Sual: Üzerinde kul hakkı olan ne yapmalı?
CEVAP :
Üzerinde kul hakkı olan buna tevbe için, kul hakkını hemen ödemeli, onunla helalleşmeli, ona iyilik ve dua etmeli. Mal sahibi, hakkı olan ölmüş ise, ona dua, istiğfar edip vârislerine verip ödemeli, bunlara iyilik yapmalıdır. Çocukları, vârisleri bilinmiyorsa, o miktar parayı fakirlere sadaka verip, sevabını hak sahibine bağışlamalıdır. (Sefer-i Ahiret)
Bir kimseden haksız olarak alınan bir kuruşu, sahibine geri vermek, yüzlerle lira sadakadan kat kat daha sevaptır. Bir kimse, Peygamberlerin yaptığı
ibadetleri yapsa, fakat, üzerinde başkasının bir kuruş hakkı bulunsa, bu bir kuruşu ödemedikçe, Cennete giremez. (Mektubat-ı Rabbani c.2, m.66, 87)
Kıyamet günü, hak sahibi, hakkından vazgeçmezse, bir dank [yarım gram gümüş] hak için, cemaat ile kılınmış, kabul olmuş yediyüz namazı alınıp, hak sahibine verilecektir. (Dürr-ül-muhtar)
Kul hakkını, Allahü teâlânın hakkından önce ödemek gerekir. Kul hakkı olan günahların affı güç ve azapları daha şiddetlidir. Başkasının hakkını yiyen, hak sahipleri ile helalleşmedikçe affa uğramaz. Yani üzerinde kul veya hayvan hakkı bulunanı Allahü teâlâ affetmez ve bunlar Cehenneme girip, cezalarını çekeceklerdir. (Hadika)
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Üzerinde kul hakkı olan, ölmeden önce ödeyip helalleşsin! Çünkü ahirette altının, malın değeri olmaz. O gün, hak ödeninceye kadar, kendi sevaplarından alınır, sevapları olmazsa, hak sahibinin günahları buna yüklenir.) [Buhari]
(Kibri, hıyaneti ve kul borcu olmayan mümin, Cennete girer.) [Nesai]
(Kul hakkı, müminin aybı, kusurudur.) [Ebu Nuaym]
Üzerinde kul hakkı bulunanların ruhları Cennete girmez. Salihlerin ruhları kabirlerine gelerek, cesetlerini ziyaret ederler. Vefat eden müminlerin ruhları gelip, dünyada tanıdıklarını sorarlar. (Feraid-ül-fevaid)
İşlenen günahta kul hakkı da varsa, kul hakkını hemen ödemek, onunla helalleşmek, ona iyilik ve dua etmek de gerekir.
Kul borcu ile ölürsek, birçok sevabımız hak sahibine verilir, sevabımız kalmazsa, onun günahlarını yüklenmek zorunda kalırız.
Şehid olan kimselerin kul borçlarını Allahü teâlâ öder.
Sual: 13-14 yıl önceleri okulda bir Alman arkadaştan bozuk para almıştım ve daha sonra geri vermek nasip olmadı... şimdi ne yapmalıyım?
CEVAP
Bulma imkanı yoksa, mirasçılarını da bulamazsan, müslüman bir fakire o kadar sadaka vermelisin. Bulabilirsen parasını vermen gerekir veya vermeden de helalleşmek ve hediye ettim, senin olsun gibi bir söz söylemesi gerekir.
Sual: Peki, ödünç bir şey alınmışsa (mesela kalem veya kitap) ve geri verilmesi unutulmuşsa, ne yapmalı?
CEVAP
Bunlar da aynı, ya bulup vereceksin veya parasını vereceksin veya helalleşeceksin. Yahut hiç birisi mümkün olmazsa, fakire sadaka vereceksin.
Kul hakkı Cennete girmeye manidir
* Bir kimse Peygamberlerin yaptığı ibadetleri yapsa fakat üzerinde bir kuruş kul hakkı bulunsa, bu bir kuruşu ödemedikçe Cennete giremez.
* Kul hakkı çok mühim. Allahü teâlâ her türlü günahı affedebilir. Ama, kul hakkıyla gelmeyin buyuruyor. Kul hakkıyla gidenin işi adalete bırakılır. Adaletin ne şekilde hüküm vereceği belli olmaz. Allah korusun çok kimse ümitle gider de, hâli perişan olur.
* Size haksızlık eden, zulmeden, malınızı mülkünüzü gasp eden aslında size iyilik etmiştir. Eyvah onların haline. Sen mazlum, onlar zalim. Alan düşünsün. Ahirette zalim ağlayacak, mazlum gülecek. Zalim verecek, mazlum alacak.
Bir mümine bir bardak su verenin, kul hakkı hariç bütün günahları affolur
(Müflis, şu kimsedir ki, kıyamette, defterinde pek çok namaz, oruç ve zekat sevabı bulunur. Fakat, bazılarına çeşitli yönden zararı dokunmuştur. Sevapları, bu hak sahiplerine dağıtılır. Hakları ödenmeden önce sevapları biterse, hak sahiplerinin günahları, bunun üzerine yükletilip Cehenneme atılır.) [Müslim]
(Bir kimse, en büyük günahları işlese, hatta Allah’ı inkâr etse, şirk koşsa, sonra pişman olup tevbe ederse, Allahü teâlâ onun bütün günahlarını affeder. Cenab-ı Hakkın rahmeti bu kadar boldur.
Kur'an-ı kerimde, (Şirki affetmem) buyurması, (Şirk üzere imansız ölenleri affetmem) demektir.
Yoksa ölmeden önce yaptığı şirklere tevbe edenin tevbesini kabul eder.
Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Günahınız çok olup göklere kadar ulaşsa, tevbe edince, Allahü teâlâ tevbenizi kabul eder.) [İbni Mace]
Bu hadis-i şerif kul hakkı bulunmayan günahlar içindir.
Eğer işlenen günahlarda kul hakkı da varsa, sahibi ile helalleşmek gerekir. Borcu varsa, borçlarını ödemelidir. Kul borçlarını ödeyip onlarla helalleşen, diğer günahlarına da tevbe edip bir daha işlemeyen kimse, hiç günah işlememiş gibi olur. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Tevbe eden, günah işlememiş gibi olur.) [İbni Mace]
* Kul hakkı çok mühim. İnsan şehit olsa, Cennetin kapısına kadar gider. Kul hakkı ödenmedikçe Cennete giremez. İhsanı ilahi, Allahü teâlâ şehitlerin kul haklarını helalleştirecek.
* Muhyiddin-i Arabi hazretlerini rüyada görmüşler etrafı çok kalabalık derecesi çok yüksek, büyük nimetlerin içinde. Demişler efendim siz nasıl bu kadar büyük nimetlere kavuştunuz? Buyurmuş ki, dünyada benim gıybetimi yapanlar, düşmanlar çok fazla, onların bu yaptıkları sayesinde burada derecem durmadan yükseliyor.
* Ahir zamanda fitne fesat çok olur. Dili tutup, bir şeye karışmamalı. Herkesin arasında olursunuz ama ha var ha yok. Var mı yok mu belli değil. Böyle olmalı
Büyükler buyuruyor ki:
Bir dank, yani bir kuruş, üzerinde kul hakkı olan Cennete giremez.
İnsanın giydiği elbisenin tamamı helal olsa, bir düğmesi, bir ipliği haram olsa, bu elbise ile kılınan namaz helal olmaz.
Peygamber efendimiz yine buyuruyor ki:
Ahirette sırat köprüsünde her Müslümana yedi sual sorulacaktır.
Yedinci sualden Peygamberler dahi korkmuştur.
Birincisi imandan sorulacaktır,
ikincisi namazdan,
üçüncüsü oruçtan,
dördüncüsü hacdan,
beşincisi zekattan sorulacaktır.
Altıncısı gusül abdesti sorulacaktır.
Ve yedinci suale gelince orada bu sualden Peygamberler dahi, ben dahi hepimiz korktuk.
O da kul hakkıdır!
İşte o kul hakkının da hesabı verildikten sonra karşı tarafa geçiliyor, Cennete girebiliyor.
Kul haklarından bir tanesi, gıybet ve dedikodu.
Kalbi kırılacak bir lafı bir kimsenin arkasından konuşmak gıybettir.
Gıybet, zinadan bile günahtır, kul hakkına girer, kalb kırmaya girer.
O halde sakın ola ki, hiç bir müslümanın, hiç bir şekilde aleyhinde konuşmamalı.
Onun hesabını Cenab-ı Hak görecektir.
Gıybetin yol açtığı en büyük günahlardan biri de kalb kırmaktır.
Küfürden sonra en büyük günah kalb kırmaktır.
Kâbe’yi yıkmaktan daha büyük günah.
Kalbi kırılan bir müminden, onun bedduasından çok korkmalı...
Kalb, nazargâhi ilahidir.
Cenab-ı Hak insan vücudunda en yakın komşu kendine kalbi yaratmıştır.
Eğer kalb incitilirse yanındaki de incitilir.
O halde müslüman olsun, kâfir olsun hiç kimsenin kalbini kırmamalı. Aksine, iyilik yapmalı.