SORU: Aşağıdakilerden hangisi Hadis tenkidinin temel ilkelerinden biri değildir?
A) Hadislerin söyleniş sebepleri, hangi ortamlarda, ne amaçla söylendiklerinin araştırılması.
B) Haberin başka kaynaklardan te’kîdi, yani aynı haberi veren başka kaynaklar olup olmadığının araştırılması, varsa ikisinin karşılaştırılması.
C) Hadislerin bütün farklı rivayet kanallarının ve zincirlerinin araştırılması, bir araya toplanması, karşılaştırılması ve bir bütün olarak değerlendirilmesi
D) Her hangi bir hadis, akla, Kur’an’a, İslâm Dini’nin genel ilkelerine, İslâm âlimlerinin icmâ’sına, Hz. Peygamber’in yaygın ve meşhur bir sünnetine, kesin bilimsel verilere, kesin tarihsel gerçeklere aykırı ise, çok sayıda kişiyi
ilgilendiren bir konuda sadece bir kişi rivayette bulunuyorsa kabul edilmemesi.
E) Haberi verenin, haber verdiği olaya tanık olup olmadığının, doğru algılama konusunda bir engel bulunup bulunmadığının, haberi doğru olarak aktarmasını engelleyecek herhangi bir neden, engel veya kusur bulunup bulunmadığının araştırılması.
CEVAP: Hadislerin söyleniş sebepleri, hangi ortamlarda, ne amaçla söylendiklerinin araştırılması.
Hadislerin gerçekten Hz. Peygamber’e ait olup olmadığını araştıran hadis tenkitçiliği, insanoğlunun haberlerin doğruluğunu belirlemek için şimdiye kadar bulabildiği ve kullandığı üç evrensel yöntemi kullanır:
1- Haberi verenin, haber verdiği olaya tanık olup olmadığının, doğru algılama konusunda bir engel bulunup bulunmadığının, haberi doğru olarak aktarmasını engelleyecek herhangi bir neden, engel veya kusur bulunup bulunmadığının araştırılması.
2- Haberin başka kaynaklardan te’kîdi, yani aynı haberi veren başka kaynaklar olup olmadığının araştırılması, varsa ikisinin karşılaştırılması. Hadislerin bütün farklı rivayet kanallarının ve zincirlerinin araştırılması, bir
araya toplanması, karşılaştırılması ve bir bütün olarak değerlendirilmesi.
3- Her hangi bir hadis, akla, Kur’an’a, İslâm Dini’nin genel ilkelerine, İslâm âlimlerinin icmâ’sına, Hz. Peygamber’in yaygın ve meşhur bir sünnetine, kesin bilimsel verilere, kesin tarihsel gerçeklere aykırı ise, çok sayıda kişiyi ilgilendiren bir konuda sadece bir kişi rivayette bulunuyorsa kabul edilmemiştir.
Bu üçüncü tür tenkit yöntemi, İslâm Tarihi’nin çok erken dönemlerinden beri uygulanmıştır.