1. Kaynak
M. F. Köprülü’ye göre Türklerin etnik özelliklerinin arkasında yüzlerce yıllık bir “Türk teşkilat kültürü” vardır. O, XIII ve XIV. yüzyıl Anadolusu’nun sosyo-kültürel durumunu, Osmanlı Devleti’nin kuruluşundaki en önemli etken olarak görmüştür. Müslüman Türk toplumu içindeki meslekî ve dinî zümreler ile bunların oluşturduğu kültürel ortam devletin kuruluşunda etkilidir. Zira Anadolu Müslüman-Türk toplumunun maddi ve manevi dinamikleri, Osmanlı Devleti’ni besleyecek derecede gelişmiştir. XIII. yüzyılda Anadolu’nun batısına doğru meydana gelen nüfus hareketliliği bu dinamikleri etkin hâle
getirmiştir. (Köprülü, 1999’dan düzenlenmiştir)
2. Kaynak
H. A. Gibbons’a (H.A. Gibıns) göre Osmanlılar Anadolu’nun en uzak köşesine yerleştikleri için doğudan göçlerle gelen Türklerle temasa geçme fırsatları olmamıştır. Osmanlılar, Anadolu’ya geldikten sonra Müslümanlığı kabul etmişlerdir. Bizans sınırları yönünde genişleyen bu küçük grup, din değiştirme ve evlilikler yoluyla büyük kısmı Rumlardan oluşan yerli halk ile karışmıştır. Bunun sonucunda da tarih sahnesine Osmanlı adıyla yeni bir ırk çıkmıştır. Bu yolla Osman Bey’in 400 çadırlık aşiretinin yaklaşık on kat arttığını belirten Gibbons, Osmanlıların büyük bir güç olmasında doğudan gelen unsurların değil Rumlardan Osmanlılara sığınanların ve din değiştirenlerin önemli rol oynadığını söyler. Dolayısıyla Gibbons, Osmanlıları meydana getiren gücün Asya kökenli değil, tamamen Avrupa kökenli unsurlar olduğunu iddia eder. (Gibbons, 1998’den düzenlenmiştir)
3. Kaynak
P. Wittek’e (P. Vitek) göre Osmanlı Devleti’nin ihtişamlı yükselişinin gerçek nedeni, İslam mücahitleri (gaziler) olan Türk göçebelerinin varlığıdır. Osmanlı Devleti’ni tarih sahnesine çıkaran dinamik ideolojik faktör, gazadır. (Wittek, 2013’ten düzenlenmiştir).