Mine İzgi & Kızımı Yetiştiriyorum

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Nazenin

  • d@ml@
  • ****
  • Join Date: Nis 2008
  • 595
  • +154/-1
  • Umudum,çarem,tek dayanağım sensin Allahım.
Mine İzgi & Kızımı Yetiştiriyorum
« : 01 Haziran 2008, 13:29:33 »


Kızım Olsaydı…


Mine İzgi, Allah’ın Kur’an’da öngördüğü sistem ve psikoloji alanında bilgilerini, deneyimlerini harmanlayarak hazırladığı kitabıyla kız annelerinin en büyük yardımcısı olacak.



Malatya doğumlu bir çocuk annesi olan Mine İzgi “Kızımı Yetiştiriyorum” isimli kitabı ile kızı olan bütün annelerin gönüllerine girmeyi başardı. Aslında kendisi 17 senelik gazeteci. İlk göz ağrısı da Millî Gazete. Bir ara Vakit gazetesinde editörlük yaptı. Şimdi ise Moral Haber sitesinde yazıyor. Ve yazı hayatı tam gaz devam ediyor. Hanım olması, İlahiyat mezunu ve aynı zamanda eğitimci olması, ortaya dikkate değer bir kitabın çıkmasına sebep olmuş. Eğitimli bir anne, sağduyulu ve de inançlı. Allah’ın Kur’an’da öngördüğü sistem ve psikoloji alanında bilgilerini deneyimlerini harmanlayarak hazırladığı kitabı kız annelerinin en büyük yardımcısı olacak.

Kızınız yok ama “Kızımı Yetiştiriyorum” diye bir kitap yazdınız.

Çünkü sübjektif olmaktan ziyade objektif olmaya çalıştım. Halbuki kızım olsaydı kendi değer yargılarım, kendi doğrularım, kendi gördüklerim olacaktı. Aldığım eğitim doğrultusunda pedegojik formasyon derken toplumda bir açık olduğunu gördüm. Zaten yazılarım hep kadını ve kızı eğitmek üzerineydi. Çünkü kadın eğitilirse toplum eğitilmiş olur diye düşünüyorum. Kadın çocuk doğurmaz, kadın toplumu doğurur. Her şey kadının elinden geçiyorsa o zaman kadını eğitelim diyorum.

Böyle bir kitap yazmak aklınıza nereden geldi?

Türdav- Elit Kültür yayınlarından bu tür bir teklif gelince değerlendirdim. Ama onlar hiç çekinceli davranmadılar. ‘Mine hanımın kızı yok ama çalışması var bu işi yapar’ dediler ve bana güvendiler. Ama bunu soranlara diyorum ki sübjektif yaklaşmamak için bilgilerimi harmanladım ve 100’e yakın kızla röportaj yaptım ve sorular çıkardım. İnsanlarla iletişim içinde olduğum için onlara yaklaşırken de kendi kızım gibi yaklaşıyorum. Ayrıca 5 kızlı bir ailenin en büyük ablasıyım.

Kitabınızda kızların yetiştirilme yaşını 22 olarak düşünmüşsünüz. Bu yaş sınır mıdır?

0 –22 yaş arası kızı anlatıyoruz kitabımızda. Ve sonunda kızımızı evlendiriyoruz. Hadis-i şerifte peygamber efendimizin de dediği gibi “Bir kız çocuğu yetiştirip onu evlendiren bir anne babaya ne mutlu” der.

Evlilik yaşını 22 olarak mı düşündünüz?

Evet ben öyle tahayyül ediyorum. Okul hayatını okusun, meslek seçimini yapsın ondan sonra da evlensin. Hem okuyup hem de evlenebilir. Ben de öyle yaptım.

O zaman kız çocukları mutlaka okusun mu diyorsunuz?

Öyle veya böyle mutlaka okumalılar. Çünkü “İkra” diye başlayan bir dinin mensubuyuz. Yani ilk gelen emir oku. İlle müspet ilimle okuyacak diye bir ayrım yapmıyorum ama bilginin yolu okumaktan geçiyor. Peygamber Efendimiz diyor ki, “Beşikten mezara kadar ilim öğreniniz”. Doğduğunuz anda ilimle başlıyorsunuz, ölene kadar ilim.  Bu ilmin çeşidi, bu ilmin sınırı, bu ilmin diploması sertifikası yok. Kızlarımıza mutlaka okusunlar derken okul olamayabilir, önlerinde engeller olabilir. İlle Üniversite okumadım, orta okul okumadım diye kabına çekilecek değil ya. Evlerimizi birer okul yapabiliriz. Kitaplarla evimizi donanımlı hale getirebiliriz. Ama yine de arzum okumalarından yana. Mutlaka okuyup ellerinde bir meslekleri olmalı. Bu onlara kadın olmanın verdiği açılımları getirecektir.

Özellikle kız çocuklarına bu ilgi niye? Neden ilk sırayı kız çocuklarına tanıdınız.

Genellikle kız çocuklarına yönelik kitaplar çok az. Ergenlik dönemlerinde okuyacakları bir kitapları yok. İsim vermek istemiyorum ama bizim kültürümüzü yansıtmayan bir sürü kitap var ama medya tarafından o kadar popüler hale getiriliyorlar ki. Talep olunca da -arz talep meselesi- tabi ki onlar okunuyor. Biz kızların okuyacağı kitaplara yöneleceğiz. Roman değil de günlük olarak, hatırat şeklinde kız çocuklarına yönelik kitaplar olacak. Onların iç dünyasına inen, bizim kültürümüzü yansıtan kitaplar olacak. Bunu yaşarsan ne olur, sonucu nedir gibi çok içten samimi yazılmış kitaplar var sırada. Bir genç kızın günlüğü var hedeflerimiz arasında. Kızlarımız, yani geleceğin anneleri olan kızlarımızı en iyi şekilde donanımlı hale getirmeliyiz. Çünkü onlar ne olursa olsunlar anne olacaklar. Bu gün bebek sallayan eller, yarın dünyayı sallayacaktır. Firavunların annelerini değil, Musa’nın annelerini çoğaltmak istiyoruz. Biz Fatih Sultan’ın annelerini yetiştirmek istiyoruz. O zaman bunun yolu eğitimden ve okumaktan geçiyor. Ve tabii ki inançtan geçiyor.

Kız çocuklarının toplum üzerindeki etkilerinden bahseder misiniz?

Kaliteli kız yetişince kaliteli anneler yetişir. Kaliteli toplum ve toplumu oluşturan kaliteli insanlar yetiştireceğiz. Her ev bir okul, her ev medrese olunca kazandırdığımız refah, huzurlu ve kaliteli bir toplum olacak. İşte aile  çok önemli. Batı şunu söylüyor “Biz ordu ile yapamadığımızı aile ile yapıp aileyi çökertiyoruz”. Biz de diyoruz ki “Çöktüğümüz yerden ayağa kalkarsak oradan  neşvü nema bulursak mutlaka iyi sonuçlar alırız”. Şu an Türkiye’de bir savaş yok ama psikolojik savaş var. İşte şiddeti seven bir toplumda terör olur, kardeş kardeşi vurur. Kur’an’da bir ayet var. “Ey Müminler aranızda nizaya düşmeyin sonra gücünüz azalır” diye. İşte sağlam bir yuvanın temeli için kadına maddi ve manevi  olarak çok yük düşüyor. Ama onun üstesinden gelecek yapıyı da Rabbim ona vermiş. Yoksa ilk iman eden kişi Hz. Hatice olmazdı. O çocukları en iyi şekilde yetiştirmekle görevli. Verilen ismin bir vizyonu ve misyonu olmalı. Erkek de hanımına yardımcı olacak ve  sınırları o muhafaza edecek.

Kitaba günlükle başlamışsınız. Günlük tutmanın çocuğun hayatındaki önemi nedir?

Kitaba günlükle başladık, çünkü annelere şunu söylüyorum, çocuğunuzun çok özelini, yaşadıklarını bir yere yazın, günlük tutun ve sonra onları çocuğunuza okuyun. Büyüdüğünü anlasın ve kendisinin özel olduğunu düşünsün. Çocuğunuzun özel olduğunu ona idrak ettirin. Çocuğunuzun özel resimlerini asın onu yüreklendirerek mükafatlandırarak cesaretlendirin. Ailede sevilmemiş, yüreklendirilmemiş, cesaretlendirilmemiş, inanç verilmemiş çocuklar sonunda şiddet meraklısı oluyor. Şimdi nerede o Mevlana’nın talebeleri? Yok mu? Var ama o kadar sesleri az ki, işte amaç bunları açığa çıkarmak.

Aile kimsenin müdahale edemeyeceği bir müessese, kimse karışamaz. O zaman aileyi yetiştirmek yine ailenin kendi elinde.
 
 

Söyleşi: Güzin Osmancık