Ey bana şahdamarımdan daha yakın olan Allahım!
Şüphesiz Sen beni benden daha iyi bilensin.
Koca bir okyanusum, her damlası günah kokan bir suyum.
Yûnus diyor ya: Bunca varlık var iken gitmez gönül darlığı
Tak etti bu gönül darlığı, dilimin tokmaklarına dayandı.
İnşirâh! Yâ Allah!
Hata ettim ve nihâyet Senin kapına geldim.
Değil mi ki Sen; Senin göğsünü açıp genişletmedik mi?diyensin.
Belini büken yükünü üzerinden kaldırmadık mı?,
Senin şânını yükseltmedik mi?
kelâmını işitip de bir alev gibi titrememek,
bir zelzele gibi kalbi titretmemek elde mi?
Sevgili...
Kelâmının her bir kelimesini kendine yâr edinen bu fakîr,
kendini yalnız hissedebilir mi, ey Sevgili?
Yakup'un Yusuf'a olan özlemi gibi,
Suyun toprağı, ırmağın denizi,
Tohumun toprağı, bebeğin annesini,
Aradığı gibi senin aşkını arıyoruz,
Işık ver gönlümüze, kurtuluş bekliyoruz.