahıl ürünlerimiz arasında buğday, arpa, mısır, pirinç; ayrıca çavdar, yulaf, darı üretimi sayılabilir.
Buğday:
Çimlenme döneminde yağış, olgunlaşma ve hasatta sıcaklık ve kuraklık ister. Halkın temel besin maddesi olan ekmeğin hammaddesini oluşturan buğday, ülkemizdeki tahıl arazilerinin %70'ini oluşturur. Doğu Karadeniz Bölümü'nde yazların yağışlı geçmesi ve Kuzeydoğu Anadolu'da sıcaklığın çok düşük olduğu yüksek alanlar dışında kalan ovalarda buğday yetişir. Özellikle Orta Anadolu'da ekilir. Bunun nedenleri arasında buğdayın bozkır (step) alanlarındaki iklim koşullarında yetişmesinin uygun olmasıdır. İlkbahar mevsiminin yağışlı olması gerekir. Bu mevsim kurak geçerse, buğday üretimi düşer. Türkiye, dünya buğday üretiminde Rusya, ABD, Kanada, Hindistan ve Fransa'dan sonra altıncı sıradadır.
Arpa:
Buğdaya göre daha soğuk ve kurak koşullarda yetişir. Buğdaydan sonra en çok üretilen tahıldır. Ülkemizde Doğu Karadeniz Bölümü dışında, özellikle İç Anadolu Bölgesi'nde yetişir. Bira sanayinin ham maddesidir. Ayrıca hayvan yemi ola-rakta kullanılır.
Mısır:
ilkbahar ve yaz mevsiminin yağışlı ve toprağın yeterince nemli olması nedeniyle Karadeniz kıyılarında mısır tarımı doğal olarak yetişebilir. Yaz sıcaklıklarının yüksek olduğu Akdeniz Bölge-si'nin sulanabilen kesimlerinde de mısır yetişir. Yıllık 3 milyon ton civarında mısır üretiminin %50'sini Akdeniz bölgesi karşılakmaktadır.
Çeltik (pirinç):
Sürekli su ve yaz sıcaklığı isteyen çeltik, ülkemizde 1000 m'nin altındaki akarsu boyu ovalarında yetişir. Kızılırmak'ın kollarından Devrez ve Gökırmak vadileri boyunca, Bafra ve Çarşamba ovalarında özellikle Terme-Çarşamba arasında, Çoruh vadisinde, Sakarya vadisi boyunca, Amik ovası ile Meriç deltası (Enez'de) ve taşkın vadisi boyuna pirinç tarlaları görülür. Yıllık üretim 200.000 tondur. Marmara toplam pirinç üretiminin yarıdan fazlasını karşılar.
2. Baklagiller:
Baklagillerden fasulye, nohut,
mercimek ülkemizde yetiştirilir.
Fasulye:
Ülkemizin temel besinlerinden birisidir. Yüksekliği 1200 m'yi aşmayan ve yaz mevsiminde sulanabilen kıyı ovalarımızda yetiştirilir.
Nohut ve Mercimek:
Genel olarak İç ve Güneydoğu Anadolu'da yetiştirilir. Şanlı Urfa mercimek üretimi bakımından önde gelen illerimizden-dir. Üretilen nohut ve mercimek ancak ülke gereksinimini karşılar. Yeşil mercimekte iç anadolu, kırmızı mercimekte G. D. Anadolu ilk sırada gelmektedir.
3. Sebze ve meyveler:
Uygun iklim koşulları ve farklı yeryüzü şekilleri nedeniyle ülkemizde çok çeşitli sebze ve meyve üretilir. Özellikle son yıllarda
sebze üretiminde Akdeniz Bölge'sinde belirgin bir
gelişme söz konusudur. Meyvelerimiz arasında ise,
Bursa'nın şeftalisi, Malatya'nın kayısısı, İzmit (Yarımca), İzmir (Kemalpaşa), İsparta (Senirkent-Uluborlu) kirazı, Ankara'nın armudu, Anamur'un muzu,Amasya'nın elması yurt içinde olduğu kadar yurt
dışında da pazar bulmaktadır. Ülkemizde seracılığın da gelişmesi ile her çeşit sebzeyi her mevsim
bulmak mümkün olmaktadır.
Turunçgiller:
Mandalina, portakal, limon ve greyfurt ülkemizde en çok üretilenleridir. Kışların ılıman, yazların ise sıcak geçtiği ve sulamanın yeterli olduğu arazilerde yetişir. Akdeniz Bölgesi'nde Antalya, Mersin, Adana ve Hatay, Ege'de İzmir, Muğla ve Aydın illeri ile Doğu Karadeniz'de kısmen Rize çevresi başlıca üretim alanlarıdır.
Fındık:
Ana vatanı Türkiye'dir. Kıyıdan 60 km içerilere, 700-750 m yükseltilere kadar çıkan ve yıllık ortalama yağışın 1000-2000 mm olduğu sahalarda yetişen fındık, Karadeniz Bölgesi'nde kıyı şeridinde dar bir alanda yetişir. Üretimin %75'ini ihraç ettiğimiz bu ürünün, %80'i Karadeniz, %20'i Marmara Bölgesi'nde yetişir. Türkiye, dünya fındık üretiminin %80'ini sağlar. Türkiye'yi italya ve ispanya izler.
incir: Akdeniz ve Ege bölgelerimizde kıyıya yakın kesimlerde yetişen incir, soğuk ve dondan etkilenir. Ege Bölgesi'nde Aydın çevresinde yetiştiriler incir, ülkemiz üretiminin 2/3'ü kadar olup bu üretimle dünyada ilk sırayı alır ve bir tekel durumundadır.
Üzüm ve bağcılık:
Türkiye'nin önemli bir tarımsal potansiyeli de bağcılıktır. Soğuğa dayanıkl olan bağlar, dikili alanlarımızın %17'sini oluşturur Hemen her bölgemizde yetişmekle birlikte, ekono mik olarak bağcılık en yaygın Ege Bölgesi'nde ya pıtır. Bu bölgede yetişen çekirdeksiz üzümler dün yaca ünlüdür. Aydın, Denizli, Manisa, İzmir, Muğlc bağcılığın en fazla görüldüğü illerdir. Ege Bölge sinden sonra, Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde özellikle Gazi Antep, Mardin, Diyarbakır ve Adıya man illerinde yetiştirilir. İç Anadolu, Akdeniz, Mar mara bölgeleri onları izler. Üzümler, hem yaş hen de kuru olarak tüketilir. Kuru üzüm üretiminde dün yada ilk sırayı ülkemiz alır. İç Anadolu'da Ürgüp Nevşehir üzümlerinin bir bölümü ise şarap üreti minde kullanılır.
4. Sanayi Bitkileri
Pamuk:
Tekstil sanayinin ham maddesi ola pamuk yazı sıcak ve kurak, ekildikten sonra sulc manın yapıldığı ovalarda yetiştirilir. Akdeniz v Ege bölgelerinin sulanabilen alüvyal ovalarında uygun yetişme ortamı bulmuştur. Güneydoğu Anadolu Bölgesi ile Güney Marmara Bölümü'nde de yetişir. Pamuk üretiminde ülkemiz dünyada 5. sıradadır.
Şeker pancarı:
1926'da Uşak ve Alpullu fabrikalarında şeker üretiminin başlaması ve bu fabrikaların artışıyla ülkedeki şeker pancarı üretimi de tüm ülkeye yayılmıştır. Yetişme alanı deniz seviyesinden itibaren ve 1900 m'lere kadar ulaşabilir. Doğal yetişme ortamında iklim nemli ve ılımandır. Ülkemiz ekili-dikili alanlarının %2'sinde şeker pancarı yetiştirilir.
Tütün:
Önemli ihraç ürünlerimizden biri olan ve ekim alanları devlet denetiminde olan tütün deniz seviyesinden başlayarak, Doğu Anadolu'da 1500 m'lere kadar yetişebilir. Karadeniz Bölgesi'nde Bafra ve Çarşamba ovalarında, Karadeniz gerisinde Erbaa-Niksar ve Taşova çevrelerinde, Güney Marmara ovalarında, Trakya'da, Ege Bölgesinde özellikle Akhisar ve Bakırçay ovalarında, Doğu Anadolu Bölgesi'nde ise, Muş, Bitlis, Malatya ve Elazığ illeri önemli tütün alanlarıdır. Türkiye tütün üretiminde dünyada 5. sıradadır. Tütün üretiminde en fazla yetiştiren bölgemiz Ege bölgesidir. (% 59'u)
Ayçiçeği:
Sıvı yağ tüketimi bakımından ayçiçeği tohumlarından elde edilen yağ, önemli bir besin maddesidir. Sıcağı ve nemi sever, çapa ve bakım ister. En çok Marmara Bölgesi'nde özellikle de Trakya'da Edirne, Tekirdağ illerinde yetiştirilir. Bu yöre, ülke üretiminin 3/4'üne karşılık gelir. Ayrıca Akdeniz, Ege ve Batı Karadeniz'deki alüvyal ovalarda da yetişir.
Çay:
Yetişmesi için bol yağış ve sıcaklık ister. Kışların ılıman geçmesi de önemlidir. Yıllık ortalama yağışın 1600-2400 mm arasında olması çayın uygun yetişme ortamıdır. Çay bahçelerinin yükseltisi en çok 600-700 m'lere kadar çıkabilir. Doğal ekim alanı Doğu Karadeniz Bölümü sahilimizde Giresun'dan Gürcistan sınırına kadar olan saha-dır.1940'larda ülkemize Kafkasya'dan getirilmiştir. En fazla Rize'de yetişir. Üretimin %80'i bu ilden karşılanır. Birçok ülkeye ihraç edilir.
Zeytin:
Akdeniz ikliminin önemli ağaçlarından biri olan zeytin, ülkemizde çok geniş yayılış alanına sahiptir. Yıllık ortalama yağışın 1000-1200 mm, yıllık sıcaklık ortalamasının 15-20°C olduğu alanlarda ve 800 m'yi aşmayan yükseltilerde yetişir. Sıcaklığın 0°C'nin altına düşmesi ile zeytin ağaçları zarar görür. Trabzon-Samsun arasındaki Doğu Karadeniz kıyılarımızda, Artvin-Yusufeli arasında Çoruh vadisinde, Güney Marmara kıyı ovalarımızdan başlamak üzere Ege ve Akdeniz sahillerini izleyerek İskenderun Körfezine kadar olan arazilerde zeytin yetiştirilir. Sofralık zeytin, zeytinyağı ve sabun üretiminde kullanılır.
Zeytin üretiminde ülkemiz dünyada dördüncü sıradadır.