Alm. Der Staat “Atcha”, Fr. Etat “Atscha”, İng. The state of Achin.
Hint Okyanusu’nun doğusundaki Sumatra Adasının kuzey kısmında, Cihan Şahın liderliğinde kurulan bir İslam devleti.
Açe Devletinin bulunduğu Sumatra Adası, eskiden beri ticaretle uğraşanların uğrak yeri idi. Açeliler Hintli bir prens tarafından idare edilirlerdi. Miladi 12. ortasında Açe’de İslamiyet yayılmaya başladı. Şah Cihan’ın 1205’te Açe Sultanı olmasından sonra ise Açeliler, gruplar halinde Müslüman oldular.
Sultan Ali Mugayyet Şah 1507-1522 döneminde Açelilerle adaya gelen Portekizliler arasında kanlı mücadeleler başladı.
Bu mücadele, Sultan Aleeddin Riayat Şah 1537-1571 zamanında da devam etti. Aleeddin Riayat Şah, Portekizlilere karşı Osmanlı sultanından yardım istedi. Osmanlı Sultanı İkinci Selim Han, Açe’ye iki gemi top, tüfek ve top yapacak ustalar gönderdi. Büyük alim ve ilim adamı Abdurrahman Efendi, yanında bulunan Türklerle Açe’de bir köy kurarak yerleşti. Açeliler bu yardımlar ile Malakka Yarımadasının büyük bir kısmını Portekizlilerden kurtardılar. Bu tarihten sonra Açe Sultanlığı Hollandalılar tarafından işgal edilinceye kadar Kuzey Sumatra’ya hakim oldu.
1876-1877 Osmanlı-Rus Harbinde (93 Harbi) yenilen Osmanlı Devletinin eski gücünü kaybetmesinden cesaret alan Hollandalılar, 1877-1881 yılları arasında Açe’yi tamamen işgal ettiler ve binlerce müslümanı şehid ettiler. Buna rağmen Hollandalılar, hiçbir zaman Açelilere tam anlamiyle hakimiyetlerini kabul ettiremediler. Bugün Endonezya Cumhuriyetinin bir parçası durumundadır.
Açe ahalisi ziraatle uğraşır. Biber, Hindistan cevizi ve pirinç yetiştirirlerdi. Kauçuk ağacı ile yağ hurması bahçeleri yaygındı. Müreffeh bir hayatları vardı. Açe ahalisi, inanç bakımından Peygamber efendimizin bildirdiği ve Eshab-ı kiramın naklettiği Ehl-i sünnet itikadında, amel bakımından da Şafii mezhebindeydiler. Evliyaya ve alimlere hürmetleri pek fazlaydı. 1877’den sonra Hollandalılar ve İngilizler, onları doğru yoldan ayırabilmek için yıllarca mezhepsiz ve sapık fikirlerin yayılması için gayret ettiler. Bunlara karşılık Osmanlı Padişahı İkinci Abdülhamid Han, İstanbul'dan gönderdiği sandıklar dolusu kitaplarla Endonezya’da İslamiyetin bugüne kadar doğru bir şekilde gelmesini sağladı.