“Kanuni Sultan Süleyman’ın ölümü neden saklandı? Ölümü gerçekleştikten sonra iç organlarının çıkarıldığı doğru mu?”
Zigetvar Savaşı esnasında hastalanan Kanuni, kalenin fethini göremeden 66 yaşında ölmüş (21 Haziran 1566), bir kargaşa çıkmasından endişelenen Sadrazam Sokollu Mehmed Paşa, Kanuni’nin ölümünü vezirlerden bile saklamıştı.
Oğlu II. Selim İstanbul’da tahta geçene ve cenaze İstanbul’a nakledilene kadar geçecek süre içinde, tahnit işlemi yapılmaması halinde, cenazenin çürümeye başlaması kaçınılmazdı.
Bu yüzden Sokullu’nun emriyle bir tıbbi heyet tarafından Kanuni’nin cesedi “tahnit” edildi. Yani iç organları çıkarılıp ilaçlandı.
Eski kaynaklarımızda olay şöyle anlatılıyor:
“Tabib İbn Kaysun, İmam Derviş Efendi ve Rikâbdar Mustafa Ağa ve Musâ Ağa ve Hasan Ağa, cümlesi on iki nefer kimesne mübarek cesedini gasledüp tekfin eyleyüp namazunu kılup tabut ile taht altında emanet kodular.”
Müverrih Selaniki ise şöyle diyor:
Müverrih Selaniki’den bugünkü dile çevirerek bir nakil daha yapalım:
“Padişahın iç organları çadırında yatağının bulunduğu yere gömülerek cesedi tahnit edildi.”
Tahnit işlemi türlü ilaçlar, misk ve amberlerle yapılıp ceset sımsıkı muşambalara sarılarak bir tabuta yerleştirildi. Bu yüzden bazı eski tarihçiler, “Sokollu, Kanuni’yi âdeta pastırma yaptı!” ifadesini kullanırlar.
Unutmayalım ki, Kanuni’nin ölüm tarihi 21 Hazirandır. Yani mevsim yazdır. Sıcağın en kuvvetli olduğu bir zamanda koca padişah mumyalanmış olarak 48 gün saklanmış, sonra İstanbul’a getirilerek Süleymaniye Camii’nin kıble tarafında, vaktiyle Mimar Sinan’a inşa ettirdiği türbesine defnedildi.
Yavuz BAHADIROĞLU